Site icon Turkish Forum

CÜMBÜŞ VE KILIÇDAROĞLU TAKSİMİ

Yeni CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ne paralel yapılı Yeni Türkiye'yi,ne Kürtlerin Kürdistan Sorunu çözümünde derinleşmelerini dert etmiyor. - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Türkiye,12 Eylül 1980’den itibaren  yoğun olarak ekonomik,siyasal,ahlaki,kültürel ve sosyal alanda çürütülme sürecine sokuldu.
Yeni bir nesille bireycilik ve apolitiklik kutsandı,ulusal değerler ayaklar altına alındı, çarpık bir ekonomik yapı ardından toplumsal doku tahrip edildi.
Nihayet Fethullah Gülen ve Tayyip Erdoğan’ın yıllar boyunca oluşturdukları insan sermayesi yatırımı ve kişiler arasında oluşturdukları sosyal sermaye yatırımından AKP’nin iktidar olmasıyla birlikte bir İslamcı kadro hareketi, giderek devletin elit kadrolarını tüm yapılardan sildi.

*
Mevcut anayasaya rağmen Cumhuriyetin antiemperyalist, bağımsızlıkçı,çağdaş karakterinden yükselen ulus devlet yerine,
Milli İstihbarat Teşkilatı merkezinden Türkiye’nin demokratikleşmesi idaresinde ABD/CIA, Kürtlerin demokratikleşmesi idaresinde İsrail/MOSSAD, askerin idaresinde NATO unsurlarının himayesinde Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen unsurları; merkezi, yerel, özerk idareler ve bilumum kurumda paralel bir yapı oluşturuldu.
Ekonomik dengeler yeniden düzenlendi ve devlet  Orta Doğu’ya yönelik politikalarda kurumsallaştırıldı.


*
Yeni Türkiye,Osmanlı’nın egemen olduğu İslam toplumlarındaki siyasal kültürün kurumları ve kültürel kodlarının çağdaşlaşmasının siyasetini yapıyordu ki;
ABD:uyum kapasitelerine verdiği teşviklere rağmen İslamcıların, Ulusal Güvenlik Stratejisindeki “Güvenlik, Refah,Değerler ve Uluslararası Düzen” başlığındaki çıkarlarına uyum sağlayamadığını anladı.
Üstelik İslamcılar uygulamalarıyla kitlelerini  Batı tipi düzenin gayri İslami bir istibdat düzeni olduğu fikrinde “İslami Cihad”a yöneltiyordu…

