23 Nisan

Bugün 23 Nisan!

Andım var. 11 ABD’linin kafasına torba geçirip onları belli bir süre hapishanelerimizde misafir edinceye, yani torbanın rövanşını aynıyla alıncaya kadar, hiçbir 23 Nisan’ı kutlamayacağım. Torbadan bu yana kutlamadım, kutlamam da…

23 Nisan’ın anlamı neyse askerimizin kafasına geçirilen o torbaların, o torbaların geçirilmesine neden olanların, buna göz yumup hiçbir şey olmamış gibi davrananların, hatta olayın olacağı bilgisini aldıkları hâlde askerin burnu sürtsün diye olur verdiği söylenen muhterem (!) zevatın oluşturduğu anlam da onun o kadar zıddıdır.

Hadi, Türk’ün asalet ve yüce gönüllülüğü bir gün bu “Çirkin Amerikalı”ları affetti diyelim. İlk bağımsız Meclis’imizin kurulduğu güne kadar yine kutlayamam. İçimden gelmez çünkü… İşgal altındayken, vatanseverlerin ulusal konularda bazı ertelemeler yaptıklarını duymuş, okumuş ya da görmüşsünüzdür. Ta ki işgal kalkana, işgalciler kovulana dek!..

“Bu da ne, nereden çıktı şimdi?” diyenlere yuh olsun!

Demek ki ülkelerini ilgilendiren en önemli konular bile onların umurlarında değilmiş.
Bakmasını bilmez, görmesini bilmez, okumasını bilmez ve düşünmesini beceremezsen nesin sen?
Bitkinin bile dünyaya, doğaya ve canlılara yararı var.
Senin, ya senin neyin var?
Anlat da bilelim!
Sen yalnız çıkarın olduğu zaman mı vatandaş olursun?
Sen yalnız, çıkar umut ettiğin kişinin kapısında dilenmek için mi kefen giyip meydanlara düşersin? Vatan sevgisi diye bir kavram bulunmaz mı sende?
Egemenliğimizi çalmışlar ve bunlar gibilerin çokluğu yüzünden ülkemizin kılı kıpırdamamışsa neyin egemenliğini kutlayacağız ki?

Hem bu egemenlik de ne mene şey?
Tuhaflık onda mı sizde mi?
Onlarca yıldır alttan deldiniz üstten deldiniz, sonunda imdat simidi gibi tutunup kurtarıcı olarak yapıştınız. Ne iştir bu?
Düne kadar, Atatürk’ümün “Egemenlik Kayıtsız şartsız milletindir.” yani “Egemenlik; padişahın, emirin, kralın, sultanın değil ülkelerin gerçek sahipleri olan milletlerindir.” anlamındaki sözünü çarpıtıp “Egemenlik Allah’ındır.” söz, yazı ve çıkartmalarıyla “Yüce Allah’la onun yarattığı bir kulu kıyaslamaya kalkan reziller!” sizlere bakıyorum da ortaya Paralel Yapı denen bir sanal güç çıkınca, “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir!” demeye başladınız. Bu ne demek şimdi?
*
Adama sormazlar mı?
Doğru, gerçekçi, Kur’an-ı Kerim’e ve Yüce Rabb’imizin söylediklerine uygun bu sözü çarpıtmak için neden bu denli uğraştınız? İnsanları hedef gösterdiniz?..
Bunca günahı aptalca üstlendiniz?..
Şimdiyse neden en başa dönüp, çarpıtmak istediğiniz o sözlere bir kurtarıcı gibi yapışıp, tutundunuz?
Allah sizlere akıl, fikir, vicdan versin.
En çok da vatanı sevmek nasıl olurmuş, onu öğretsin sizlere…
*
*
*
Günay Tulun
Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir