NECDET BULUZ
Siyasi parti liderleri her seçim öncesi olduğu gibi bu seçim öncesi de meydan meydan dolaşıyor. Televizyonlar da meydan kalabalıklarını gösteriyor. Liderler de meydanlarda kendilerini dinleyenlere seslenirken, böylesine kalabalıkların mitinglere gelmesini seçim sonuçları konusunda bir ölçü olarak değerlendiriyorlar. Bu ne kadar doğru bir değerlendirme olur, hiç kuşkusuz bunu seçim sonrası göreceğiz.
Ancak, şu kadarı söyleyelim:
Meydanları dolduran kalabalıklar ne kadar fazla olursa olsun, bu hiçbir zaman ölçü değildir ve her zaman da yanıltıcı olmuştur.
TAŞIMA KALABALIKLAR
Nedenlerini sıralayalım:
Bir lider nerede miting yapıyorsa, teşkilat daha fazla kalabalık sağlamak amacı ile çevre il ve ilçelerde de o miting meydanına insanları taşıyor. Bu taşımda araçlar, kumanyalar, flama, rozet, hatta cep harçlığı bile veriliyor. Yaptığımız araştırmalarda bunu genellikle iktidar partisinin yaptığını saptadık. Diğer muhalefet parti liderleri için de çevre ile ve ilçelerden gelenler oluyor ama bu daha çok organize dışı görülüyor.
Herhangi bir siyasi partinin liderinin mitingini partili olmayan vatandaşlar da izleyebilir, izliyorlar da. Hem lideri görmek, hem ne söylediğini dinlemek amacı ile meydanlara geliyorlar. Bu, hemen her parti lideri için geçerli bir konudur. Her kalabalığı oluşturan kitleleri partili konumun oturtmamak gerekiyor.
Meydanlardaki kalabalıklar en çok övünen hiç kuşkusuz Başbakan Erdoğan’dır. Fotoshop hileli sistemi ile meydandaki kalabalıkları daha fazla gösterme tekniğini kullandığı iddia ediliyor. Başbakan, birçok meydanda kendisini dinleyen kalabalıkları gösterip “Hadi bu kalabalıklara da fotshop deyin, var mı burada böyle bir şey?” demedi mi?
MÜLTECİLERİ DE GETİRİYORLAR
Hemen bu noktada bir iddiayı da dile getirelim:
Başbakan, son mitinglerinde daha çok kalabalık olsun diye, kamplardaki Suriyeli mültecileri de toplatıp meydanlara getirtiyormuş. Bu iddianın sahibi CHP Milletvekili Mehmet Şeker, bakın bu konuda neler diyor, kendisini dinleyelim:
“Bizim Karkamış ilçemizden ve Nizip ilçemizden yönetici arkadaşlarımız şikâyette bulundular. Dediler ki, ‘Pek çok otobüs geldi, Suriyelilerin bulundukları kampın önüne park etti. Hayırdır diye araştırdık, saat 16.00’da olacak Başbakan’ın mitingine Suriyeli vatandaşları otobüslere bindirerek getireceklermiş. 60-70 tane otobüs bir tarafta, 40-50 tane otobüs başka bir taraftan bu vatandaşları otobüslere yükleyip mitinge getirecekler. Bu mitingde Başbakanı çok coşkulu, kalabalık, Başbakana sahip çıkan bir grup karşılaması için bu girişimde bulunuyorlar.Bunlar doğru şey değil. Bunlar Türkiye demokrasisi için de ayıp şeyler. Artık miting için buraya mülteci olarak gelmiş, size sığınmış yokluk içerisindeki evi olmayan çocuklarını kaybetmiş, eşini kaybetmiş, hiçbir şeyi olmayan insanları burada barındırırken. Bunlara yiyecek içecek verirken Türk halkının cebinden veriliyordu. Sayın Başbakan’ın cebinden verilmiyor. Bu insanları kendi mitingine, kendi yandaşları gibi göstermesi doğru değil, ahlaki değil, etikte değil. Biz bunu şiddetle kınıyoruz. İstediğiniz kalabalığı toplayın. Önemli olan oy atacak halkın gözündeki itibarınız. Bunları yaparak bence daha çokta küçülüyorlar. Aslında doğru olan, demokrasiye uygun olanda halkın kendiliğinden bir şölen havasında bir mitinge gitmesidir.”
BAŞKA KALABALIKLAR DA VAR
Özellikle Başbakan’ın yaptığı mitinglere, o ildeki devlet dairelerinde çalışanların, orta ve lise öğrencilerinin mitinglere götürüldüğü, köylerden, kahvelerden partili-partisiz toplama kalabalıkları meydanlara yığdığı da biliniyor. Bu konularda muhalefet partilerince sürekli şikâyetler de dile getiriliyor. Bazı çevreler de bu iddiaları doğruluyor. Valilerin bile il başkanları gibi hareket ettiğini de gözlemliyoruz.
Bunların yanı sıra, polis ordusu, sivil polislerin çokluğu, çevre illerden taşınan diğer görevli polislerin varlığını da sayarsak, AKP’nin mitinglerindeki kalabalıkların gerçek nedenini de görmüş oluruz. Neredeyse bazı yerlerde meydandaki kalabalık kadar resmi ve sivil polis de yer alıyor.
Bütün bunlar, hiç kuşkusuz, kamuoyu üzerinde psikolojik etki yaratıyor. Halen iktidar partisinin sevildiği, kitlelerin meydanlara koştuğu, lidere büyük ilgi olduğu izlenimi verilmek isteniliyor. Bu kalabalıkların televizyonlarda ve medyada gösterimi ile hem moral buluyorlar, hem de kamuoyunu etkilemeye çalışıyorlar. Biz bu nedenle “Meydan kalabalıkları hiçbir zaman ölçü olmamalıdır” diyoruz.
e.mail: necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın