Başbakan o ses bana ve oğluma ait diyemiyor. İlaveten dün kriptolu telefonların TÜBİTAK’tan dinlendiğini ağzından kaçırıyor.
Telefon tapelerini defalarca dinledim ve uzmanların görüşlerini öğrendim.
5 ayrı telefon görüşmesinde tam bir konu bütünlüğü var.
Hiçbir montaj böyle bir bütünlüğü sağlayamaz.
Mevcut teknoloji de olmayan bir konuşmayı var yapamaz.
Tayyip Erdoğan’ın montaj demesi normal zira başka çıkış yolu yok.
Bu arada kaset önceki akşam 20.00 sularında internete düşmesine rağmen Başbakan 23.00’e kadar niye sustu ve MİT Müsteşarı ile uzmanlarla niye buluştu?
Öyle ya böyle bir konuşma yoksa toplantıya ne gerek var, çık ortaya kıyameti kopar ki Tayyip Erdoğan’ın en iyi yaptığı şey odur.
Bu arada AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten ve benzerleri kaset montaj tezine omuz vermek için Sümeyye o gün Konya’da idi dedi ise de öyle olmadığı kanıtlandı.
Lafı dolandırmayacağım bu suçüstü halidir ve herşey nettir.
Kısa bir süre önce bu sütunun başlığı şuydu:
“Ah kasetler kasetler, korku düştü içime”!
Evet bugün o korkuda haksız olmadıkları kanıtlanmıştır.
NOT: Kaynak Yayınları tarafından yayınlanan Sevgili Mehmet Bedri Gültekin’in TAYYİP-GÜL-GÜLEN ÖRGÜTÜ isimli müthiş eserini, Kırmızı Kedi tarafından yayınlanan ER MEKTUBU GÖRÜLMÜŞTÜR isimli çalışmayı ve Sevgili Kenan Akın’ın Ortadoğu’nun Karakutusu isimli belgesel çalışmasını herkese öneriyorum.
ERDOĞAN’IN KAÇACAĞI ÜLKE!
CHP lideri Kılıçdaroğlu dün son sızan Tayyip-Bilal telefon dinlemelerinden hareketle Başbakan’ın yurtdışına kaçabileceğini söyledi.
Hayır şimdilik böyle bir ihtimal yok ama durum çok daha vahimleşirse pekala kaçar ve bunu zorunlu hicret diye açıklar.
Peki kaçacağı muhtemel ülke mi?
Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan, Umman ve Suudi Arabistan gibi ülkelerden birine gider.
Eğer öyle bir şey olursa benim tahminim Erdoğan’ın Suudi Arabistan’ı tercih edeceğidir ki Tunus ve Pakistan kaçaklarını kabul eden Suudiler, Erdoğan’a da hayır demez!
Tayyip Erdoğan ile yakın aile çevresi Kılıçdaroğlu’nun ifadesi ile kaçar kaçmasına da ona pervane olanlar bilsinler ki çok büyük bedeller ödeyecekler…
İŞÇİ PARTİSİ VE PERİNÇEK’E ÇAMUR!
PKK ve Öcalan’ın figüranlığı ile yürütülen Türkiye’yi bölme projesine Bahçeli dahil nerede ise bütün Türkiye beyaz bayrak çekmişken direnen sadece İşçi Partisi kütlesi yani Doğu Perinçek ve arkadaşlarının önderlik ettiği mili hareket olduğu artık kanıtlıdır.
Bu kesin olguya rağmen kimileri hala Perinçek ile arkadaşlarını Kürtçülükle itham edebiliyor ki bu emperyal bir psikolojik harekattır.
1980 öncesi yani PKK’nın kurulduğu ilk gönüllerde Kürt Milliyetçileri ile boğuşanın yine Perinçek’in arkadaşları olduğu ispatlı.
Dahası, Doğu Perinçek’in 1991 seçimlerinde SHP-HADEP ittifakında İşçi Partisine teklif edilen 4 milletvekilliği kontenjanını elinin tersi ile ittiği ispatlı.
İlaveten bizzat Apo, “Perinçek röportaja geldiğinde bana, ABD ve AB ile beraber olma, Türkiye ile beraber ol dedi” şeklindeki ifadesi resmi tutanaklarda.
Ve son olarak bugün ABD, AB, PKK ve Apo’ya karşı verilen açık mücadele ortada.
Hal bu iken İşçi Partisi ve Perinçek’e Kürtçü demek en hafif tabirle alçaklıktır.
Bu tablonun okuması şudur:
Demek ki herkesi susturdular ve teslim aldılar, İşçi Partisi’ni alamadılar.
ANKARA’DAN FENERBAHÇE’YE VUR EMRİ!
AKP zirveleri Fenerbahçe şampiyon olsun istemiyor.
Gerekçeleri Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe camiasındaki itibarını düşürmek.
Sandıkta yani FB Kongresinde alaşağı edilemeyen Yıldırım’ı bu şekilde etkisiz kılmak istiyorlar.
Aziz Yıldırım’a karşıtlıkları ise iktidar ve cemaate karşı muhalif duruşu ile sembol olması ve bir türlü alt edilememesi.
Bunun için Futbol Federasyonu ve MHK devreye sokulmuştur.
Fenerbahçe’ye nerede ise her hafta oynanan hakem oyunları bunun sonucudur.
Sivas maçındaki haksızlıklardan sonra önceki gün oynanan Elazığ maçında da Emenike’ye yapılanın açık bir penaltı olduğunu ve Baroni’ye kırmızı kartın yanlış olduğunu hükümetin kontrolündeki Lig TV’nin Alman hakem yorumcusu Markus Merk söylüyor…
Fenerbahçeliler bunun hesabını sandıkta sormalıdır.
Sabahattin Önkibar
Aydınlık
Bir yanıt yazın