ΒΟΡΕΙΑ ΛΕΥΚΩΣΙΑ
HÜSEYİN MÜMTAZ
Başlığın ne demek olduğunu meraklısı iyi bilir..
Zaten bu yazı öncelikli olarak “onlar”, yâni “iki toplum” deyince tuz alıp koşan “kıprıslıtürkler” için yazılmıştır. (İkisi de küçük.)
Reddediyorum, nefret ediyorum, direniyorum. İtiraz ne kelime, isyan ediyorum.
KOP’çu topçu, yâni “müttefik”lerin bir nefeste “ittifak” ettikleri tek Lefkoşa Belediye Başkan adayı halkı hâlâ oyalıyor..
“Müttefikler” başka tek bir Allah’ın kulunu bulamamışlar mıdır aday olarak da, Fellahoğlu’na karşı geçmişte kaybeden o seçkin şahsiyeti tekrar hazırlayıp sahneye çıkarmışlardır?
Lefkoşa “Türk” Belediyesi 16 Haziran 1958 tarihinde kurulmuş ve “mülga” 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 173. Maddesi ile de “Türk” olarak tanınmıştır.
Ama ne çare Kıbrıs Türk Futbolu’nu KOP’a yama etmeye yeminli bu muhterem Lefkoşa’yı cebren ve hile ile “βόρεια Λευκωσία” yapmaya niyetlidir.
O niyetlidir de memleketteki ağır topların, “ağır abi”lerin hareketsizlikleri anlaşılır gibi değildir.
Herkesin mi gözü, büyülenmiş gibi şefin çubuğunun ucundadır? Kimsenin “gendi” özgür iradesi yok mudur?
Bu gün hep muhalifim, “sol” tarafımdan kalktım herhalde.
“Türk kahvesini dünyaya tanıtan” Selamlique’ın, yurtdışındaki üçüncü franchise mağazası olan “Selamlique Turkish Coffee Kıbrıs Mağazası”, marka sahibi ve Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi Caroline Koç’un da katılımı ile Lefkoşa Dereboyunda açılmış.
“Türkler”, “Türk kahveleri”ni ille harem yahut selamlıkta mı içerler?
Çağdaş Türkiye’de harem/selamlık var mı?
Vakti zamanında KKTC’ye yatırım yapmalarını isteyenlere “Buz üzerine yazı yazmam” cevabını veren dedelerinden farklı mı düşünmeye başlamışlardır artık?
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un eşi ve Haremlique Gıda ve Dekorasyon LTD. Şti sahibesi Caroline Koç’un açılışını gerçekleştirdiği etkinliğe Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ve LTB Başkanı Kadri Fellahoğlu’da katılmış.
Bundan önce Beyrut ve Dubai’de franchise olarak yer alan Selamlique; Suudi Arabistan, New York ve Kuveyt’ te de Haremlique mağazaları içinde korner olarak yer alıyormuş. Bu yıl içinde Katar’da da mağaza açacak olan Selamlique’ın bundan sonraki hedefi Avrupa’ymış.
Buna da itirazım var.
“Türk”lerin yaşadığı yerlerde zevk ve keyif ehli Türkler “kahve”yi iyi bilirler ve onlar, kırk yıl hatırı olan kahveyi “kırk yıllık” hayal bir elden içmeyi dayanılmaz bir zevk sayarlar.
“Orta”, “sade” veya “şekerli” derler isterken, “bana bir Türk kahvesi” demezler. O kahve zaten “Türk”tür.
Arife ayrıca tarif gerekmez. “Kahve” deyince ancak ve mutlaka “o” anlaşılır. Başka çeşit bir filtre kahve istiyorsan o zaman adını ve şeklini söylersin..
Bayan Caroline de aynı düşüncede olmalı ki “Türk kahvesini dünyaya tanıtmak için” şirket kurmuş ve “yurt dışında”, Beyrut ve Dubai’de dükkân açmış.
Fakat “Türk kahvesini dünyaya tanıtmak için” dükkân açılacak en son yer Kuzey Kıbrıs’tır arkadaşlar. Kuzey Kıbrıs’ta her evde, günde en az üç vakit kahve içilir. Kız çocuklar ilkokula gitmeden kahve yapmayı öğrenir.
Sizin o dükkânda yapacağınız “Türk kahvesi”nin daha zevkli, keyifli ve muhabbetlisini emin olun sabahın köründe köyde veya kentte bahçedeki bir ağacın altında, yasemin dizerken, ful koklarken, bir sobanın başında yahut bir yemeğin üstüne kısaca her an her yerde ama mutlaka gözlerinizi kapayıp yudumlayabilirsiniz.
Caroline hanım meselâ Büyük Han’daki hasır iskemlelere oturarak hiç kahve içti mi acaba?
“Yanlış yerde dükkân/tezgâh açmak” diye bir deyim olduğunu mutlaka siz de bilirsiniz.
Yanlış yerde dükkân açmışsınızdır.
Keşke Beyrut ve Dubai’den sonra “yurt dışındaki” üçüncü dükkânı Lefkosia/Nicosia’da açsaydınız.
Çünkü Lefkoşa zaten 443 yıllık bir “yurt”tur.
Yoksa siz de “βόρεια Λευκωσία”cılardan mısınız? 17 Nisan 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın