Ukrayna Parlamentosu Milletvekili ve Kırım Tatar Milli Meclisi Eski Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül tarafından geçen hafta Cumhuriyet Nişanı ile onurlandırılmıştır. Cumhurbaşkanı, Kırımoğlu’na takdim edilen Cumhuriyet Nişanı’nın ülkemizde Devlet Başkanları dışındaki kişilere verilen en üst nişan olduğuna işaret ederek şunları söylemiştir:
“Kırım Tatarlarının var olma ve insanca yaşama mücadelesinin bayraktarlığını yapan, bu uğurdaki büyük fedakarlıklarını takdirle izlediğim Sayın Kırımoğlu’na bu nişanın verilmesini, aslında iki sene önce düşünmüştüm…Şüphesiz ki bunlar bir zaman aldı… Onun üzerine bugün sizlerin de iştirakiyle bu nişanı, büyük kahraman, büyük mücahit, değerli kardeşim Kırımoğlu’na tevcih edeceğiz.”
Kırımoğlu’u da törende yaptığı konuşmada Nişan ve Beratı almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bunu zor günlerinde Türkiye’nin Kırım Tatarlarına verdiği desteğin bir nişanesi olarak gördüklerini belirtmiştir.
Mustafa Cemil Kırımoğlu’na Cumhurbaşkanımız tarafından verilen Cumhuriyet Nişanı Kırım Türklerini çok mütehassis etmiştir. Camia Sayın Gül’e müteşekkirdir.
Fakat, Nişan verilmesi konusunda Kırım Derneklerinin girişimlerinden törende söz edilmemesi, bu konuda çaba gösterenlerin unutulduğu izlenimi yaratmıştır.
18 Kasım 2013 tarihli ve “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Osmangazi Üniversitesi” başlıklı yazımda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesi gereği üzerinde durdum:
“Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 26 Ağustos 2009 tarihli ve 22 sayılı Senato Kararı ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na 2009 yılında Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalında fahri doktora vermiştir…Kırımoğlu’na, Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Cumhuriyeti arasındaki dostça ilişkilerin geliştirilmesini, iki ülke halkını birbirine yakınlaşmalarını sağladığı için Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesinin uygun olacağı düşüncesindeyim.”
Kırım Ajans bu önerimi 21 Kasım 2013 tarihinde abonelerine şöyle geçmiştir: “Eskişehir (QHA) – Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Rıdvan Karluk, Sakarya gazetesindeki 18 Kasım tarihli yazısında Kırım Tatarlarının lideri Mustafa A. Kırımoğlu’na Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesi fikrini ortaya koydu. Prof. Dr. Rıdvan Karluk, 2009 yılındaki bir köşe yazısında yaptığı teklifini hatırlatarak, Kırım Tatarlarının yoğun olarak yaşadığı Eskişehir’de bulunan Anadolu ve Eskişehir Osmangazi Üniversitelerinin Kırımoğlu’na fahri doktora unvanı verilmesi konusunun yeniden gündeme almasını önerdiğini, belirtti. Eskişehir’e Türk Dünyası Kültür Başkenti ziyareti kapsamında gelen Kırım Milli Meclis Eski Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Osmangazi Üniversitesi’ni de ziyaret etmesini çok anlamlı bulduğunu kaydeden Rıdvan Karluk, ‘Kırımoğlu’na, Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Cumhuriyeti arasındaki dostça ilişkilerin geliştirilmesini, iki ülke halkını birbirine yakınlaşmalarını sağladığı için Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesinin uygun olacağı düşüncesindeyim.’ diye yazdı.”
16 Aralık 2013 tarihinde “Mustafa Cemil Kırımoğlu ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı” başlıklı yazımda bu konuyu yeniden gündeme getirdim: “Geçen yıl vefat eden Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan önceki hafta İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen bir program ile anılmıştır. Program kapsamında Ukrayna Parlamentosu’nda Kırım Türkleri’nin temsilciliğini yapan Mustafa Cemil Kırımoğlu’na verilmiştir.
Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Mesut Ör Kırımoğlu’na, Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Cumhuriyeti arasındaki dostça ilişkilerin geliştirilmesini, iki ülke halkını birbirine yakınlaşmalarını sağladığı için Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesinin uygun olacağı konusunu gündeme getirmiş, Kırım Ajans da bu konuyu haber yapmıştır.
