NECDET BULUZ
12 yıldan bu yana iktidarda olan AKP’nin “Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu” ile çökme noktasına gelmiş olduğu görülüyor. Her ne kadar Başbakan 3.dönem iktidara geldiklerinde “Ustalık dönemimiz olacak” dediyse de, bugün hemen her alanda yaşananlar AKP Hükümeti’nin yıpranıp, kokuştuğunu ve çökme noktasına geldiğini gösteriyor. 17 Aralık operasyonunun şokunu atlatamayan ve panik içine düşen AK Parti, her attığı adımda hatalarını daha da çoğaltıyor. Ancak, bu panik ve telaş içinde bu hataları bir türlü göremiyor. Ekonomideki çöküş bunun somut bir örneği değil mi?
İşin ilginç yönü, ortaya çıkarılan yolsuzluk ve rüşvet iddialarının Hükümet kanadı tarafından halen yalanlanmasıdır. Emniyet, hakim ve savcılardaki atamalarla bu işin üzerinin örtülmeye gidilmesi daha da büyük bir hata olarak görülüyor. Yandaş medyada da ne acıdır ki, yolsuzluk savunulur hale geldi. Hiçbir demokratik ülkede olmayan ve görülmeyecek olayları yaşıyoruz. Seçimler yaklaştıkça daha neleri yaşacağımız da merak konusu oluyor.
İKTİDAR İŞ YAPAMAZ DURUMDA
Yolsuzluk ve Rüşvet ile ilgili Bakanlar hakkında hazırlanan fezlekelerin Meclis’e gönderilmemesi üzerine, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hemen her hafta partisinin Grup Toplantılarında fezlekelerdeki iddiaları kasetlerden dinletiyor. Sosyal medyada kıyamet kopuyor. Müteahhitlerin kendi aralarında yaptığı pazarlıklar seslerinden dinletiliyor. Ortalık kasetlerden geçilmiyor. İşin boyutunun da giderek daha da büyüdüğünü görüyoruz.
Şurası çok açık:
Artık, bugünkü iktidarın iş yapamaz hale geldiği görülüyor. Başbakan, sürekli kavgacı tutumu ile ortamı geriyor. Bakanların ağzını bıçak açmıyor, yüzler gülmüyor. Bakanlar ve milletvekilleri gittikleri her yerde protesto ediliyor. Sıkıntının ve endişenin her hali ile yüze vurduğunu hemen her yerde görebiliyoruz. Herkes, yarının ne olacağını, ne getireceğini kestiremiyor. Bu da iktidarın iyice yıprandığı gerçeğini ortaya koyuyor.
Bunların yanı sıra medyaya, sosyal paylaşım sitelerine sansür ve baskı uygulanıyor. Toplumsal barış giderek yok ediliyor. 17 Aralık operasyonu adeta unutturulmaya çalışılıyor.
Konu AKP’nin yıpranmasından açılmışken, Taha Akyol’un bu konuda yazdığı son yazılarından birinden bazı alıntılar yapmak ve sizlerle paylaşmak istedik. Akyol, “Bugün Türkiye 5 yıl, iki yıl öncesine göre daha gergin ve yönetilmesi daha zorlaşmış bir ülkedir” diyor. Daha sonra da şu görüşleri ortaya koyuyor:
GERGİNLİK GİDEREK ARTIYOR
“ Türkiye 12 Haziran 2011’de genel seçime giderken, AK Parti’nin ezici bir zafer kazanacağı, sandıktan daha güçlü çıkacağı belliydi. Benim endişem, bu gücü nasıl kullanacağıydı. Liberal demokrasilerde olması gerektiği gibi ölçülü ve sınırlı mı? Yoksa gittikçe otoriteleşecek mi? 2011 seçimlerinden 4 gün önce şöyle yazmıştım: Martin Lipset ve Giovenni Sartori gibi siyaset bilimciler, iktidar süresi uzadıkça iktidar sahiplerinin ellerindeki kamu gücünü otoriter şekilde kullanma eğiliminin arttığını yazarlar, işte “otorileşme” budur. Ve bir şey daha yazarlar: Toplumun çeşitli kesimlerinde iktidara karşı tepkiler de artar. Toplumun yönetilmesi zorlaşır. “Yönetebilirlilik” sorunu ortaya çıkar. Onun için iktidarların ikinci, hele de üçüncü dönemleri daha da zor geçer. Geldiğimiz nokta bu değil mi? Sayın Başbakan Berlin’den dönerken “Yargıdaki yanlışlara da HSYK el koydu. Orada da asıl atama listesi sonra gelecek” diye konuştu. Hangi demokraside hakim ve savcı atamaları Başbakan’ın işidir? Meclis’teki HSYK kanun teklifi ve İnternet Yasası iktidar gücü elbette ki bunları kanunlaştırabilir. Fakat dünyadaki imajımızı, AB ile ilişkilerimizi ve iç huzurumuzu son derece olumsuz etkileyeceği açıktır.”
İKTİDAR İKNA EDEMİYOR
Dikkat edilecek olursa her kesimden iktidarın yıprandığına yönelik eleştiriler hızla artıyor. Bazı yandaş medya mensuplarının da bu konuda üstü kapalı da olsa aynı noktaya gelmekte olduklarını yazılarından görüyoruz. Hükümetteki bu yıpranmışlık, iş yapamama durumu hatalar zincirinin halkalarını da artırıyor. Bundan da ülke ve insanlarımız zarar görüyor, daha da görecek gibi.
Akyol’un yazısının sonundaki şu görüşleri de önemsiyoruz:
“ Demek ki, AK Parti’nin sorunu güç yetersizliği değildir. Sorunları çözmek için AK Parti’nin daha ölçülü olmaya, bağımsız kurallara hükmetmek yerine işbirliği yaparak çalışmaya, eleştirileri hoşgörü ile karşılamaya, tansiyonu düşürmeye ihtiyacı vardır. Yolsuzlukları soruşturmada yargıyı serbest bırakmadıkça “yolsuzluk yok, paralel var” sözü ikna edici olmayacaktır. Denilebilir ki “cemaat her yere sızmış” McCarthy türü öyle bir kampanya yürütülüyor ki, ne kadarı gerçek,ne kadarı vehim ne kadarı propaganda belli değil. “
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın