Bize öğretilen, Kur’an’ın dini değil

 

109M_9

 

Yaşar Nuri Öztürk
[email protected]
20 Nisan 2014, 10:32

Orhan Turgut yazıyor:
“53 yaşında lise mezunu birisiyim. Sizi yaklaşık 15 yıldır izliyor ve okuyorum.

Okul yıllarından beri öğrendiğimiz şu: Allah’ın en iyi kulları bizleriz. Diğer milletler gayrimüslim, gâvur. Oysaki bütün ölüm, zulüm, savaşlar ve bombalar Müslüman ülkelerde. Okul yıllarından beri ibadetini yapan birisi olarak bu çelişki kafamı hep meşgul etmiştir. Kitaplarınızı okudukça karanlıkta göremediğim şeyleri görmeye başladım. Sizin akıl ve ilim ışığınız sayesinde gördüm ki bizler kafamızı kuma sokmuşuz. Düşünüyorum, Allah ne istemiş, biz ne yapmışız! Bunu şimdi çok iyi anlıyorum.”
“Okuma sevgisini, bilimselliği, akılcı düşünmeyi sizin sayenizde kazandım. Şimdi, okumadığım gün yok. Atatürk’ü sizin sayenizde tanıdım. Okullarda biz sadece ismini ezberlemişiz. O dehayı tanıyınca, yabancıların onun için söylediğini görünce dönüp ona nankörlük edenlere bakıyorum, kahroluyorum. Oysaki hepimiz biliyoruz, bu millete Allah’ın bir yardımı, bir lütfudur Atatürk. Bu millet için annesinin cenazesine dahi gidememiş, aylar sonra mezarını ziyaret edebilmiştir. Bu millet bu hakkı nasıl ödeyecek!
“Allah size uzun ömür versin; ışığınız, aydınlığınız yayılmaya devam etsin. Siz Allah’ın bu millete bir lütfusunuz. Bizler de bu ışığın çevremize yayılmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ömrünüz uzun olsun, size çok ihtiyacımız var. Emeğiniz boşa gitmiyor hocam.”
Mustafa Çay yazıyor:
“Böylesine kirlenmiş ve birçok insanın dini ticarete çevirdiği bir dünyada inancını yaşamak öylesine zor ki! Sizi çok uzun süredir takip ediyorum. Anlattıklarınız; din tüccarlarından, din adına siyaset yapanlardan öylesine uzak ki! Diğerleri el ayak öpmenin, din adı altında her tür-lü ahlaksızlığı yapmanın hesaplarını yaparken, siz birey odaklı bir inançtan söz ettiniz hep. Kur’an’ı anlamanın, onu papağan gibi tekrar etmekten çok farklı olduğunu dile getirdiniz. İçsel yolculuğumuzda çok önemli farkındalıklar kattınız bize.”
Mustafa Ekmekçi, ‘Yaşar Nuri’ başlıklı bir şiir yazmış. Gönüldaşlarımızın vicdanlarına bir kayıt düşmek için veriyorum:
“Geceleri çağırdı seni zaman
Bir sana baktı bir geceye
Emzir dedi beni hiç nefes almadan

İlmi emzir, tarihi emzir…

Emdikçe emesi geldi gerçeği.
Gece yoruldu sen yorulmadın
Güneş vurdu kalemine
Bir sana baktı zaman bir insanlığa
Ve şöyle dedi:

Sen sonsuzluğun çocuğusun!
Kâğıda yazmıyorsun gerçeği
Taşa kazıyorsun.

Üzülme!

Sana bağıranlar

Zamana bağıranlardan farksız
Sana bağıranlar korkak ve izzetsiz

Onlar alçak ve mesnetsiz.”

Yurt

 

 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir