BATIK BALIK

BATIK BALIK

HÜSEYİN MÜMTAZ

Bir çapraz, bir çapraza, bak çapraz, gel beraber çapraz çapraz gidelim demiş..

Öldüğü için hareketsiz kalan, hareketsiz kaldığı için batan balık bile deyimdeki gibi yan gider de bunlar çapraz çapraz gidiyorlar.

Ama onu bile beceremiyorlar.

Bayram değil, seyran değil; gündem bu kadar sıkışıkken iki arada bir derede taa uzaklara bir Güney Afrika ziyareti ayarlayan müzakereciler ortak bir açıklama metni yayınlamış..

“Güney Afrika’da bizleri ağırlayarak bize bu ülkenin barış ve uzlaşı sürecini, özellikle de müzakere süreçlerindeki tıkanıklıklardan ve çöküşten nasıl kaçınılacağı konusunda burada edinilen tecrübeyi anlamamıza yardımcı olacak bir fırsat sağlayan ev sahiplerine teşekkür ediyoruz. Her uluslararası uyuşmazlığın kendine özgü olduğu ve Güney Afrika ve Kıbrıs süreçleri arasında spesifik herhangi bir benzerlik olmadığı bir gerçektir, ancak biz bu tecrübe paylaşımını faydalı bulduk.

Kıbrıs’ta sürdürmekte olduğumuz müzakere sürecinin bir parçası olmayan bu ziyaretimiz, bizlerin, iki müzakereci arasındaki güvenin artırılması ve birbirimizi daha iyi tanıyıp anlama fırsatı vermiş olması nedeniyle de çok yararlıydı.”

Yuh be birader..

O zaman neden gittiniz? Nasıl gittiniz? Parayı kim verdi, kim izin verdi? Şart mıydı?

“Ön tanışma-görüşme-elektrik alıp verme” desek o da değil, tanışalı epey oldu..

Meğer “ikisinin arasındaki güvenin arttırılması ve karşılıklı daha iyi tanışma” amaçlıymış devlet kesesinden yahut uluslararası bilmem hangi ödenekten karşılanan bu “gezi”.

Amma “güven arttırıcı” faaliyetlermiş yahu!. Arttır arttır bitmedi..

Kargalar gülüyor, duyuyor musunuz?

Bir gece Girne Limanda, ertesi hafta Limasol’da otursalardı çilingir sofrasına; bak nasıl tanırlardı birbirlerini.

Muhteremlerin Güney Afrika “iş gezisi”ni duyunca şunları yazmıştık;

“ ‘Çapraz müzakereciler’ bu defa da beraberce Güney Afrika’ya gitmişler.. Siyahlarla beyazların nasıl ‘birleştiklerini’ inceleyeceklermiş. Hayatımda bu kadar saçma bir şey duymadım..

Hanginiz kendini siyah kabul ediyor? Kim beyaz?

Eski Yugoslavya’ya, Kosova, Makedonya, Bosna, Hırvatistan, Çek ve Slovakya’ya, Kırım’a, Rojava’ya, Barzani’ye gitsenize ‘nasıl ve neden ayrılmak mecburiyetinde kaldıklarını’ incelemek için.. İmralı’ya da gidin..” …demiştik.

Yuh ki ne yuh..

Yukarıda verdiğim örneklerin hepsi “aynı dinden” oldukları halde “farklı dil” konuştukları, yâni farklı milletten oldukları için “bütünden” ayrılmışlardır.

Bunlar tabak gibi, kabak gibi ortadayken dini, dili, ırkı birbirinden tamamen farklı, tarihin hiçbir devrinde bir ve beraber yaşamamış, hep boğuşmuş iki ayrı milleti cam bir fanus içinde, laboratuvarda bir kavanozda deney maksatlı bir araya getirmeye çalış.

Yukarıdaki örneklere Quebec’i ekleyin, Sovyetlerden ayrılan Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini ekleyin, Valon’ları/Flamanları ekleyin, İrlanda’yı ekleyin, Baskları ekleyin, Venedik’i ekleyin…

Bu insanlar neden ayrılmak zorunda kalmışlardı, ayrılmak istiyorlar diye düşünmeyin, araştırmayın, oralara hiç gitmeyin de kalkın “siyah-beyaz” birleşmesini incelemeye gidin.

Afrikalılarla, Boerler (zengin muhafazakâr protestan Hollandalı beyaz çiftçiler) ne oldu da “birleşti”?

Eminim Rum çapraz Mavroyannis, orada Mandela’nın Atatürk ödülünü reddetmiş olduğunu bıyık altından gülerek hatırlatmıştır bizim “toparlanmacı”ya..

“Şekil (a) da görüldüğü gibi siz de reddedin canım” diyerekten..

Bu pilav daha çok su götürecektir. Bu saçma Güney Afrika gezisinin asıl ve gizlenen konu, kapsam, amaç ve sonucu nasılsa bir gün ortaya çıkacaktır.

İki konu daha var bu günlerde saman altından yürümekte olan..

Bir; Talât’ın Anadolu gezi ve konferansları.. Annan Planı döneminde “halkı uyandırmak” için Rauf Bey’in yaptığı ve sonunda lâf işittiği gezileri hatırlattı.

Talât tam aksine “halkı birleşme konusunda uyutmak” için geziyor ve sponsor da buluyor..

O halde dikkat.. Yeni bir plan gümbür gümbür geliyor demektir.

İkincisi; KKTC’deki “paralı” üniversiteler.

Türkiye’den “çocuğum okusun” diye sıkıntıya girerek evladını gönderecek olan üniversitelerin kimlik ve kişiliğini iyi araştırsın, yeni ders yılında ebeveynler..

Geçenlerde KKTC’de 443 sene sonra kilise’deki bir âyinde Rum papaza kocaman bir anahtar vermişlerdi de..

Hangisinde Türkiye Cumhuriyeti’ni bölücüler yuvalanmış, hangisinde Türkiye Cumhuriyeti karşıtları?

Balığın bir kere battıktan sonra düz gittiği zinhar görülmemiştir..30 Nisan 2014

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ

BATIK BALIK - huseyin mumtaz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir