Site icon Turkish Forum

Omiru: “Kıbrıs sorununda uluslararası konferans talep edelim”

KIBRIS POSTASI

05.01.2014

Omiru:

“Kıbrıs sorununda uluslararası konferans talep edelim”

Rum yönetiminin ikinci adamı (Meclis Başkanı) Yannakis Omiru bugünkü şartlar altında Kıbrıs müzakerelerinin muhtemel başlamasının yanlış olacağını belirterek “Türk tarafı üç başlı egemenlikte, üçlü vatandaşlıkta, iki halkta ve konfederal yapıda ısrar ettiğinden, müzakerelere katılmamız, Annan planının en kötü versiyonunu kabul etmemizle eşdeğerdir” dedi

Simerini Omiru’yla yaptığı söyleşiyi “Yannakis Omiru: Yeni Milli Strateji Belirlemek Acil Gereklilik… Çok Tehlikeli İndirimler… EDEK başkanı Simerini’ye Söyleşisinde Kıbrıs Sorununun Uluslararası Yönleri İçin Uluslararası Konferans İsteyelim” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Gazeteye göre Omiru Anastasiadis hükümetinin bugünkü ekonomi politikasına devam etmesi halinde durgunluğun (resesyon) derinleşeceği, işsizliğin artacağı ve toplumun daha da fakirleşeceği öngörüsünde bulundu, şunları söyledi:

“Troyka emirlerine körü körüne uyma, matematiksel olarak maaş ve gelirlerin daha da azalmasını, her kalkınma prosedürünün yere çakılmasını ve nüfusun geniş gruplarını sosyal marjinalleşmeye sürükleyecek.”

Kıbrıs sorununda yeni bir milli strateji belirlenmesi gerektiğine de vurgu yapan Yannakis Omiru bu konudaki görüşlerini özetle şöyle detaylandırdı:

“Bu yeni milli stratejinin somut bir içeriği olmalı. Kıbrıs Helenizm’inin fiziki ve milli varoluşunun sınırlarını belirleyecek bir çözüm taslağı haricinde, bölgemizdeki yeni jeostratejik olguları da değerlendirmeli, Türkiye’yi sorumluluklarıyla baş başa bırakmak için Kıbrıs sorununda uluslar arası konferans talep etmeliyiz.

Kıbrıs sorununda aylardır devam eden ortak müzakere zemini arayışlarında çok büyük tehlikeler var.  Halen bizim tarafın önerdiği ortak açıklama taslakları egemenlik ve vatandaşlık konularında çok tehlikeli indirimler içeriyor. Bütün taslaklar derhal geri çekilmeli ve tek üniter ve bölünmez egemenlik, tek ve bir vatandaşlık ve tek hukuki temsiliyet, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (federasyona) dönüşümü ve partenojenezin (bakir doğum) reddedilmesinde tartışma kabul etmez şekilde ısrar edilmelidir.

Türk tarafı üç başlı egemenlikte, üçlü vatandaşlıkta, iki halkta ve konfederal oluşumda anlaşacak iki devlet yapısında ısrar ediyor. Uzlaşmaz olmakla suçlanacağız sahte argümanıyla müzakerelere katılmamız halinde Annan tipi, 2004’teki planın öngördüğünden daha da kötü bir çözüm dayatılacak.  40 yıldır devam eden verimsiz, sonuçsuz ve kısır icraatlar yetmez mi? Yeni bir milli strateji sadece bir seçenek değildir, acil ihtiyaçtır.

Bu yeni milli strateji öncelikle Kıbrıs sorununa uluslar arası arenada gerçek içeriğine, tamamen istila, işgal ve uluslar arası hukuk ilkelerinin ihlali içeriğine geri kavuşturacak. Uluslar arası hukuk ihlalinin suçlusu da Türkiye olacak.

Bölgemizde şekillenen yeni jeostratejik olguları da değerlendirmeliyiz. Kıbrıs-Yunanistan-İsrail stratejik işbirliği Türkiye’nin Arap dünyasındaki gelişmelerin vasisi olma ‘vizyonunu’ yıkacak.

Bu yeni milli strateji çerçevesinde BM’nin, AB’nin, üç garantör gücün ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin –toplumların uluslar arası hukuki temsiliyeti olmadığından iki toplumun değil- katılımıyla bir uluslar arası konferans talep edelim. Konferansın gündem konusu Kıbrıs sorununun uluslar arası yönleri, işgal ordularının gitmesi, garantilerin uzaklaşması,  1960 garantilerinin tasfiyesi olmalı. Bu konuların Kıbrıslı Türklerle müzakerelerde çözüleceğini beklemek en azından tuhaftır.  Artık Türkiye’yi sorumluluklarıyla baş başa bırakmak için hareket edelim.”

 

 

 

Exit mobile version