Ey AKP, diyelim ki şeker dağıttınız; nohut, pirinç, makarna, para dağıttınız, valileri kamyonların şoför mahalline oturtup kömür, çamaşır makinesi dağıttınız; sonuçta oylarınızı yüzde 55’lere, 60’lara çıkardınız, peki, bu saatten sonra, bu kadar rezalet ve kepazelikten sonra, bu kadar kaset, video yayınından sonra, siz, bu milleti idare edeceğinizi, yönlendirebileceğinizi, onlara sözünüzü geçireceğinizi mi sanıyorsunuz?
Halkın arasında utanmadan, sıkılmadan, başınızı öne eğmeden dolaşabilecek misiniz? Hepsinden önemlisi yollarda korumasız yürüyebilecek misiniz?
Şöyle bir bakın geçmişe…
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, devlet adamları arasında, zenginleri özel kasası gibi kullanan, “Para sıfırlayan” bir tek başbakan görebilir misiniz?
Evinde, ayakkabı kutuları içerisinde milyonları saklayan bir tek genel müdür, çocuklarının odasından para kasaları, para sayma makineleri çıkan bir tek bakan görebilir misiniz?
Ama biz, bu AKP iktidarında gördük bütün bunları ve Osmanlının son dönemlerine tanıklık yapan yurtseverler gibi, bu ihanet dönemine tanıklık yaptık… Tarih yazacak…
Üstüne üstlük bir de dört bakan çocuğunun yolsuzluklarına tanık olduk…
Türk ordusuna kumpaslar düzenlediniz.
Yargıya kanunsuzluğu, kuralsızlığı egemen kıldınız.
25 kuruşluk CD’lerle ve PKK’lı katil, ruh hastası teröristlerin tanıklığı ile şanlı Türk komutanlarını zindanlara attınız…
Onları esir aldınız. Aşağıladınız…
Onların güneşlerini, geleceklerini çaldınız.
Yaşamlarını kararttınız.
Ölümlerine, intiharlarına neden oldunuz…
Cinayetler işlediniz…
Dal iken gencecik fidanları, sevdiklerinden, anasından, babasından, atasından, yuvasından kopardınız…
Can aldınız…
Diyelim ki seçimlerde oylarınızı yüzde 55’lere, 60’lara çıkardınız, peki, bu kadar cinayet ve ihanetten sonra halkın arasında utanmadan, sıkılmadan, başınızı öne eğmeden dolaşabilecek misiniz?
Hepsinden önemlisi yollarda korumasız yürüyebilecek misiniz?
HES kurma, maden çıkarma bahanesiyle ormanları talan ettiniz; kurtların, kuşların, böceklerin neslini tükettiniz, buldozerlerle, traktörlerle ormanları Kelaynaklara çevirdiniz.
Dereleri kuruttunuz.
Yılların birikimi kamu mallarını “Babalar gibi” sattınız…
Atatürk devrimlerinin ve Cumhuriyet kurumlarının altından girip, üstünden çıktınız.
Öğretim Birliğinin, laikliğin canına okudunuz…
Emperyalistlere karşı yüzbinlerce şehit, yaralı vererek, kanla suladığımız toprakları kapalı kapılar arkasında yaptığınız müzakerelerle, pazarlıklarla, altın tepsiler içerisinde, bir avuç eli kanlı, bebek katili teröriste teslim ettiniz…
BÜTÜN BU İHANETLERİN YANINDA…
Emekli aç şimdi.
Köylü perişan.
Esnaf siftah yapmadan kepenk kapatıyor…
İşçi sendikaya girince işinden kovuluyor…
5 yıldan bu yana, 10 yıldan bu yana atama bekleyen, atanamadığı için intihar eden öğretmenler var ülkemizde…
Her dört kişiden biri işsiz şu anda…
Milyonlar açlık sınırının altında… Mutlu bir azınlık dışında ülkenin tümü yoksulluk sınırının altında…
Ekonomi dibe vurmak üzere…
Yakında deniz tükenecek… İflaslar, intiharlar birbirini kovalayacak, işsizlik artacak… Gariban halk yiyecek ekmek bulamayacak…
Onları çorba evleri, ramazan çadırları da kurtaramayacak… SADAKA EKONOMİSİ çare olmayacak…
Diyelim ki seçimlerde oylarınızı yüzde 55’lere, 60’lara çıkardınız, peki, ülkenin büyük bir kesimi, bu kadar yoksulluk, açlık, perişanlık bataklığında çırpınırken, halkın arasında utanmadan, sıkılmadan, başınızı öne eğmeden dolaşabilecek misiniz?
Hepsinden önemlisi yollarda korumasız yürüyebilecek misiniz?
Suçunuz, günahınız ummana sığmıyor artık… Kirli çamaşırlarınız dağlar gibi…
Ve…
Ömrünüzün sonuna dek, geceli gündüzlü, 24 saat, zemzem suyu ile yıkansanız bu kirlerinizden, günahlarınızdan arınamazsınız…
(alieralp37@gmail.com)