Serap Pollard Londra’da Moda Haftasında Sonbahar /Kış 2015 sezonu koleksiyonunu muhteşem bir defile ile tanıttı. Yapılan defileye İngiltere ve Türkiye medyası büyük ilgi gösterdi. Turizm ve Kültür Bakanığı’nın sponsor olduğu defilede ve ardından gerçekleşen kokteyl de içlerinde Londra Büyükelçi’si Ahmet Ünal Çeviköz’ün de bulunduğu çok değerli misafirler ağırlandı. Birçok İngiliz mankenin yanı sıra, daha önce ülkemizi MR WORLD’de temsil eden Mr Turkey Barış Aslan’da podyumda ki yerini aldı. Defilenin ana teması olan Kültürler arası iletişim ve etkilenişim “Acculturation” Pollard şöyle anlattı. Çok kültürlü bir dünyada yaşıyoruz. Ulaşımın ve iletişimin kolaylaşması, artan uluslararası ilişkiler, ülkeler arası yakınlaşmalar ve insan gücü hareketleri giderek daha yoğun bir biçimde farklı kültürlerin insanlarını bir araya getirmektedir. Bunun sayesinde kültürler birbirinden etkilenmektedir. Kültürler arası iletişimin kaçınılmaz olduğu global bir köyde yaşadığımızın bilinci ile hazırladım bu kolkesiyonu. Başlangıç noktası iki küçük kız çocuğunun resimleri idi. Farklı dönemlerde, farklı mekanlarda çekilmis fotoğraflar. Farklı duygularla bakan iki kız çocuğunun tek ortak noktası masumluktu. Bunlardan birisi Gaziantep’te çekilmiş geleneksel kutnu kumaşından giysiler giyinmiş iri siyah gözleri ile masum bakışlar, benim değimimle bir pırlanta…. İkincisi ise Princess Louise (1848-1939 bir portresi idi. Sarı lüleli saçlari renkli gözlerindeki masum bakışları ile bana ilham veren ikinci pirlanta. Daha önceki çalışmalarımda da olduğu gibi bu projemde de tarihin derinliklerinden gelen, zengin geleneksel değerlerimizden birini modern tasarımları ile buluşturdu. Türkiye’nin Gaziantep yöresinde üretilen el dokuması Kutnu kumaşı ve ipek chiffon ağırlıklı olarak kullanıldı. Kutnu kumaşı sustainable ve ethical olması nedeni ile Serap Pollard London markasına ve stiline çok uyan bir material. Kutnu kumaşı el dokumacılığı Anadolu’da ve Gaziantep’te çok eskiden beri yapılagelen ve Gaziantep yöremizde bir zamanlar çok önemli bir geçim kaynağı olmuş ve olmaya da devam eden bir el sanatıdır. Şimdilerde kutnu kumaşı, yöresel bir kıyafet olarak kullanıldığı gibi, dekoratif amaçlı, çeşitli aksesuar, turistik giysi, çanta, terlik, perdelik kumaş ve folklor kıyafeti olarak da kullanılmaktadır. İçinde sentetik hiçbir madde bulunmadığından sıhhi bir kumaş türüdür. Bu yönü ile şu anda bütün dünyanın üzerine çalıştığı konu olarak bilinen “sürdurülebilirlik” (sustainability) yönü ele alınarak kullanılabilecektir. Pollard bu konu üzerine Londra Universitesi’nde Yüksek Lisans yapmıştı, Serap Pollard bu sanatı gelecek nesile ve modern yaşama adapte edecek tasarımları ile dünyaya tanıttı.
“Acculturation” Başarılı bir Türk Tasarımcı olarak kendisini dünya’ya kanıtlamış ve ismini marka haline getirmeyi başarmış olan Serap Pollard Türkiye’nin değerlerinin, tarihinin çok derin ve zengin olduğunu düşündüğü için çalışmalarında geleneksel değerleri kullanmaya özen gösteriyor. Dünyada çok yaygın fakat Türkiye’de henüz cok fazla islenmeyen etik ve sürdürülebilir giyim üzerine master yapmış olan modacı, çalışmalarında bu unsurları işliyor.
Serap Pollard Kimdir? 2000 senesinde Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden mezun olduktan sonra İngiltere’ye taşınan Pollard, 13 yıldır Londra’da yaşıyor. İngiltere moda dünyasında dikkatleri üzerine toplamayı başaran bir Türk Moda Tasarımcısı olarak son yıllarda adından fazlasıyla söz ettirdi. Pollard, 2011 yılında, henüz bir ‘marka’ olmadan önce, Londra’da birçok büyük moda firmasında uzun yıllar çalışarak kendi çizgisini geliştirme yönünde adımlar attı. Sürdürülebilir veya organik giysilerin renkten ya da modelden yoksun olmasının aksine Serap Pollard’ın tasarımları dünya trendlerine uygun olma özellikleri taşırken, aynı zamanda geleneksel çizgileri birleştirmeyi de başarmıştır. Ekolojik ürünler kullanması ile Avrupa’da oldukça dikkat çekmiştir. Pollard, sadece doğa dostu olmakla kalmayıp ülke ekonomisine de katkı sağlamayı hedeflemektedir: Doğa dostu olan giysiler yapabilmenin başka bir yolu da sıfır atık ‘zero-waste’dir. Normal bir gömlek üretirken; kumaşın yüzde 15’i çöpe atılır. Pollard bu oranı uygun kalıp kesimleri ile asağı çekmiştir. Bu sayede tarımda çalışan işçiden, fabrika sahibine, müşteriden doğaya kadar herkes bu işten kazançlı çıkmaktadır. Projelerinden birkaçının detayı asağıdaki gibidir. Bu projeler dışında birçok fuara katılmış ve birçok Universitede seminerler vermiştir.
