DEVLET İSLAMCILIKTAN ARINDIRILIYOR

BM Güvenlik Konseyi’nin 2118 sayılı kararıyla Suriye’de kimyasal silah kullanımının önlenmesi -ardından, 22 Ocak’ta Cenevre II Barış Konferansının düzenlenmesiyle geçici bir yönetimin oluşturulması: Irak’tan dersler çıkararak devletin temel kurumlarının geçiş sürecinde korunmasının sağlanması: Suriye’yi İslamcı terörizmi besleyen kaynaklardan arındırma ve terörizmin lağvedilmesi:tüm Suriyelilerin onayını alan bir Suriye hükümetinin desteklenmesi süreci işliyor.

*
Türkiye, Atatürk’ün “Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler,dervişler,müridler,meczuplar memleketi olamaz” direktifi ve Anayasa’da değiştirilemez Cumhuriyet’in Nitelikleri’ni belirten hükme rağmen,
Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen’in dini ve siyasi vizyonlarını ABD ve İsrail’in “İslam’ın siyasal sistem dışına itilmiş olması halinin yalnızca Türkiye’de değil, birçok İslam ülkesinde de toplumsal istikrarı sağlamadığı,ülke dinamiklerini tükettiği” öngörüsüne işbirlikçi kesildikleri -bu uğurda;
ABD/CIA ve İsrail/MOSSAD’ın desteğiyle Emniyet ve İstihbarat’ta örgütlenmeyle yavaş-yavaş ekonomik,siyasal ve toplumsal güç kazanarak yargıda,merkezi,yerel ve özerk idarelerde, sivil-askeri bürokrasi, üniversite, medya,siyasi partilerde tüm sistemi kontrol altına alırken -mütemadiyen, anayasal suç işledikleri bir noktada bulunuyor.

*
Gülen Cemaati Abant Platformu’nda iştişare ettiği;
2004′ de, “İslam,Laiklik ve Demokrasi-Türkiye Tecrübesi”,
2005, “Yeni bir Çağ Eşiğinde:Eğitimde Yeni Arayışlar”,
2006, “Cumhuriyet-Kültürel Çoğulculuk ve Ortadoğu’nun Geleceği”,
2007, “İslam,Batı ve Modernleşme”,
2008, “Kürt Sorunu-Geleceği ve Barışı Birlikte Aramak”,
2009, “Yeni Bir Toplumsal Mutabakat için Demokratikleşme”,
2010, “Mısır,Türkiye,Ortadoğu’da İstikrar ve Demokrasi”,
2011, “Yeni Dönem-Yeni Anayasa”,
2012, “Yeni Anayasa’nın Çerçevesi” gibi bir çok iri konuda,hepsi gününde hayata geçirilmesi kaydıyla Erdoğan hükümetine yol haritası çıkarmış, birlikte Anayasa’da belirtilen Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışına ve o’nun inkilâp ve ilkelerine akıl almaz zararlar verilmiştir.

*
Nitekim, Türkiye;Gülen’in,Nisan 2012’de Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı üzerinden yayınladığı cemaatinin felsefesi,amacı ve duruşunu gösterir iki ana hattan oluşan tebliğiyle,
Birincisi: cemaatin felsefesi ve amacının küresel bir fenomen olduğu,bundan böyle cemaat yerine “Hizmet” ifadesinin kullanılacağını,
İkincisi: Hizmet’in Türkiye’den Arap-İslam ülkelerine yeni siyasetle ilgili bilgileri, pozisyonları ve yürürlükleri “Gönüllüler” vasıtasıyla tebliğ ettiğini öğrenmiştir.

*
“Hizmet; ilhamını inançtan alan,evrensel insani değerler çerçevesinde, birlikte yaşama kültürü oluşturmayı hedefleyen,gönüllülerden oluşan bir sivil toplum hareketidir”diyordu.
Bu tümcede, inanç kelimesi adalet ve kudretiyle mutlak hakim Allah’ı, ilham kelimesi Vah’yi kastediyor ve Kur’an ve sünnet kaynağından içselleştiriliyordu.
Evrensel insani değerler Muhammed Peygamber’in nitelikleriydi ve o’ndan hareketle Gülen hocaefendi tebliğleriyle, “Hizmet,bir gönüllüler topluluğudur”
tümcesindeki gönüllülerle, toplumun kardeşlik ve dayanışma hissiyle iyilik,güzellik ve mutluluğa ulaştırılacağı bildiriliyordu.

