DERE BALIĞI SENDROMU

 

‘Muhafazakâr Demokrat’ elementinin mucidi Yalçın Akdoğan meşhur akrep-kurbağa hikâyesini yazmış. Hani akrebin doğası hakkında olan. Evet de, “onlar akrep, dikkat edin” diye uyaranlara lügat lügat söven, tekme tokat dalan kimdi?

Neyse, ben de dere balığını yazmıştım bir zaman önce. Hiç dere görmemiş bazı şehirli çocukları dışarıda tutarsak hepimizin başına gelmiştir. Küçücük balık yakaladığımızı zannederiz; merhametle, şefkatle besleriz. Sonra bir de bakmışız ki…

 

Ve işte, “hayırdır?” diyen ablam

Gördü ki bağlamak gerekir ipi sağlam,

Kaykıldı yerinden bastı oyunu

Hışımla getirdi AK postunu.

 

Güzel günler göreceğiz, her şey güzel

Deyince gülümseyen bir adam pek de güzel,

Büyük bir iştahla üstüne alındı “hayırdır” ablam

Sandı ki bahar gelecek memlekete buram buram.

 

Bilmedi garibim, başına geleceği

Daha ne günler var beterinden göreceği,

balık yakaladığını zannetti dereden

Seyret ki çıkacak kokusu ahirden.

* * *

Çocukken de yakalamıştı bir balık dereden

Ve ne güzel beslemişti elleriyle narinden,

Gün geldi büyüdü bizim balıkçık

Bir de baktı ki bu balık pek de garipçik.

 

Balık desen balık değil, ayakları var

Hiç uyutmaz gürültülü bir vıraklaması var,

Anladı ki bu bir kurbağa, pek de yanılmış

Balık sandığı evine ne de pislik dağıtmış.

 

'Muhafazakâr Demokrat' elementinin mucidi Yalçın Akdoğan meşhur akrep-kurbağa hikâyesini yazmış. Hani akrebin doğası hakkında olan. Evet de, "onlar akrep, dikkat edin" diye uyaranlara lügat lügat söven, tekme tokat dalan kimdi? - turkish forum logo