PROJELER • “Under The Baobab” 2012 Londra Olimpiyatları çerçevesinde Türk tarihinden esinlenerek yaptığı “Under the Baobab” adlı çalışması sayesinde adından sıkça söz ettirdi. 2012 Londra Olimpiyatları için dünyanın farklı ülkelerinden modacılarla çalıştı. Geleneksel Türk Kumaşları kullanarak hazırladığı renkli dev “Olimpiyat Ağacı” büyük ilgi uyandırdı. Pollard bu çalışmasıyla ilgili olarak “…objesi ağaç ve kumaş olan böyle bir proje beni çok heyecanlandırdı. Türk tarihine bakıldığında Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş sembolü de bir ağaçtı. Geleneksel Türk kumaşlarının kullanıldığı bu proje, Türk tarihini günümüz modern zamanına taşıdı. Londra gibi milyonlarca turistin ziyaret ettiği bir şehirde böylesi olağanüstü bir sanat eseri ile Londra’nin gündemine oturduk.” şeklinde konuştu.
• SELALMAZ KUMAŞI / KASTAMONU Serap Pollard, koleksiyonunu oluştururken ‘değere değer katmak’ amacıyla hareket ettiğini ve Londra’dan Kastamonu’ya uzanan bir moda yolculuğuna çıktığını belirterek, “Sustainable” – Uzun Ömürlü Kıyafetler- adını verdiği koleksiyonu için ‘Fast Fashion’dan uzak, daha dayanıklı ve geri dönüşümü olan giysilere yöneldiğini kaydetti. Kastamonu’ya özgü el dokuması olan Selalmaz kumaşını, çevre dostu olarak bilinen bambu ipliğini kullanarak dokudu. Bu kumaşları, dijital baskı sistemiyle ipek kumaşlara uyarlayan tasarımcı, yöresel dokumaları Avrupa’nın vitrinine çıkardı.
Türk tasarımcı bu çalışmayla Türkiye’ye ait değerlerden biri olan Sel almaz kumaşını hak ettiği yere getirmeyi amaçladı. Kastamonu esnafına bir kazanç sağlamak ve Sel almaz kumaşının yok olmasını engellemek de hedefleri arasındaydı. Pollard, Londra Üniversitesi’nde Sürdürülebilir Tekstil üzerine yaptığı yüksek lisansını bu proje ile tamamladı.
• TOP MODEL UK Her sene Mayıs ayında yapılan Top Model UK ( İngiltere’nin en iyi model yarışmasında) Türk Modacı Serap Pollard imzasını taşıyan tasarımlar kullanıldı. Modacımız, başta ekolojik kumaşlar olmak üzere ekolojik ürünlerden hazırladığı kostümleri ile Top Model İngiltere 2013 yarışmasına imzasını attı.
• TOP MODEL WORLDWIDE
Modacı Pollard, 2013 TOP MODEL WORLDWIDE 46 ayrı ülkenin modelini giydirerek, yerli ve yabancı medya organlarında adından fazlasıyla bahsettirdi. Başarı grafiğinin yükseleceği yönünde moda otoriteleri çoktan hemfikir durumda. Bu başarı tablosu Türkiye’de de yankı bulmaya başladı. Pollard, ülkemizin sahip olduğu değerlerin farkına varılması ve desteklenmesine yaptığı katkılardan dolayı Türkiye Cumhuriyeti devletinin çeşitli bakanlıklarınca da takdir edilmiştir.
• İZNİK ÇİNİSİ
2014 İlkbahar/Yaz koleksiyonunun temasını oluşturan İznik çinisinin desenleri, İngiltere’de olduğu kadar kostüm çekimlerinin yapıldığı Amerika’da da büyük ilgi gördü. Türkiye’nin değerlerinin, tarihinin çok derin ve zengin olduğunu düşündüğü için çalışmalarında geleneksel değerleri kullanmaya özen gösterdiğini ifade eden Türk modacı, bu koleksiyonu için 3 ay Türkiye’de araştırma yaptığını, desenlerinin tasarımlarının Türkiye’de hazırlandığını ve hazırlanan kumaşların Londra’da giysi haline geldiğini kaydetti. Koleksiyonun İngiltere’deki tanıtım çekimleri ise Londra Moda Haftası kapsamında gerçekleştirildi. Hollywood ve Beverly Hills’de yapılan çekimlerde, Amerikan model ajansı ve ekibi kullanıldı. Birbirinden güzel Amerikalı modeller, İznik çinisinin mavi rengini ve desenlerini taşıyan kostümleri giydi. Koleksiyonunu İngilizce’de ‘Tile’ anlamına gelen çiniden esinlerek ‘Tiled UP’ olarak isimlendiren Türk modacı, tasarımlarında dünyaca ünlü Bursa İznik çinisinin mavi tonlarını; Türk mavisi, dodger mavisi ve gece mavisini kullandı. Amerika moda dünyasında Türkiye’yi anlatmanın çok heyecan verici olduğunu belirten Pollard, “en iyi bildiğiniz konuları, desenleri ve renkleri, sizi hayranlıkla dinleyen insanlara anlatmak olağanüstü bir deneyim” dedi.
Bir yanıt yazın