BU KAÇINCI “HARİCİYE” KOĞUŞU?
HÜSEYİN MÜMTAZ
Peyami Safa’nın aziz hatırasından özür dilerim. Onun bahsettiği, hastahanenin hariciye bölümüydü. Kahramanı, dokuzuncu koğuşta yatmıştı.
Zinhar, Hariciye Nezareti mensuplarını ve yan gelip yattıklarını da kast etmiyorum.
Fakat doğrusu, neresinden bakarsanız bakın başlık “cuk” oturdu.
Dâvutoğlu o kadar faal ki ondan önceki en az on dışişleri bakanını bir nefeste hatırlayamıyoruz.
Ama o kadar faal olmasına rağmen (bazen bir günde üç dış ziyaret gerçekleştirebiliyor); Islahat ve Tanzimat Fermanlarından bu yana da dış politikamızın en kötü dönemini yaşadığını düşünüyorum.
Uzak-yakın; problemimizin olmadığı tek ülke yok..
Son iki örnek kelimenin tam anlamıyla pastanın üzerine mumu dikiverdi.
Davutoğlu, Suriyeli sığınmacıların durumunun ele alındığı, “Suriye’nin dostları” toplantısına katılmak için gittiği Ürdün’de, Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları Za’atari kampında gerçekleşmesine rağmen, sığınmacıları ziyaret edemeden geri dönmüş.
Türkiye, Lübnan, Irak’ın Dışişleri Bakanları ile BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres ve Mısırlı yetkililerin katıldığı toplantı, Za’atari kampının idari bölümünde gerçekleştirilmiş. Ancak Ürdünlü yetkililer, konuk bakanların kampın, Suriyeli mültecilerin yaşadıkları bölümüne geçmesine izin vermemiş.
Toplam 600 bin Suriyeli sığınmacının bulunduğu Ürdün’ün en büyük kampı, 110 bin Suriyeli’nin yaşadığı Za’atari kampıymış.
Bilindiği gibi Türkiye için bu rakamlar, 1 milyonu kayıtlı olmak üzere 2 milyona yaklaşmış vaziyette.
İkinci haber, “çat kapı” Viyana’dan..
Davutoğlu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısı için Viyana’ya gitmiş..
Toplantılarda Ukrayna’da yaşanan çatışmalar ve Ukrayna’nın geleceği konuşulmuş. Ama toplantıdan sonra çekilen fotoğraf bence toplantının önüne geçmiş.. Avrupa Konseyi üyelerinin yer aldığı fotoğrafta “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı” Ahmet Davutoğlu’nun kendisine en arkada yer bulabilmesi ve yüzünün ancak ufak bir kısmının gözükmesi sizce önemsiz bir ayrıntı mı?
O karede görünebilmek için acaba parmaklarının ucuna mı basıyor?
Freedom House ile ilgili geçen haftaki açıklamasına Beyaz Saray’dan verilen cevabın ardından bu iki olayın arka arkaya gelmiş olması, kim ne derse desin kötü bir tesadüf..
Ne demiştik bu köşede geçen gün?
“Dâvutoğlu’nun dış politikasının temelini oturttuğu, günün gerçekleriyle asla bağdaşmayan tarih algılamasına itirazım var.
Dâvutoğlu iyi veya kötü politika yapsın ama her konuşmasından önce oturup kimseye yarım saat tarih dersi vermeye kalkmasın.
Tarih ilmi yapmadığına göre konu hakkındaki bilgisi; bir banka memurundan, bir doktordan, bir mağaza/otel müdüründen fazla değildir”. (“TARİHE ŞAŞI BAKMAK”. 6 Mayıs 2014)
Aradan iki gün geçiyor ve Prof. Dr. İlber Ortaylı Londra’ya gidiyor.
Londra’da faaliyet gösteren ‘Turkish Forum UK’ vakfının davetlisi olarak Hyatt Regency The Churchill Hotel’de düzenlenen yemekli geceye katılıp “Birinci Dünya Savaşının 100’üncü Yıldönümünde İmparatorluğun Son Günlerinden Cumhuriyet’in Kuruluş Öyküsüne” konulu bir konferans veriyor.
Cihan Haber Ajansı’na göre; “Son yıllarda Yeni Osmanlıcılık akımının çıktığının ifade edilmesi üzerine Ortaylı, ‘Dışişleri bakanının ciddi bir tarih bilgisi birikimi olduğunu zannetmiyorum’” diyor;
Avrupa Ajansı (AVA) Mehmet Gaygusuz’a göre ise “Dış bakanın (dışişleri) Osmanlıcılık ve yeni Osmanlıcılık hakkında ciddi bir bilgi birikimi olmadığını” söylüyor.
Âlimin hâli başka oluyor..
NOKTA, NOKTA.. 9 Mayıs 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