Türkiye Cumhuriyeti Devletine her yıl milyonlarca liraya mal olan ada tahsisli terörist başı, ülkede olup bitenlerden kusur kalır mı? mevcut hükümetin işbirlikçi kankası ne zaman AKP sıkıntıya düşse, hemen yanı başında, destek ve himmete hazır..
Gezi olaylarının başlangıcında PKK’nın şehir militanları ve BDP’de meydanlardaydı. Adadaki talimat vermekte gecikmedi; “Gezi protestoları AKP’ye karşı yapılan bir darbedir” diyerek hepsini meydandan çekti..
17 Aralık 2013 yolsuzluk operasyonun ilk günlerinde bebek katilinin giden heyete ders verir gibi bir fotoğrafı basına ulaştırıldı. (Güya son hali buymuş. Sanki çok lazımdı.) Bu fotoğrafın hükümet adına gidenler tarafından çekildiği ortadaydı ve çok önce çekilmişti. Neden yolsuzluk operasyonu ile birlikte yayınlanmasına ihtiyaç duyulmuştu? Akılları sıra dikkati, bebek katilinin fotoğrafıyla başka tarafa çekmek istiyorlardı. Birinci fotoğraf silik çıkmış diye birkaç gün sonra ikinci kez yayınladılar!. Yolsuzluk ve rüşvetten suçüstü yakalananlar, Nasrettin hocanın göle maya çalması gibi, belki tutarsa diye 40.000 kişinin katilinin fotoğrafına sarıldılar. Yaptıkları basit, sıradan ve bayattı, tutmadı..
Bununla da bitmedi! Bebek katilinin 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili beyanlarına da ihtiyaç vardı, işbirlikçiliğini başka nasıl kanıtlayabilsin ki? Dünya ile hiçbir iletişim ve haberleşme imkanı yokken bülbül, kendisine öğretildiği gibi, giden heyete şakıdı: “ Yolsuzluk operasyonu hükümete yapılmış darbedir. Hükümeti devirmek istiyorlar. Yapanlar da Londra merkezli bir sermaye grubu, Yahudi lobisi, Chicago’daki sermaye grubu ve Utah’daki akademi. Bunlar hükümeti devirmek isteyen paralel devletin arkasındalar…” Sanırsınız ki, bütün dünyanın haber alma servisleri 24 saat buna rapor yetiştiriyorlar!. Üstelik 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu “ çözüm sürecine darbeymiş.” Tut ve istediğin yerden yak!.
Ve “30 Mart yerel seçimlerine kadar bekleyecekmiş”, (işbirliği sözleşmesine göre) ciyaklamaya devam ederek: “Sonra herkes tedbirini alacak.” diyor. Bunun türkçesi şudur: “Dediklerimi yaptınız yaptınız, yapmadınız ben size dünyanın kaç bucak olduğunu gösteririm.”
Yazıklar olsun!..
Osman Pamukoğlu