ATİNA’YA ANIT
HÜSEYİN MÜMTAZ
Eh gözleriniz aydın efendiler..
Siz kumlara yazılar yazar, 9/8’lik Roman havasıyla sağda solda göbek atarken….
Kıbrıs sorununun çözümü amacıyla adadaki iki toplum arasındaki görüşmeler devam ederken..
Çapraz görüşmeciler, yengeçler gibi çapraz çapraz, çapraz başkentlerde çapraz görüşmeler yaparken..
“İki toplumlu etkinlikler” aracılığı ile “Rumların” niyetlerini iyileştirmek için meselâ “sınırları belli olmayan” Maraş’ı masaya sürerken..
Elin oğlu “haşırt” diye Atina’da anıt açmış ve size de kandilli bir temenna sarkıtıvermiştir.
Yandan yandan..
Atina şehir merkezine, “Rum/Yunan iki toplumlu etkinlik” çerçevesinde Rum EOKA örgütünün anıtı dikilmiş.
EOKA; Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak (ENOSİS) için 1955’de kurulmuş; önce İngilizleri, sonra da Türkleri hedef almıştır.
1963’de adada “Türk’ü İmha Planı” (AKRİTAS) ‘nı uygulamaya koymuştur.
EOKA anıtının açılışını, Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis birlikte gerçekleştirmişler.
Atina şehir merkezine dikilen heykele ‘EOKA’nın 1955-1959 Kahraman Mücahitleri Anıtı’ adı verilmiş.
Heykeltraş Aristidis Patsoglu’nun (Paçoğlu? Paşaoğlu?) eseri, parmak yerine EOKA’cı figürlerin bulunduğu bir elden oluşuyormuş, avuç bölümü de geleceğe olan iyimserliği anlatıyormuş.
Tabii ucube heykelde, Türklere atılan bombalar, sıkılan tabanca/tüfekler asla yer almıyor. Hep geleceği amaçlayan umut ve iyimserlik.
Açılışta etek giymiş efzunlar, el ve avuç’a selam duruyor.
Rum lider Anastasiadis açılış konuşmasında, Kıbrıs’ta bugünkü statükonun tehlikeli ve kabul edilmez olduğunu belirterek “Önümüzdeki yıllarda işgal altındaki Kıbrıs topraklarının Türkleştirilmesi gibi bir kâbus, bir tehlike ile karşı karşıyayız” demiş.
Ve devam ederek, “Ada’da çözümün sadece Kıbrıslı Rumların arzusu olmadığını, tüm Kıbrıslıların talebi olduğunu” söylemiş..
(Bunları söyledikten bir gün sonra, 5 Nisan Cumartesi günü Kıbrıs Rum Kesimi’nde oynanan Omonia-APOEL maçında Türk bayrağı yakıldı.)
Kuzey Kıbrıs’ın Türkleşme “tehlikesi” bulunduğunu öne süren Anastasiadis, gelecek yıllarda böyle bir şeyin gerçekleşmesi durumunda geri dönüş olmayacağını ifade etmiş.
Yâni kıymetli okuyucu;
“Kıbrıs sorununu çözümü amacıyla adadaki iki toplum arasındaki görüşmeler devam ederken..
Çapraz görüşmeciler, yengeçler gibi çapraz çapraz, çapraz başkentlerde çapraz görüşmeler yaparken..
Magosa ve Girne’de -İki toplumlu etkinlikler- aracılığı ile –Rumların- niyetlerini iyileştirmek için meselâ -sınırları belli olmayan- Maraş’ı masaya sürerken..”
Anastasiadis diyor ki;
1.Statüko tehlikeli ve kabul edilmez; 2.İşgal altındaki Kıbrıs önümüzdeki yıllarda Türkleştirilecek, yâni şimdi orada Türk yok; 3. Çözüm sadece Rumların değil, bütün Kıbrıslıların talebidir.
Diyor..
Tabii sen “gendini” Türk saymaz da “kıprıslıtürk” (İkisi de küçük) deyip, kimliksizleştirdiğin kimliğini “iki toplumlu” diye ifadeye kalkarsan..
Elin oğlu boşluğu affetmez… gereğini yapıverir.
İyisi mi gelin şu Rumcuğun “güvenini arttıralım”..
Meselâ KOP’a bağlanalım.
KOP’çu topçu’yu bir de “Lefkoşa Belediye Başkanı” yapalım da, onu da hazır eli değmişken NİCOSİA’ya bağlasın.
Benim bir hayalim var dostlar..
“Sosyal Demokrat sağ” (ne demekse) iki parti “bazı zorluklara karşı” Sertoğlu’nu aday göstermekte kaşla göz arasında birleşiverdiler ya..
Yerel seçimlerden sonra Sertoğlu..
“Kuzey Nicosia” Belediye Başkanlığı’nı kazansa da kazanmasa da bu iki partiyi birleştirip Genel Başkan olsun.
(İktidardaki DP, muhalefetteki UBP ile yerel seçim ittifakını zaten yapmamış mıydı?)
Biz de yerel seçimlerden sonra Sertoğlu’nun DP/UBP Genel Başkanlığı ve dolayısı ile Başbakanlığını alkışlayalım..
Olmaz olmaz demeyin..
Peki biz n’olacaz?
Atina’da anıt, Erivan’da farklı bir anıt.. Sağımızda anıt, solumuzda anıt.
İki anıt arasındaki Ankara’ya biz ne dikelim?
Zinhar, “TMT anıtı”nı aklınıza bile getirmeyin..
(Sahi, Türkiye’nin herhangi bir yerinde Kıbrıs Anıtı var mı?)
Bu dönemle beraber, belediye başkanı olarak “memur ve öğrenci şehri” Ankara’da tam çeyrek asrı dolduracak olan Gökçek’in, boynuna takılı “Ankara’nın Başpehlivanı” altın kemerli anıt/heykeli yakışmaz mı?
“Angara’nın bağları” şarkısı eşliğinde..
Ama ille de İvana Sert söylemeli.6 Nisan 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