Kırk yıllık bölücünün yeni hedefi Cumhuriyet
Apo’ya gül veren Doğu Perinçek’in gazetesi Aydınlık, bu kez Cumhuriyet gazetesini hedef aldı. Perinçek’in bölme misyonunun yeni adımı Cumhuriyet gazetesi!
Son zamanlarda, AKP’nin “yandaş muhalefet”liğini üstelenen Perinçek’in bu misyonu, geçtiğimiz haftalarda AKP’nin kendisiyle Silivri’de görüşmesiyle iyice açığa çıkmıştı.
Kendisini ziyarete gelen İnsan Hakları Komisyonu üyeleriyle görüşen Perinçek, yaptığı açıklamalarla elinden geldiğince AKP’yi aklamaya çalışmış, kendisini hapse attıranın Tayyip değil Gladyo olduğunu ilan etmişti. Hatta son günlerin popüler sloganı olan “Hırsız Var!” sloganına da karşı çıkan Perinçek, “Hırsız var!” diyenlerin her şeyin arkasındaki “Gladyo”yu görmediğini yazmıştı.
Gözü kapalı Tayyip’i savunan Perinçek, milleti de kör sanıyor herhalde?
Tayyip-Perinçek “kirli ittifakı”nın en bariz örneklerini Aydınlık sayfalarından izlerken, Tayyip’in siyasi rakiplerinin Aydınlık sayfalarında nasıl hedefe konduğuna şahit oluyoruz.
Her ne hikmetse Tayyip eleştirilerinin kesildiği Aydınlık sayfalarında, Cemaat, Gül ve de özellikle CHP aleyhinde haberlerinden geçilmiyor.
Geçtiğimiz hafta Aydınlık, Cumhuriyet gazetesine yönelik yaptığı haberle yeni hedefini göstermiş oldu.
28 Şubat’ta “Cumhuriyet’te Atatürkçüler tasfiye ediliyor” haberini ilk sayfadan veren Aydınlık, iç sayfalarda da “Cumhuriyet’e Cemaat sızdı” başlığıyla, Cumhuriyet’in yönetiminin İkinci Cumhuriyetçilerin ve Cemaat’in eline geçtiğini, Atatürkçü yazarların tasfiye edildiğini yazdı.
Aydınlık’ın bu haberi üzerine ertesi gün Cumhuriyet gazetesinde “Kamuoyuna” başlığıyla bir açıklama metni yayınlandı:
“Cumhuriyet gazetesine uzun yıllardan beri her fırsatta saldırmayı alışkanlık edinen bir gazete (aynı zamanda bir siyasi partinin yayın organıdır) bugün yeni ve çirkin bir tezviratta daha bulundu. Neymiş, Cumhuriyet’e Cemaat sızmış, Cumhuriyet Vakfı’nın kontrolünü ikinci cumhuriyetçiler ele geçirmiş.
Bu saçma sapan iddianın ciddiye alınacak bir yanı elbette yok. Açık söyleyelim, Cumhuriyet gazetesine Cemaat’in bırakın sızmasını, böyle bir girişimde bulunabilmesi bile olanaklı değildir. Cumhuriyet’in dokusu, gelenekleri, yapısı buna uygun değildir. Ama, gazeteyi yörüngesinden çıkarıp, kendi siyasal görüş ve taktiklerinin propaganda organı haline dönüştürmek için bıkmadan usanmadan sızma ve ele geçirme konusunda yıllardır çaba gösterenlerin başında ‘Cumhuriyet’te Atatürkçüler tasfiye ediliyor” zırvasını manşetlerine koyanlar geliyor.”
Cumhuriyet adına yapılan açıklamanın en önemli yanı, Aydınlık grubunun Cumhuriyet’i bölüp ele geçirme planının açıklanmasıydı.
Aydınlık’ın Cumhuriyet’e yönelik haberine en sert yanıt Hikmet Çetinkaya’dan geldi. Çünkü Aydınlık, Cumhuriyet yönetimini ele geçiren “yenilikçi grup” olarak adlandırdığı grubun içinde Hikmet Çetinkaya’yı da sayıyordu.
