USTA KOD ADLI AHMET ÖZTÜRK İLE İLGİLİ HABERLERE NEDEN SANSÜR KONMUŞ BUYURUN OKUYUN
Daha önceki yazılarımda Usta kod adlı Ahmet Öztürk’ün Başbakanlık ve meclise gönderdiği yazılardan derleme yapıp bir yazı yayınlamıştım ve o yazıda Ahmet Öztürk’ün İlker Başbuğ , Ergenekon , Balyoz davalarının sürecini yazmış ve detay vermişti. Bu yazıları yayınladığım için Başbakanlıktan tehdit aldım ve Ahmet Öztürk ile ilgili haberleri yapmama konusunda uyarılmıştım. dün akşam oda tv ye konuşan eski istihbarat müdürünün açıklamasını aynen yayınlıyorum aşağıda okuyun ve benim Ahmet Öztürk’ün başbakana ve meclise gönderdiği 8 mart ve 13 mart tarihlerinde yayınladığım haberleri okuyun neden başbakan sansürlüyor bu adamı neden bu adamın sesine kulak verelim diyorum ve neden medyada basın sindiriliyor ve neden medya basına bu adamın haberini yapmaları için sesini duyurmak için kamuoyu tepkisi oluşturalım diyorum çok net ve bariz ortaya çıkacaktır. LÜTFEN OKUYUN..!
BAŞBUĞ’U TUTUKLANMASINI ERDOĞAN İSTEDİ
İlker Başbuğ’un tutuklanmasını Başbakan istedi. Ergenekon ve KCK soruşturmasının her safhasında Başbakan’ın bilgisi vardı. Tutuklamalar onun bilgisinde yapıldı. Ergenekon’un tüm safhalarını operasyon öncesi Başbakan ile görüştüm, bilgi verdim. Hep destekleyici oldu.
“ODA TV SORUŞTURMASI BAŞBAKAN’IN TALİMATIYLA BAŞLADI”
Oda TV soruşturması Başbakan’ın talimatı üzerine başlatıldı. Ergenekon’da bütün tutuklamalar Başbakan’ın bilgisi üzerine yapıldı. Ergenekon’un bütün safhalarını en ince ayrıntılarına kadar Başbakan’a bildirdim. Destekleyici oldu. Bir tek o destekledi davayı.
“TUTUKLANSIN TALİMATI VERDİ”
İlker Başbuğ dosyası Başbakan’a her seferinde arz edildi. Adalet bakanı ve Başsavcı vekili ile Başbakan görüştü. Başbakan tutuklansın talimatı verdi.
“TÜM BİLGİLERİ AKTARDIM”
Başbakan’dan perspektif almadan hiç bir KCK operasyonu yapılmadı. Operasyonun tüm bilgileri Başbakan’a aktardım talimatını uyguladım. KCK soruşturmasında suça karışmış MİT’çileri yakaladık. Başbakan’a da bilgi verdim. MİT bilgi vermiyordu.
“ŞİDDET EYLEMİ YAPANLARIN MİT İLE İLİŞKİSİNE RASTLADIM”
25 canlı bombayı İstanbul sokaklarında yakaladık. Şiddet eylemleri yapanların MİT ile ilişkisine rastladım. MİT biliyor bize bilgi yok. 7 Şubat’a gelene kadar, 6 dalga KCK operasyonlarından Başbakan’ın bilgisi ve talimatı vardı. Onu uyguladık.Başbakan’dan gelen talimatlar oldu. Ama benim ne yapıp yapmadığım o dosyalarda var. Emredersiniz efendimci olmadım.
“BENİM DÖNEMİMDE KANUNSUZ DİNLEME YOKTUR”
Emniyetten kaybolan dinleme cihazları: Ali Fuat Yılmazer görev yaptığı dönemde 2007-2011 döneminde bir tane bile kanunsuz dinleme yoktur. En belirgin olanı, en tartışılanı Hanefi Avcı’dır. 7 suç duyurusu kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle kapanmıştır. Kitabında yazıyor bunları.
“KAYBOLAN CİHAZLAR İYE BİR ŞEY YOK”
Kaybolan cihazlar diye bir şey yok. O havadan dinleme cihazları. Öyle bir cihaz ki, kendi baz fonksiyonu var. TİB’e müraaacat etmeden, GSM firmaları ile işbirilği yapmadan dinleme yapabildiğiniz cihazlardır. Emniyette var şimdi kaybolmuş diyorlar. Ben kullanmadım, görmedim. Benim dönemimde öyle bir şey kullanılmadı. Benim dönemimde olmayan bir cihaz kaybolamaz.
“SORUMLU BİRİMLER VAR”
Bu cihazlardan sorumlu şubeler var. Yok olamaz, varsa böyle bir şeyler bulunur. Bundan sorumlu birimler var. Şu anda MİT ve Jandarma’da bu cihazlar vardır.
“HRANT DİNK’İN EN ÖNEMLİ TEHDİDİ VELİ KÜÇÜK’TÜ”
Nedim Şener’in Kırmızı Cuma kitabı çok açık bir şekilde Hrant Dink cinayetini karartma çabasıdır. Ailesi ve avukatı bilmelidir. Hrant Dink’in en önemli tehdit kaynağı Veli Küçük’tü. Ergenekon operasyonundan sonra azınlıklara yönelik tehditler kesildi.
ŞİKE DAVASI
Şike davası tesadüfi delillerle yapılmış bir soruşturmadır. Başbakan şike operasyonuyla ilgili tüm safahati biliyordu. Cemaatten bir perspektif gelmesi gibi bir şey yoktu Şike’de Fenerbahçe’yi hedef almak gibi bir şey yoktu. Özellikle bir camia hedef alınmış olduğunu sanmıyorum.
ODA TV SORUŞTURMASI
ODATV soruşturması sonrasında görevden alındım. Geceyarısı saat 01.00’den sonra görevden alındım. Benim konumumda biri için normal bir görevden alınma değildir.
Eğer hükümet beni Oda TV soruşturmasına yönelik nedenlerle görevden aldıysa, benim hakkımda bir soruşturma açılması gerekirdi. Ancak böyle bir soruşturma açılmadı.
Kamuoyundaki tepkisellik, benim görevden alınmam için bir neden oluşturmuştur. Operasyon sürecinden alınarak, sürecin önü kesilmeye çalışılmıştır.
Samimi dostlarımla Ergenekon soruşturmasına ilişkin sürecin özeleştirisini yaptım. Üzerimizdeki baskılar, toplum üzerindeki tehdit edici güç karşısında, hızlı gelişen süreç içinde, geliştirdiğimiz, hızlı yürüttüğümüz bir süreçtir. Ama kasıtlı olarak yapılmış, belli bir insanın, suçsuz bir insanın suçlu haline getirecek kasıtlı bir davranış yoktur.
Bir yanıt yazın