BÜYÜK ŞOK, AMERİKA’DAN ŞOK FETHULLAH GÜLEN” RAPORU!..

8.1.13_1-

Cuma Hikmet

 Türk siyasetine bomba gibi düşen 17 Aralık “yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” ardından yabancı basında büyük yankılar uyandıran haberlere Amerika’dan bir yenisi eklendi. Fethullah Gülen hareketini yakından inceleyen Middle east Media Research Institute (MEMRI), hazırladığı bir raporla cemaatin tuhaf ilişkilerini gözler önüne serdiği Akit tarafından iddia edildi.

Uzun yıllardır tuhaf ilişkilerin odağında olduğu sürekli tartışılan Fethullah Gülen’le ilgili olarak, ABD merkezli Middle east Media Research Institute (MEMRI) tarafından hazırlanan raporda birbirinden ilginç değerlendirmeler yer aldığı iddia ediliyor.

ABD’NİN MENFAATİNE İBARESİ

Raporda, bir ABD mahkemesinin, “Gülen, ABD’nin menfaatine olağanüstü kabiliyetlere sahip bir yabancı” hükmüne de yer verildi. 19.07.2008 tarihinde Gülen’in kendi sitesinde yayınlanan mahkeme kararında ise vizenin kendisine “olağan üstü yetenekte yabancılar” statüsü verildiğinden söz edilmişti. Sözkonusu raporda yer aldığı iddia edilen “ABD’nin Menfaatine” ibaresinin büyük tartışma yartması bekleniyor.

RAPOR AKP ATAĞI MI?

Operasyonun ilk günlerinde meydana gelen gözaltı ve tutuklanmaların ardından büyük prestij kaybeden AKP ve Erdoğan Hükümetinin karşı atağa geçmesi, Gülen Hareketinin ilişkilerinin ve ABD’de de aldığı oturum statüsünün ayrıntıları yeniden irdelenmeye başlandı. Amerikalı Araştırma Kuruluşu MEMRİ’nin konu ile ilgili raporu tamda bu sıralarda yayınlanması, AKP ‘ye yakın medya kuruluşlarında geniş yer alacağa benziyor. Akit raporun tüm ayrıntılarını yayınladı bile. Türk kamuoyu gibi tüm dünya basınıda olup bitenleri yakından takip ederken, çatışmanın sonucunun Türk Siyasetinde nasıl sonuçlanacağı büyük merak konusu.
GÜLEN, 25 MİLYAR DOLARI KONTROL EDİYOR
Akit’in haberine göre, toplam 20 sayfalık raporda, öncelikle Fethullah Gülen’in Türkiye’nin siyasi platformunu şekillendirmeye çalışan bir aktör olduğu belirtilerek, “Bunu yaparken de hem iktidar partisi içindeki yandaşlarını kullanıyor, hem de cemaatin inanılmaz derecede büyük meyda imparatorluğunu, finans kurumlarını, bankalarını, işletme birimlerini, binlerce okul, üniversite, ışıkevleri ve benzeri kurum ve kuruluşlardan oluşan uluslararası ağını harekete geçiriyor. Fethullah Gülen bir finans imparatorudur. En iyi tahminlerle, 25 milyar dolarlık kontrol dışı ve karanlık bir bütçesi var” denildi.
YARGI KARARI: “GÜLEN, ABD’NİN MEFAATİNEDİR“
“Fethullah Hareketi”nin kendi lehine lobi oluşturabilmek için büyük maddi kaynaklar kullandığı anlatılan raporda, şu ifadelere yer verildi: “Emrindeki bütün örgütler ve üniversiteler (büyük paralar akıtmaya devam ettiği Georgetown üniversitesi dahil), Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa’da Gülen konferansları düzenliyorlar. Ekim 2007’de, İngiltere Lordlar Kamerası Fethullah Gülen onuruna bir konferans organize etti. ABD2de bir Federal Mahkeme, Amerikan İç Güvenlik Kurumu’nun ve Göçmenlik Bürosu’nun Gülen’in Yeşil Kart başvurusunu ‘eğitim alanında olağanüstü yeteneklere sahip kişi’ kriterine uymadığı için reddetmesi kararını, geri çevirmişti. Amerikan İç Güvenlik Kurumu Fethullah Gülen’i eğitim alanında bir uzman ya da bir eğitimci olarak değil, ‘çok büyük ve etkili bir dinci ve siyasi hareketin holdingler sahibi bir lideri’ olarak tanımlamıştı. İki eski CIA çalışanı, George Fidas ve Graham Fuller ile Amerika’nın eski Türkiye büyükelçisi Morton Abramowitz Gülen için destek mektubu yazdı. Mektuplar işe yaramış görünüyor. 16 Temmuz 2008’de Amerikan bölge yargıcı Stewart Dalzell bir genelge yayınladı. Bu genelgeyle Amerikan Göçmenlik Bürosu’nun Gülen’e 1 Ağustos 2008’e kadar, ‘olağanüstü kaabiliyetlere sahip bir yabancı’ olduğu gerekçesiyle, çalışma izni vermesini telep ediyordu. Son olarak, mahkeme Gülen’in Amerika’da yaşamak isteyen kişilerde aranan ‘Birleşik Devletler’in menfaatinedir’ zorunluluğunu da yerine getirdiği kararını verdi.”
GÜLEN’İN EĞİTİM ŞEBEKESİ MUHTEŞEM
Raporda, Gülen hareketinin eğitim alanına yoğun bir ilgi gösterdiği vurgulanarak, “Fethullah Gülen şebekesinin temelinde onun eğitim kurumları var. Gülen’in eğitim şebekesi muhteşem. Tahminlere göre, Türkiye’deki iki milyon hazırlık okulu (dershane) öğrencisinin yüzde 75’i Gülen okullarına kayıt yaptırmıştır. Gülen, bütün Türkiye’ye yayılmış binlerce seçkin ortaokulu, üniversiteyi ve öğrenci yurtlarını da kontrolü altında tutuyor. Türkiye dışında Gülen hareketi yüzlerce ortaöğretim kurumu ile dünyanın her yanına yayılmış, yaklaşık 110 ülkede düzinelerce üniversite işletiyor. Gülen okullarında eğitilen bu gençler gelecekteki hukuk, politika ve eğitim kariyerlerine hazırlanıyorlar. Bu eğitimden geçenlerin arasında şimdi valiler, hâkimler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan subaylar var. Hükümetin parçası bakanlar var; bunlar Gülen’e danışmadan hiçbirsey yapmazlar” denildi.
İŞTE O RAPORUN AYRINTILARI
“Fethullahçı beyin yıkama faaliyetleri”ne karşı pek çok ülkede şüpheler duyulmaktadır. Bu şüphe ve araştırmalar Hollanda gibi ülkelere de sıçramıştır. 2008’de Hollanda’nın Hırıstiyan Demokrat, İşçi, ve Muhafazakar partileri, ‘Türk imamı Fethullah Gülen’le ilişkisi olan kurumlara yapılan devlet yardımlarının birkaç milyon euro düzeyinde kesilmesini öngörmüş ve Gülen cemaatinin Hollanda kamu otoriteleri ile olanlar da dahil bütün faaliyetlerinin en ince detaylarına kadar soruşturulmasını istemiştir.”