Eskişehir Kırım Derneği eski Başkanı olarak başta Kırım kökenli milletvekillerimiz Kazım Kurt ve Dr. Ruhsar Demirel olmak üzere Kırım kökenli olan ya da olmayan herkes, önceki hafta vefat eden Nelson Mandela gibi halkının barışçıl yollardan Kırım’a dönmesi ve özgürce yaşaması için hayatını hasreden Kırımoğlu’na Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesine destek olmalıdır.”
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu kritik dönemdeki ödülü, Kırım Türklerini çok duygulandırmıştır. Kendilerine şükranlarımızı iletiriz.
Odunpazarı Belediyesi ve Abdülcemil Kırımoğlu Parkı
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Ankara’daki törenden sonra Konya’ya gitmiş ve Konya’da Büyükşehir Belediyesi tarafından adına yaptırılan parkta hayatının anlatıldığı anıtın açılışını yapmıştır. İnsanın yaşarken herhangi bir yere isminin verilmesini uygun bulmadığını anlatan Kırımoğlu, “Çünkü hayat uzun. Bir yaramazlık yapsam ne yapacaksınız? İnşallah ölene kadar bu parkın ismini değiştirmeye sebep olmayacağım” demiştir. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek Konya’da 30 binin üzerinde Kırımlı’nın yaşadığını dile getirerek, Kırım Gözleve’deki Mevlevihane’nin işlevsel hale getirilmesi ve orada bazı kursların düzenlenmesi, aynı zamanda Han Sarayı’nın bir benzerinin Konya’da yapılması konusunda çalışma başlattıklarını açıklamıştır.
Odunpazarı Belediye Başkanı Sayın Kazım Kurt Kırım kökenlidir. Eskişehir’de de 30 binden fazla Kırım kökenli hemşehrimiz yaşamaktadır. Konya’dan eksik tarafımız da yoktur.
İbrahim Alidinov’dan Kırım Mesajı
İbrahim Alidinov öğrencim. Kırım’daki son gelişmeler üzerine bana aşağıdaki mektubu yazmış. Bu mektubu şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Hocam, sizin yazdığınız makaleleri okudum, çok güzel ve mantıklı buldum. Ben kendim Kırım Tatarıyım ve özgür Ukrayna’da doğdum. Ailem halkımın çoğu gibi Özbekistan’dan 1989 da Kırım’a taşındılar. Ben ise 1990 da anavatan Kırım da dünyaya geldim. Sürgünlükte halkımın çektiği zorlukları ve zulümleri ananemin anlattıklarından bilirim…
İlk dönemi bitirip ara tatiline Kırıma döndüm. Ukrayna’daki olaylardan ve insanların niyetlerinden haberim vardı. Eski Cumhurbaşkanı Yanukoviç AB ile entegrasyon imzalamadığı için başkentte Kiev’de bin öğrenci sokaklarda ve Maidan Nezalejnosti’de protestolar başlattı. Yanukoviç’in emri ile bu öğrenciler polis tarafından dövüldü ve bir kısmı hapislere atıldı.
Bu zulme, bu vahşi acımasızlığa karşı Ukrayna ve Kırım Tatarları ayağa kalktılar. Ukrayna’da tüm büyükşehirlerde olduğu gibi 23 Şubat tarihinde Kırım Tatarları Aqmescit ( Simferapol) merkez (Lenin) meydanında toplandılar. Miting yaklaşık 2 saat sürdü ve Milli Meclis Reisi Refat ağa (Çubarov) halkının isteklerini açıkladı.
Rusya taraftarı olan milletvekilleri bu konuşmaları tehdit olarak anlayıp Moskova’ya gidip geldiler ve orada gizli planlar yapıldı. 26 Şubat tarihinde Kırım Parlamentosu toplanıp oy çokluğuyla Kırımı Rusya’ya bağlamayı istedi fakat bizler Kırım Tatarlar Parlamento binası önünde 10 binden ziyade insan toplanıp buna izin vermedik.
Rus gazetecileri ve medyası Rusya’da Kiev’den alınan videoları altına Kırım yazıp gösterdiler ve 2 gün içinde Kırıma 30 bin asker, tank ve helikopterler girdi. Ben Türkiye’ye 10 Mart tarihinde döndüm, benim uçağım Kırım’dan Türkiye’ye uçan son uçaktır. Ama biz üzülmüyoruz ve pes etmiyoruz, çünkü biz Kırım Tatarları bir avuç insan değiliz, bizler bir yumruk bir milletiz.”