Recep Tayyip Erdoğan’ın, kamyonet kasalarından başlayıp başbakanlık özel uçağına giden yolunun başladığı kurak 1993 yazını kaçımız hatırlar.
Yağmur bombaları, duaları derken İstanbul tarihinin en kurak yazlarından birini yaşamış, İstanbullu’ya tecelli eden susuzluğun bedbahtlığı bitmemişti ki, İstanbul’un suyunu yöneten kişilerin aldığı rüşvet skandalı patlak vermişti. Bugünkü gibi ayakkabı kutuları yoktu ve hepi topu 670 bin mark civarı bir para İSKİ yöneticisinin banka hesaplarında bulunmuştu.
Aslında Erdoğan’la aynı siyasi görüşte olması mümkün gözükmeyen üniversite mezunu, mühendis işadamı bir tanıdığım o günlerde bir sohbetimiz esnasında söyledikleri ile bende derin soru işaretleri açarken, bugünlerin ipucunu vermişti.
Televizyonlarda kuraklığı “şanssızız” diye yorumlayan İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen’e “geçen sefer oyumu sana verdim, bu sefer şanslı olana vereceğim” demişti tanıdığım.
Woody Allen’ın dediği gibi iyi bir insan olacağıma şanslı bir insan olayım.
Hepinize bol şanslar