“Fethullahçılar Türkiye’nin Emniyet teşkilatını işgal etmeyi de başarmışlardır. Emniyet teşkilatında polis üniforması giyen imam başkanlar var. Pekçok komiser emirlerini bu imamlardan alıyor. Türk Emniyet Teşkilatı’na mahkeme kararıyla verilen sınırsız yetkiler kullanılarak, teşkilatın Türkiye’deki bütün telefon, cep telefonu, sms, e-posta, faks ve internet iletişimlerinin Fethullahçılar tarafından dinlendiği korkusu büyümüştür. Fethullahçılar’ın Emniyet Teşkilatı’nı istila etmesi, teknolojiyi kısıtlayıp bilgiyi denetimleri altında tutması, Türkiye içindeki siyasi emellerini gerçekleştirmelerini sağlıyor.”
“Türkiye tarihinde başka hiçbir kişi Fethullah Gülen’inki gibi Türk toplumunu kökten değiştirmeye çalışan bir siyasi hareket başlatmamıştır. Bugün Gülen güçlü bir partizan medyayı kontrolü altında tutuyor. Bu şebeke sadık bürokratları, partizan üniversiteleri, akademiyi, partizan savcı ve yargıçları, partizan emniyet ve istihbarat kurumlarını, partizan kapitalist ticaret odalarını, sivil toplum kuruluşlarını, işçi sendikalarını, partizan öğretmenleri, doktor ve hastaneleri içeriyor.”
GÜLEN’İN SİTESİNDE YAYINLANAN MAHKEME KARARI
AKP’ye yakınlığı bilinen AKİT Gazetesinde yayınlanan raporda sözü edilen mahkeme kararı ise yeni değil. Söz konusu mahkeme kararının ayrıntıları 2008 yılı Temmuz ayında Fethullah Gülen’in kendi sitesinde bir zafer olarak şu şekilde yer almıştı. Ancak Akit gazetesi mahkeme kararına gerekçe olarak, “ABD YARGISI; Gülen Hoca ABD’nin Menfaatinedir” şeklinde manşet atarken, Gülen’in sitesinde gerekçe olarak, “Olağanüstü Yetenekli Yabancılara Tanınan Statü” olarak açıklanıyor. Böylece binlerce tezat iddiya bir yenisi daha eklenmiş oluyor. İşte Gülen’in sitesinde yer alan o tarhli haber metni.

