Resim Büyüteç:
İşçi Partisi’nin ve Perinçek ekibinin Atatürkçülük yapma hakkı yoktur. Perinçek, Mehmet Bedri Gültekin gibi kimseler daha önce Kemalizme burjuva diktatörlüğü diyen kimselerdi. Hatta 2009 yılında bile bu söylemleri dile getirdiler. Perinçek’in TİİKP savunmasında Ermenileri katlettiği yazar. Bugün bu kitap HALA kaynak yayınlarından çıkmaktadır. Perinçek’in birkaç sözün…den bahsedeyim burada mesela:
TİİKP Davası Savunma syf. 189-191’den okuyalım:
(Kaynak Yayınları -Türkiye İhtilalci İşçi, Köylü Partisi Davası Mart 1992 4.Baskı)
“Ankara hükümeti, Lozan’da, Türkiye halkının büyük fedakarlıklarla kazandığı zaferin semerelerini toplamadı. Bağımsızlığımızı kayıtsız şartsız destekleyen Sovyetlerin dostluğuna sırt çevirdi. Emperyalistlerle uzlaştı. Bu uzlaşma, burjuvazinin karakterinden ileri geliyordu. Çünkü milli burjuvazi hızla zenginleşmek ve büyümek istiyordu, sınıf menfaatlerini Batı emperyalistleriyle uzlaşmada görüyordu.
Kemalist burjuvazi, daha 1921 yılının ilk aylarından itibaren emperyalistlerle uzlaşmaya başlamıştı. Lozan emperyalizme karşı mücadelesinde dönüm noktası oldu.
Lozan’da verilen tavizler sebebiyle, emperyalistler adım adım Türkiye’ye yeniden nüfuz ettiler ve sonuç olarak Türkiye yarı-sömürge olmaktan kurtulamadı.”
“İttihatçı komprodorlar, milli azınlıklar üzerinde de baskı ve katliam politikası uyguladı. Doğuda yüz binlerce Ermeni’yi katletti. Geri kalanlarını da yurtlarından sürdü. Arap ve Kürt milliyetçilerine çeşitli baskılar uyguladı. (TİİKP Savunma sf.154)
AB’ci PERİNÇEK:
“Açıkçası Türk yönetimi Antidemokratiktir ve Avrupa’dan gelen demokratik istemler karşısında zaman zaman görülen hırçınlık da aslında özgürlükleri kısıtlamada ısrardan kaynaklanıyor. Bu durumda Avrupa’nın itirazlarına bir yabancı düşmanlığı cereyanı yaratılarak karşı konulmak isteniyor.
Avrupa insan hakları ve demokrasiyi savunan tutumuyla en azından 45 milyon “Türk”ün dostudur. Çıkarları özgürlüklere karşı olan küçük bir azınlık ise kendisini “Türk kavramıyla ne kadar özdeşleştirmeye çalışsa da Türklerin büyük çoğunluğunun karşısındadır. İktidar sahiplerinin Avrupa’dan gelen özgürlükçü telkinlere karşı “bağımsızlık” bayraklarını açmaları sanmıyoruz kimseyi aldatabilsin. Türkiye halkını baskı altına alan politikalar “bağımsızlık” adına savunulmaktadır.”(Sf. 216)
KKTC ve TÜRK DÜŞMANI PERİNÇEK
(Aydınlık Yayınları – 1975 “Kıbrıs Meselesi” (Doğu Perinçek) / Teori Dergisi -Kasım 1993 Sayı 47 SF.16-20)
“Yağmacı Türk İşgalciler Kıbrıs’tan çekilmelidir”
“Türkiye’nin işgale dayanarak herhangi bir çözümü Kıbrıs’a zorla kabul ettirmesine karşıyız.”
“Coğrafi federatif sistem adı altında Kıbrıs’ın fiilen taksim edilmesine Kıbrıs halklarının birbirinden tamamen koparılmasına karşıyız (…) Bugün Rum milliyeti Türk işgalcileri tarafından uygulanan milli baskılar altındadır. Kıbrıs’ta yağma ve talana son verilmelidir.”
