Dün birkaç saat, her zaman olduğu gibi, tek başıma halkın içinde dolaştım. Geçerken selam verenlerin dışında 38 kadın ve erkek tanıyarak yanıma geldi ve sanki anlaşmışlar gibi “Paşam, sizi artık TV’lerde göremiyoruz, çıkın ve halkı daha çok aydınlatın” dediler. Gülerek onlara; “Bu benimle ilgili değil, siyaset yapan korkaklar ve bunlara yaranmaya çalışan TV ve gazete patronlarıyla alakalı.. Hadi yandaşı anlayabilirsiniz, kendilerini yandaş saymayanlar da aynı, akılları sıra ambargo uyguluyorlar, sonra da “tarafsız ve özgür basınız” diye köçeklik yapıyorlar” dedim..
Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Twitter’da birkaç saatte Türkiye’de 1nci sıraya yükselir ve dünyada ilk 10’a girer, bunlar görmemezliğe gelirler. Ama bir hacivat’ın aptalca bir twitter mesajı bunlara haber olur!.
“Cehennemdere Kanyonu” kitabım yayınlandığında hiçbir kitabım da yapmadığım şeyi yaptım ve küçük bir notla; vatan, millet, özgürlük, demokrasi, Atatürk’çülük adına mangalda kül bırakmadan günlük yazı yazan 44 muhtereme gönderdim. Amacım; şuydu: “PKK ile geçen 30 yılda ne oldu, ne olmadı, neden böyle bir sonla karşı karşıya geldik; bunu her rütbedeki subayın, astsubayın, uzmanların, erbaş ve erlerin, PKK’lıların, Kürt vatandaşlarımızın ağzından dinleyin ve doğruları geç de olsa öğrenin” diye yaptım.. Ne mi oldu? Bir tanesi bile kitabın içinden bir konuyu yazamadığı gibi, imzalı bir kitap alındığında evrensel bir nezaket olan teşekkür etmeyi dahi beceremedi, bu somun pehlivanları.. Para karşılığı yazı yazanın hali işte bu’dur. Hepsinde, korku dağları bekliyor..
Ünlü bir İngiliz araştırma şirketi dünyadaki bütün ülkeler de araştırma yapmış. Sonuçları da 8 ay önce yayımlandı. Türkiye’de biz, 6.7 görünüyoruz. Ama medya hacivatları; “görmedim, duymadım, haberim yok” dümeninde..Eeee kolay mı? Avrupa Birliği’ de HEPAR’ın kuruluşunun ilk yılında Türkiye’ye gönderdiği ilerleme raporu ekinde “Bu parti büyümesin” diyordu. Avrupa, mecliste olan veya olmayan ne kadar parti varsa hepsinden memnun, bir tek bizden memnun değil, üstelik daha o tarihte örgütlenmesini bile tamamlayamamış bir partiden!.
Kabakgillerden olan susak, içi boş olduğu için çok hafiftir ve sabit olan bir şeye sarılarak yükselmek ve yaşamını sürdürmek ister!.
Bir adamın kim olduğunu sözleri değil, hayatı gösterir..
Osman Pamukoğlu