ABD YARGISI GÜLEN’İ HAKLI BULDU
Fethullah Gülen ABD yargısı, ‘olağanüstü yetenekli yabancı’lara tanınan vize statüsü talebini kanunsuzca reddettiği gerekçesiyle Göçmenlik Bürosu (USCIS)’nu ve İdari Temyizler Dairesi’ni dava eden Fethullah Gülen’i haklı buldu.
Böylelikle Gülen’in 1999’dan beri yaşadığı Amerika’da sürekli oturum (yeşilkart) başvurusunun önündeki çok önemli bir teknik engel ortadan kalkmış oldu. Fethullah Gülen, kanundaki ilgili şartları yerine getirdiği halde kendisini ‘olağanüstü yetenekli yabancı’ statüsü dışında bırakan ABD hükümetini dava etmişti. Göçmenlik Bürosu ve İdari Temyizler Dairesi’nin bağlı bulunduğu İç Güvenlik Bakanlığı aleyhine geçen yıl açılan dava önceki gün Gülen’in lehine sonuçlandı.
Pensilvanya eyaleti doğu bölgesi federal hakimlerinden Stewart Dalzell’in baktığı dava resmî kayıtlara, ‘Fethullah Gülen’e karşı İç Güvenlik Bakanı Michael Chertoff’ olarak geçti. Hakim Dalzell, 16 Temmuz tarihli karar gerekçesinde hükümetin argümanlarını birer birer çürüttü. Amerikan İdari Prosedür Kanunu, yargı makamlarına hükümet kurumlarının ‘keyfi, kaprisli takdir hakkını istismar eden veya sağlam delillerle desteklenmeyen’ kararlarını geri çevirme yetkisi veriyor.
Mahkeme, ilgili hükümet kurumlarının görüşünün aksine, Gülen’in kanundaki ‘olağanüstü yetenekli yabancı’ tanımını karşıladığı kararına vardı. İlgili kanun, ‘bilimler, sanatlar, eğitim, iş veya atletizmde olağanüstü yeteneği ulusal ve uluslararası alanda ispatlanmış ve sahadaki başarıları kapsamlı belgelerle tasdik edilmiş’ kimselere bu statüyü layık görüyor. Söz konusu kimselerin ‘iştigal alanın en tepesindeki küçük bir kısım yüzdeliğe’ tekabül eden bir ‘uzmanlık derecesi’ne sahip olduklarını Nobel Barış Ödülü gibi bir uluslararası ödülle veya kanuni düzenlemelerde listesi yer alan 10 kriterden en az üçünü karşılayarak ispatlamaları gerekiyor.
Davalılar Gülen’in ‘eğitim’ alanında olağanüstü yeteneği olduğunu kanunda belirtilen tarzda ispatlayamadığını iddia etmişti. Davacılar ise ‘eğitim’ alanı tanımının daraltıldığını belirterek, Gülen’in ilahiyat, siyasal bilim ve İslami araştırmalar gibi alanlardaki başarılarının da nazar-ı itibara alınabileceğini savunmuştu. Hakim, davacı Gülen’e hak verdi.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nın avukatlığını yapanlar, Gülen’in delil olarak gösterdiği makalelerin bilim adamlarına değil genel halka sunulmasından dolayı kanunda işaret edilen ‘ilmi’ niteliğini taşımadığını öne sürüyordu. Hakim Dalzell ise bu yorumun ‘ilmi’ kelimesinin sözlük anlamına ve Göçmenlik Bürosu’nun kendi el kitabındaki tasvire dahi ters düştüğüne işaret etti.
Hakime göre, Gülen’in ABD’de kalması halinde ‘dinlerarası diyaloğu ve farklı inanç ve dinler arasında uyumu teşvik ve yaymaya devam edeceğini’ bildirmesi, bu vize statüsünü almak için gereken şartlardan biri olan ülkeye katkıda bulunmayı da karşılıyor.
Hakim Dalzell, Gülen’in uzun süre önce reddettiği başvurusunun ücreti olan 1000 dolar tutarındaki başvuru ücretini hâlâ iade etmeyen ABD Göçmenlik Bürosu’na en geç 1 Ağustos’a kadar bu parayı ödeme emri de verdi. Bu karar, davacı Gülen tarafının mahkemeden böyle bir talepte bulunmadığı halde çıktı.
Hakim, çözülmesi gereken, kalan konuları ve davanın bundan sonraki istikametini belirlemek üzere tarafları 4 Ağustos’ta ‘statü toplantısı’na çağırdı. (Ali H. Aslan)

Haber Artı Türk

Cuma Hikmet - 8.1.13 1