NECDET BULUZ
17 Aralık’taki “Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu” sonrası, dikkat edilecek olursa iktidar partisi AKP’de tam bir panik yaşanıyor. Yapılan operasyonda ele geçirilenlerin üstünün kapatılması, bu operasyonda imzası olanların görevden alınmaları tam bir kıyıma dönüştü. İktidar ile Cemaat arasındaki savaş da tırmanarak sürüyor.
Şimdi iş güç bırakıldı, ortaya çıkarılan yolsuzlukların ve rüşvetin üstü kapatılmaya çalışılıyor. Operasyonu yapanlar suçlu sandalyesine oturtulmaya çalışılıyor. Savcılar ve emniyet adeta ikiye bölündü. Konunun üstünün kapatılması amacı ile de sürekli gündem değiştiriliyor.
HÜKÜMETE DE KUMPAS MI?
Ergenekon ve Balyoz Davaları’ndan cezaevinde bulunan askerlerin yeniden yargılanmalarının yolunun açılması da bu çerçevede değerlendirilebilir. Çünkü, ordu mensuplarına Cemaat tarafından kumpas kurulduğu, haksız yargılamaların yapıldığı söyleniyor. Bu nedenle de yeni düzenlemeler gündemde. Başbakan Erdoğan’ın buna “yeşil ışık” yakmasının ardında yatan bazı gerçekleri de görmezden gelemeyiz.
“Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu” ile adeta şok yaşayan AKP’de şimdi şu görüş ortaya atılıyor:
“ Paralel Devlet oluşturma çabası içinde olan Cemaat, Ordu mensuplarına kumpas kurdu. Dinlemeler yaptı. Bazı paşaların evlerine ve bürolarına suç delilleri konuldu. Bunlarla yargılanıp hüküm giydiler. Şimdi aynı kumpas iktidar Partisi için neden kurulmuş olmasın? Dün ordu mensuplarına kurulan kumpas bugün iktidarı yıpratmak için iktidar mensuplarına ve yakınlarına kuruluyor.”
HEDEF CEMAATİ ÇÖKERTMEK
Özetle şu denilmek isteniliyor:
“Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutularından çıkan paralar kurulan kumpasın bir parçasıdır. Bakan çocuklarının evindeki paralar, para sayma makineleri da aynı şekilde uygulanan bir kumpastı. Dün, askerler üzerinden oynanan oyunlar bugün iktidar üzerinden oynanmaya çalışılıyor.”
Askerlere kumpas kurulduğunu söyleyen iktidar, şimdi yeniden yargılamanın yolunu açarak bu konuyu çözüme kavuşturmaya çalışacak. Daha düne kadar savaş açtıkları kurum ve kuruluşlardan bile bu konuda yardım almaktan kaçınmıyorlar. Aynı şekilde “Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu”nun da bir kumpas olduğu iddiası ile, kendilerini temize çıkarma çalışmalarını hızlandıracaklardır. Biz, konu ile ilgili gelişmeleri bu şekilde okuyoruz. Peki, 11 yıldır iktidardaydınız da bu kumpas ve paralel devleti görmediniz mi? Bu sorulara yanıt verilemiyor.
Bu süreçte Cemaatin gücünü kırmaya yönelik çalışmaların da hız kazanması kaçınılmaz görülüyor. Nitekim Emniyette ki tayin ve atama fırtınası, yargıdaki deprem ve ayrıştırma bu çalışmaların şimdilik bir kısmıdır. Başbakan “İnlerine ineceğiz” diyerek daha da önemli operasyonların Cemaate karşı yapılabileceğinin mesajlarını önceden vermişti.
ÜLKE KAN KAYBEDİYOR
Bütün bunlar kimsenin kuşkusu olmasın tamamen gündem değiştirmeye, ortaya çıkarılmaya çalışılan yolsuzlukların, rüşvetin,talanın ve vurgunun unutulmaya çalışılmasını sağlamak için atılan adımlardır. Ortada bir yolsuzluk varsa, bir rüşvet, talan, vurgun varsa bunları yapanlar mutlaka yargılanmalı ve hesabını vermelidir. Savcıların ve hakimlerin önü açılmalıdır. Daha düne kadar göklere çıkarılan bazı savcıların, bugün idam sehpasına çıkarılmaya çalışılması tam bir çelişkiler yumağıdır.
Hukuk sistemimiz çöktü, kimse yarınına güven içinde bakamıyor. Kamuoyu üzerindeki baskıların artması, ekonomimizdeki sıkıntılar, piyasalardaki denetimsizlik, enflasyonun yeniden artması korku ve endişe veriyor. Türkiye’nin iyi yönetildiğini söyleyemeyiz.
Ortadaki gerçek şu:
İktidar Partisi ile Cemaat kıran kırana bir savaş içine girdi. Paylaşımdan kaynaklanan bu çatışmalar ülkeye, ekonomimize, insanlarımıza telafisi zor olan zararlar veriyor. Eğer, çatışmalar aynı hızla sürerse bu zararlar katlanarak artacaktır. Bununla birlikte çevremizdeki komşularımızdaki iç karışıklıklar ve çatışmalardan da olumsuz etkileniyoruz. Ülke kan kaybediyor. İyimser olmaya çalışıyoruz ama, her şeyin kontrolden çıkmış olduğunu da söylemeden geçemeyeceğiz.
e.mail: necdetes@mynet.com