ÖZGÜRLÜK VEYA HÜRRİYET VEYA BAĞIMSIZLIK

‘’ Bağımsızlık benim karakterimdir’’ diyor Mustafa Kemal Atatürk.

Biat ve itaat peşinde olanlar bağımsızlığın tadına ulaşamazlar.

‘’Ölünceye kadar arkandayız!’’ sözleri hak edenler için, dava arkadaşları için, haklı ve doğru bir cephede bulunan silah arkadaşları için söylenir ve itaat, biat etmeden bu birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu ortaya konulmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletinin ABD’ye, Rusya’ya, İngiltere’ye, Almanya’ya  biat ve itaat etmesini öneren en yakınındaki general, aydın, gazeteci, yazarlara şiddetle karşı çıkıp ‘’ Milletin bağımsızlığını yine milletin iradesi ile kazanılacağını’’ sakin ama kararlı ve ciddiyetle ifade etmiştir.

Biat, itaat kültürü insanoğlunun genlerinde yok, Türk Milletinde hiç yok, bazı hayvanlarda olabilir ama karınlarını doyurduğunuz sürece ve fazla eziyet etmediğiniz sürece.

Biat, itaat etmeye alışmış toplumları, kuru kalabalıkları  ararlar; Stalin, Lenin, Mao, Hitler gibi psikopatlar  ve Kım Cong In gibi eniştesini, halasını idam ettiren şımarık fırlamalar ve bu tiplere benzeyen  daha başkaları.

İtaat, biat edenler mi yoksa edilenler mi daha zavallı diye düşünürüm bazen. Sosyologlar, psikologlar bunun analizini elbette çok daha iyi yapabilirler ama bence itaat, biat edilenler çok daha zavallıdırlar. Çünkü itaat, biat edenler aslına onu kullanıyorlardır, O onları o kadar kullanamıyordur. Yani  Osmanlı tarihinde bir çok sadrazamın, vezirin, paşanın, padişahtan daha zengin olması gibi bir hakikati işaret etmek istedim.

İtaat, biat edilmek, yönettiğini sanmak, idare ettiğine dair kendini kandırmak, lider olduğuna dair kendi kendine aklını fikrini işlemek, hükümranlık merakı; otorite, saltanat, şan, şöhret, makam, mevki , taht, taç budalalığı kişinin en zayıf genidir veya oluşum zincirinin halkasıdır yada en ince damarıdır. Öyle bir damardır ki bu çatlar ama farkına varamazsın.

Bunu bilen etrafındakiler bu aptal kişiyi  bu zayıflıklarını kullanarak bir maşa, kerpeten, çekiç, balta, cımbız, tornavida ,mikrofon gibi kullanırlar. Ne zaman, nerede, neye ihtiyaç duyarlarsa öyle kullanırlar. Neticede binlerce kişinin kellesi gider, binlercesi zindanlarda işkence ile çürütülür, binlercesi intihar ettirilir, firar ettirilir, bazen iş uluslararası boyuta taşar ve bu binlerce milyonlarca olur.

Aslında kimse kimseden korkmaz! Böyle astığı astık, kestiği kestik olduğuna kendileri inandırılan şahıslara özellikle böyle bir hava verilir ki, balon daha da şişsin ve balona tüm yalakalar tutunsun ve şişen balonla birlikte onlarda havalansın.

Sonra balon patlar ve hepsi bulutların üstünden yere kafa üstü çakılır!

Şeyh uçmaz mürit uçurur lafını o anda hatırlar şişirilen zavallı!

Ama artık her şey için çok geçtir.

www.vedatkusakli.com


Yazıları posta kutunda oku