*
Bu sırada 
Fethullah Gülen cemaatinin gücüyle ilgili “Hükümet dışı, geniş kitleleri etkileyebilen hareketimizin partilere siyasetleri bazında destek vermesi ve gerekirse bunu geri çekmesinin toplumsal sigorta gibi düşünülmesi gerekir”diye şişiniyor,statülerinin geriye götürülmesinin çok zorlaşmış olduğuna değiniyordu.
Ama “Ancak vesayet bu sefer entrikalarla, dedikodularla velhasıl en kuvvetli insanları bile tuş edebilen zaaflarla karanlık emellerine geniş kulvarlar açabilir” ikazında bulunuyordu -ki,
İşte o düğmeye basıldı ve yeni Türkiye devletini oluşturan paralel yapıya son verilmesi güncelleştirildi…
*
Şimdi paralel yapıda bir tarafın lideri Başbakan Erdoğan çok büyük yolsuzluklar,rüşvet almak,rüşvet dağıtmak, paralel yapıya göz yummak, Cumhuriyet Devletine ihanetle,
Diğer tarafın lideri Gülen devlette paralel yapı oluşturmak, milli irade gaspı, casusluk, vergi kaçakçılığı,terör örgütü kurmak,sentetik Allah’la toplumu aldatmak iddialarıyla meşruiyet dayanaklarını hızla tüketiyor.
Parti devlet ile derin devlet unsurları birbirinden hızla ayrışıyor,yeni Türkiye utanç içinde çöküyor.
*
Ama diğer bir gelişme Kürt halkının çoğunun devletin ulus bağlantısından koparılmış olmasında yaşanıyor.
Kürt kadını bireyin özgürleşmesinde temel cinsiyettir, kadınlar hareketin öncü gücü haline geliyor.
Şimdi Eşbaşkanlık sisteminin önünün açılmasından yararlanılarak Kürt  kadınının kendisi ve misyonu daha da geliştiriliyor.
İşte Kürt kadınları tüm kitle örgütlerinde ve yönetimlerinde eşbaşkanlık sistemi uygulamasıyla,sonuçlarını toplumda daha çok hissettirecek yerel yönetimlerden en ücrada evlere kadar derinleşiyor.
Erkek lehine olan tüm dengeler alt üst edilmiştir, denge kadın ve erkek  ekseninde yarı-yarıya kuruluyor.
Bir kadın ve bir erkek bulundukları bütün belediyelerde,sivil toplum örgütleri,köy, mahalle,semt ve evlerde biri Türkiye yasaları doğrultusunda resmî Eşbaşkandır,diğeri Kürdistan halk yasasına göre seçilmiş ve iki başkanlık oluşturulmuştur.
Özyönetim modeline adanmış her birimin altında derin Kürt Devleti, eşbaşkanlıkla belediyelerin statüsünün yıkılacağı 30 Mart Yerel Seçimlerine gidiliyor.
*
Bakınız Abdullah Öcalan Nevruz’da, “Bugün yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir.
Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir.
Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miyadını doldurmuştur.Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur.” mesajı veriyor.
Kürtler,Kürdistan Sorunu çözümü için doğrudan siyasete ve yönetime katılıyor,derinleşiyor, kendi kendilerini yönetiyor.
Devletten ve hükümetten çözüm talep etmeden kendi demokratik özerk sistemlerini kuruyor.
*
Bir gazeteci,seçim gezisinden uçakla Ankara’ya dönmekte olan  yCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na  soruyor.
– Bozkurt selamınız çok tartışıldı,nasıl tepkiler aldınız?
– Eliyle  Bozkurt işareti yapan biri yaklaştı. (Bozkurt işareti yapıyor) Bende teşekkür ettim. Mesele bu.
– Birisi ‘size oy vereceğim’deyip, Rabia işareti yapsa, siz de yapar mısınız?
– Ben yapıyorum o işareti zaten. (Rabia işareti yapıyor) Dört bakan, bir başçalan. Biz otobüsle giderken bize Rabia işareti yapan vatandaşlarımız var zaten. Onlar bana oy verirse hiçbir sorunum yok, ben o işareti yapıyorum.
– ‘Devrimci Kemal’e ne oldu’ diye gazete başlıkları var.
– ‘Devrimci Kemal’ başlıkları atmaya devam etsinler. Ben yine de devrimci biriyim.
 
*
AKP iktidarı ve cemaatin bir karşı devrimi sonucunda kurdukları paralel yapılı yeni Türkiye, yine onlar tarafından lağvediliyor.
Kürtler “Demokratik  Kürdistan” devrimlerinde hızla ilerliyor.

Yeni CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ne paralel yapılı Yeni Türkiye’yi,ne Kürtlerin Kürdistan Sorunu çözümünde derinleşmelerini dert etmiyor.

Atatürk Devrimciliğinin amacının hem gerçekleştirilen Cumhuriyet devrimine bağlılık, onu korumak, yaşatmak; hem de bu devrimin gerçekleştirilen atılımlarıyla yetinmeyip çağdaş uygarlık düzeyine çıkmayı gerektirecek başka yenilikleri de gerçekleştirmek imanı olduğuna, imanı yoktur.
“Yine de devrimci biriyim”diyor…
 
23.3.2014
Exit mobile version