ETNİSİTECİ-KÜRTÇÜ PERİNÇEK
(Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi Davası Savunma SF 428-431)
“Kürtçe, Türkçe gibi resmi devlet dili olacaktır.”
“Kürt milletinin kendi kaderini tayin hakkı, hiçbir zaman bir federasyona katılma ya da bir özerklik derecesine indirilemez. Kürt halkı isterse elbette Türk halkıyla bir federasyon içinde birleşebilir. Fakat ayrılma hakkını tanımaksızın, Kürt milletinin kaderini tayin özgürlüğünü federasyonla sınırlamak bu özgürlüğü reddetmekle birdir.”
“Kürt milletinin kendi kaderini ne yönde tayin edeceğini halkların mücadelesi belirleyecektir. Kürt milleti, kendi kaderini ayrılma şeklinde tayin edebileceği gibi, birleşme şeklinde de tayin edebilir. İsterse, Türk halkıyla bir federasyon içinde birleşebilir. Türk devrimcileri, Kürt milletinin ayrılma hakkını savunurken, Kürt devrimcileri iki halkın birliği için çalışmalıdır.”
“Türkiye hâkim sınıflarının politikası, ABD ile birlikte PKK’yı etkisizleştirmektir. Bu politika, böyle dillendirilir; fakat genellikle ABD desteğiyle Kürt halk kitlelerini bastırma beklentisini içerir. ABD ile birleşip Kürdümüzü bastırma hayal ve gafletine son verilmelidir.” (Aydınlık, 13 Eylül 2009)-2009 yılı
ŞİMDİ DE “KEMALİST” PERİNÇEK. AH PERİNÇEK VAH PERİNÇEK SEN BENCE BU İŞLERDEN ELİNİ ÇEK!
Mehmet Bedri Gültekin’in Şeyh Sait Severliği:
“Yanlış anlaşılmasın. ‘Dağdan inen PKK’lılar niçin bırakıldı, cezalandırılsın’ demiyoruz. Tam tersine Kandil’de ve Türkiye’nin dağlarındaki toplam beş bin, altı bin PKK’lının silahlarını bırakması ve toplumumuzun bir parçası olarak normal yaşamlarına dönmesi, istiyorlarsa yasalar çerçevesinde siyaset yapmalarına kimsenin bir diyeceği olamaz, olmamalıdır.” (22 Ekim 2009 tarihli “Barış ve Kaos” başlıklı bir yazısı…)” 2009
“Türklerin ulusal değerleri Bayrak, Mustafa Kemal, Marş; bütün bunlar Kürtler için ne ifade ediyor? Bir Türk gibi Türklerin ulusal değerlerini savunmalarını bekleyemeyiz Kürtlerden, beklemek de gerekmiyor, ayrıca doğru da değil. Biz Kürtlerin ulusal değerlerine saygıyı Türklerin içinde propaganda ederiz, Türklerin ulusal değerlerine saygıyı da Kürtlerin içerisinde propaganda ederiz.” ”
“Kürtlerin önemli bir kısmı açısından Şeyh Sait değer verilen bir yere oturtuluyorsa, bizim buna karşı saygılı bir tavır içinde olmamız gereklidir. Yani bir tarihi kişilik olarak, bir ulusal şahsiyet olarak değer veriyorlarsa, ulusal mücadele içinde Şeyh Sait’i bir yere koymaya çalışıyorlarsa en azından o ulusal harekete, ulusal duygulara saygının gereği olarak buna saldıran bir tutum almamalıyız.” (Ulusal İnkârcılık Üzerine, Teori, Ağustos 1994, sayı: 56)”
ŞİMDİ DE BENİ MİTÇİ OLMAKLA İTHAM EDERSİNİZ…
Atatürk’ün deyimiyle: Şaşarım Aklı perişanına ahmak
İnönü’nün deyimiyle: Hadi canım sen de!
Kamer Onat Karakaya, 3 Şubat 2013
kaynaklar:
1-
2-
3-