Peki dayandıkları kanıt ne? Çetinkaya’nın 2011 yılında Cemaat’in Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nı ziyaret etmesi… Bu ziyaretle Çetinkaya Cemaatçi ilan edilirken, Cemaat de Cumhuriyet gazetesine sızmış oluyor Aydınlık’a göre…
Çetinkaya’dan Perinçek portresi
Çetinkaya, Aydınlık’ta çıkan haberin ertesi günü kaleme aldığı “Gaddar olma kara çalma” yazısıyla Aydınlıkçı zihniyetini gözler önüne serdi.
Sözü bundan sonra Hikmet Çetinkaya’ya bırakıyorum….
Önce bir kişilik tahlili:
“Asarım, keserim, biçerim!
As, kes, biç… Ne yaparsan yap hükümdarım!
Konuşuyorsun, yazıyorsun, çiziyorsun! Zalimsin sen zalim! Sevgisiz… Kibirli… Sahnede iyi oynuyor, kıvırtıyorsun…
Oyuncusun oyuncu! Bataklığın içindesin… Battıkça batıyorsun!
Bu nefret, intikam niye? Hayat… Aşk… Sevgi… Acı.. Hüzün… Ve ölüm… Bunlar senin için nedir hiç düşündün mü?”
Ardından da politik bir tahlil:
“40 yıldır tanırım seni, yılan!
Tam 40 yıldır…
Çok canlar yaktın, hayatları körelttin, kimi zaman devrimcilik oynamaya kalktın, kimi zaman bölücülük; gün geldi Atatürkçülük oynadın. Bukalemun gibisin. Arşiv ortada…
Genç insanları sömürdün!
İstihbaratçılarla koyun koyuna yattın, Bekaa Vadisi’nde bölücüleri teftiş ettin, hain!
Eli kanlı ülkücülerle ortaklık kuran sen değil miydin?
Vakıf binalarına el koyan!”
İşte size olabildğince kısa ve öz bir Perinçek portresi…
“Aydınlık numarası yapan kara şeytan”
Çetinkaya’dan okumaya devam edelim…
“Aydınlıktan kara şeytan seni! Cumhuriyet’i ele geçirmek istedin, geçiremedin değil mi? Debelen şimdi, iftira at!
Şaşkın ördek nasıl dalar suya bilir misin? Bilirsin bilir! Aynen öyle dalıyorsun…
Kimse inanmıyor bu palavralarına, kimse… İnadına yaşayacak bu Cumhuriyet, inadına…
Çünkü patronu yok! Okurları var, çalışanları var! Vicdansızsın! Şaşkınsın!”
Bekaa Vadisi’nde işin ne?
Ve Çetinkaya Türk milletinin hafızasına kazınan o fotoğrafı da soruyor: Apo’ya Gül veren Perinçek fotoğrafı, hiçbir yoruma ihtiyaç duymuyor.
“Demek ki sizin demokrasiye inancınız yok!
Tepeden inmecisiniz! Darbeci!
Vakıf yönetimi seçimle olur, seçimle… Atamayla değil! Herkes birbirini tanır! Öyle Cemaatçi, ikinci cumhuriyetçi yaftalamalarını bırakın…
Adama anımsatırlar: ‘Ey arkadaş, senin bir zamanlar Bekaa Vadisi’nde işin neydi? Sen oraya kimin adına gittin, anlat bakalım?’”
Darbeci, tepeden inmeci ve sansürcü
Çetinkaya, Perinçek’in Cumhuriyet’i ele geçirme çabalarını da yüzüne vururken, Aydınlıkçı zihniyetini “darbeci, tepeden inmeci” olarak tanımlıyor.
Boşa değil…
Okurlarımız bilirler, gerek gazetemiz Türk Solu’nun gerekse kitaplarımızın zaman zaman gazetelerde ilanları yayınlanır. Cumhuriyet gazetesi de bunlardan birisidir.
İşte Perinçek’i çileden çıkaran bu durumdan, ilanlarımızı alan Cumhuriyet de nasibini almıştı. Perinçek geçtiğimiz ay gazetemizin ilanını alan ve içinde Cumhuriyet’in de olduğu gazetelere Türk Solu’nun ilanlarını aldıkları için “ilan makbuzlarını gösterin” diyerek hesap sorma yetkisini kendisinde bulabilmişti.
Çetinkaya’nın “darbeci, tepeden inmeci” sıfatının yanında eksik kalan “sansürcü” sıfatını eklemeden geçmeyelim istedik.
Bu ne biçim bir ruh halidir ki elinde gazetesi, televizyonu ve hatta partisi olan bir adam, diğer gazeteleri ele geçirmeye çalışıyor ve sansürlemek istiyor.
Bu ruh halinin Tayyip’inkinden bir farkı var mı?
“Uğur, Öcalan’ı araştırırken, Doğu Perinçek, Öcalan’a kırmızı karanfil veriyordu”
Cumhuriyet’in ve Çetinkaya’nın cevaplarından sonra Aydınlık bu kez “Cemaat sızmamış merkeze oturmuş” diyerek doğrudan Çetinkaya’nın cevaplarını hedef aldı.
Aydınlık’ın kapaktan “F tipi yalanlara sarıldılar” başlığıyla verdiği haberde Çetinkaya’nın yazdıklarnın “F-Tipi” yalanlardan ibaret olduğunu savundular.
Çetinkaya’nın üç suçlaması şuymuş:
1- Cumhuriyet’i ele geçirmeyi istediniz
2- Tepeden inmecisiniz, darbecisiniz 3- Bekaa Vadisi’nde Öcalan’la görüştünüz.
İyi de yalan mı?
Aydınlıkçılara göre Çetinkaya, Aydınlık’a çamur atıyormuş.
“Cesurum ey namussuzlar” diye yazan Çetinkaya çamur atma işini Aydınlıkçıların çok iyi bildiğini verdiği örneklerle gözler önüne serdi:
“Aydınlık dergisi kara çalmaya alışkındır, hep yapar… İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu için de kara çaldı dergi… ‘MİT ve MOSSAD ajanı!’ Pek tanınmış yürekli insanlara… Çünkü işleri bu!”
…
“Doğu Perinçek ve bazı arkadaşları İlhan Selçuk için ‘Amerikan ajanı’ olduğuna ilişkin neler yazdılar neler…
(…) Akıllarında hep Cumhuriyet’i ele geçirme planları vardı… Bir türlü başaramadılar…”
…
“Gelelim Uğur Mumcu olayına…
Uğur öldürülmeden önce ‘Öcalan- MİT’ ilişkisini araştırıyordu.
…
Uğur, Öcalan’ı araştırırken, Doğu Perinçek, Öcalan’a kırmızı karanfil veriyordu. Mumcu, Öcalan’a ilişkin yazıyordu. En büyük tepki kimden gelmişti Uğur’a? Doğu Perinçek’ten! Yayın organı 2000’e Doğru dergisinde Mumcu’ya alışılagelmiş yaftayı hemen yapıştırdılar, şimdilerde bana nasıl Cemaatçi diyorlarsa: ‘Uğur Mumcu CIA-MOSSAD ajanıdır!’
Partin için çalış, bari %1 alırsın
Hikmet Çetinkaya yazdığı üç yazıyla Perinçek’e gereken yanıtları verdi.
Perinçek’in Cumhuriyet’i ele geçirme planları yine suya düştü. Kendisi Tayyip’in “yandaş muhalifliği”yle gidedursun, Çetinkaya yine de kendisinin dışarı çıkmasını istediğini belirterek, insanca bir öneride bulunma nezaketini gösteriyordu son yazısında:
“Partin için çalış… 40 yıldır seçimlere girersin, senden başkan lider seçilmez. Her seçimde binde bir mi, iki mi alırsın… Bari yüzde 1’e çıkar da belki insanlara saldırmaktan, çamur atmaktan, komplo teorileri üretmekten vazgeçersin… Bu son yazımdır bil… Hiç ciddiye almam, seni uyarmam! Biraz olsun akıllı ol!”
Türk Solu
fotolar:
Bir yanıt yazın