*
Tebliğ’de “Hizmet gönüllü,özerk ve hükümet-dışıdır.Geniş kitleleri etkileyebilen Hizmet hareketinin partilere siyasetleri bazında destek vermesi ve gerekirse bunu geri çekmesi toplumsal sigorta mekanizması gibi düşünülmelidir” deniyordu.
Sonradan gönüllülerin Muaz Bin Cebel kod adlı Yargı İmamı, İstihbarat İmamı,Emniyet İmamı Osman Hilmi Özdil, TSK İmamı Necdet, Üniversite İmamı, Medya İmamı Gülerce gibi bilumum imamları kapsadığı ve bu oluşumun İslamcı derin devlet olarak AKP’nin İslamcı parti devleti ile birlikte yeni Türkiye’yi oluşturduğu anlaşılıyordu…

*
Bir süre sonra, ABD ve İsrail İslamcılığın demokrasi ile bir ilgisinin olmadığını :İslamcılığın ülke ekonomilerini rekabetçi baskılara dayanabilecek bir ekonomi varlığı içinde tutmayı başaramayacağı: İslami Cihad’ın İslamcı taasubun bir sonucu olduğunu: Bu yüzden İsrail’in güvenliğinin beklemede kaldığını: Cihad örgütlerinin uluslararası tehdit haline geldiğini:Suriye’deki iç savaşta Suudi Arabistan- Türkiye desteğinin önlenememesi ve İslamcı terör örgütlerinin ortadan kaldırılmaması halinde Ortadoğu’nun parçalanacağını gördü.
Uluslararası çapta İslamcılık ve türevi İslami Cihad örgütleriyle mücadele kararı alındı.

*
Mısır’da, Hizmet Hareketinin felsefesine eşdeğer “Müminler, kendi sorunlarını ancak bir İslami ideoloji oluşturmak suretiyle çözebileceklerdir”ideolojisiyle tam bir şeriat devleti oluşturulmaya hazırlanılırken, Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler Cemaati’nin Hürriyet ve Adalet Partisi iktidardan düşürüldü ve siyasetten yasaklandılar.
Son bir kaç gündür -bakınız, Suriye’de hem rejim, hem muhaliflerden 7 grubun kurduğu Mücahitler Ordu’su El Kaideci/ Şam İslam Devleti (IŞİD) gruplarına karşı amansız operasyonlar düzenliyor.
Bir kısım El Kaideci Nusra Cephesi ve IŞİD grupları imha edilmek üzere Lübnan ordusunun önüne doğru baskılanıyor.
Aynı gruplar Irak ordusunun kendini geri almasıyla Ramadi ve Felluce’ye çekilmişlerdir-şimdi,Irak güvenlik güçleri, aşiret mensupları ve yerel polisin de destek verdiği operasyonlarla lağvediliyorlar.

*
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe’deki ofisinde gazeteci ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerine, 17 Aralık süreci amacının “Hükümeti ve AKP’yi El Kaide’nin destekçisi gibi göstermek” olduğunu söylüyor.
Doğrudur, Başbakan Erdoğan hem kurduğu İslamcı parti devletiyle İslamcı cihad örgütlerinin besleyicisi olmak -hem de, Suriye’de teröre destek vermek ve terör gruplarıyla işbirliği yapmak ithamıyla karşı-karşıyadır.

*
Cenevre II Barış Konferansı başarısının ise, Ortadoğu’da insanların ortak bağlarla birleştiği ve bu hassas mozaiğin sonsuza kadar dağılabileceğinden duyulan endişenin önüne geçilmesi halinde söz konusu olacağı biliniyor.
Bunun için yegane caydırıcı güç olan Uluslararası Ceza Mahkemesinin işletilmesi gerekiyor.

*
O yüzden,yeni Türkiye’nin İslamcı parti devleti ve İslamcı derin devleti lağv’ediliyor.

6.1.2014


Yazıları posta kutunda oku