Site icon Turkish Forum

BARZANİ VE CEMAAT’İN FOYASI ARTIK AÇIĞA ÇIKARILMALIDIR

4.1.2013__1

Nedir Bu Kürdistan Çığlıkları

04 Ocak 2014 Cumartesi 15:34

Türkiye Barzani’yi yeterince tanımıyor…

Hakkında yapılmış araştırma ve incelemeler bir elin parmakları kadar az…

Onlar içerisinde Barzani Gerçeği’ni arayıp bulmak da bir o kadar zor…

 

Yahudi Barzani deyip geçmek, Barzani’nin ardındaki sırları küçüksemek olur.

Peşmerge Barzani deyip aşağılama ifadesi kullanmak da öyle…

Oysaki Barzani Gerçeği’nin ardında iki yüz yıldır sürdürülen bir siyaset var ve asıl mesele, bu siyaset sahiplerini açığa çıkarmakta yatıyor…

Türkiye’de, Barzani ve Cemaat’in yönetimindeki PKK terör örgütü büyük değişimini 1980 öncesinde yaşadı.

Saddam devrinde, Barzan cemaatinin Kürt resmiyle başlattığı bu hareket Irak/1975 sürecinde ağır bir darbe alarak etkisizleştirildi ve dağılan bu örgütün kolları Türkiye’ye uzandı.

1975’te, Barzani Şırnak’ta, Talabani ise Dağıca’da karargah kurdu…

Ve oyun başladı…

Bu noktada, 1970-1980 arasında Türkiye’de gelişen sağ-sol akımları çerçevesinde, Barzani ve cemaati kendisini gizleyebilecek iki ayrı siyasi yelpaze bulur; sol ve sağ.

Barzani ve cemaatin aşırı sol kanadı şeklinde bir resim çizen Talabani, Türkiye’deki aşırı sol parti ve örgütler içerinse yerleşirken; sağı oynayan Mesud Barzani Halid-i Nakşibendi kimliği ile Milli Selamet Partisi’nin siyasi gölgesine gizlenir.

12 Eylül 1980 askeri darbesiyle güç kazanan bu kanat, cemaat adı altında Türkiye’nin tüm devlet kurum ve kuruluşları içinde örgütlenmeye başlar.

Bu süreç tıpkı Molla Mustafa’nın 1943-1945 arası Irak kuzeyinde siyasi yapılanma süreci gibidir, yaşanılanlar aynı sadece yer adı farklı.

Okuyacağınız askeri bir rapor, bu tespitleri doğruluyor;

“1960 yılında yurdumuzda nabız yoklaması yapan örgüt personeli, Nakşibendileri müsait bulduklarından 1962 yılında bu cemiyetin bir merkezini açmak için, Osman Muhammed Mahmut İstanbul’a gönderilmiş ve çalışmalara başlamıştır.

1962 yılında İstanbul’da ve liderliğini ODTÜ’de asistan olan Ürdün uyruklu Annan Muhhammed M. Ali Handan’a devrederek yurdumuzdan ayrılmıştır. Yurdumuzda Ercüment Özkan, Doç Ali Eskioğlu, İhsan Eskioğlu ve Mehmeyt Bozkurt’u etkileyerek, 1965 yılına kadar gizli olarak çalışma imkanlarına sahip olmuşlardır”.

Raporda söz edilen örgüt; Hızb-üt Tahrir( İslam Kurtuluş Partisi)’dir. Bu örgüt; Milli Nizam Partisi’nin kapatılmasından sonra kurulan Milli Selamet Partisi’nin, Komünizmle Mücadele Birliği, İlim Yayma Cemiyeti, Komünizmle Mücadele Derneği ve Rabıtaül Alemi İslamin örgütleri ile birlikte yan kuruluşudur.

Bu çerçevede, 1975’te Türkiye’de yapılanan Barzani/KDP’nin, bu tarihin çok öncesinde kendine uygun bir zemin hazırlanmış olduğu görülüyor.

Ardından yaşanan 1991 ABD-Irak Savaşı ve bu savaş sonrasında ortaya çıkan gelişmeler, Barzani ve cemaati Irak kuzeyinde özlemini çektiği özerk bir yapıya kavuştururken, Türkiye’de sol örgütler içerisinde PKK/Talabani de silahlı bir güç haline dönüştürülüyor.

1991-2003 sürecinde ise,  Irak kuzeyindeki Barzani cemaati kolu bir siyasi devlet yapısına kavuşturulurken, PKK/Talabani cemaati kolu da Türkiye’de siyasalaşmaya giden ilk adımlarını atıyor.

Her iki kanatta elde edilmiş olan ilerlemeler, ancak 2003 ABD-Irak savaşı ile resmiyet kazanıyor. Barzani cemaati Irak kuzeyinde federe bir devlet oluyor, Türkiye’deki PKK/Talabani cemaati kolu ise siyasi güce dönüşüyor.

Ve yapısıyla Doğu Anadolu’da yaşayan insanlar üzerinde devlet gibi bir güç ve otorite kullanmaya başlıyor.

Türkiye’ye, PKK’ya siyasi çözüm adı altında, Molla Mustafa’nın 1958-1975 arasında ortaya koymuş olduğu siyasi talepler çizgisinde bir süreç yaşatılıyor…

Bugün Kürdistan çığlığı atanların ardında işte bu yüz yıllık Barzani ve Cemaat oyunları var…

Barzani ve Cemaati tanımadan, yine bugün Kürdistan adıyla siyasi parti kurmaya kalkışanların ne olduğunu ve arkalarında kimlerin bulunduğunu görmek mümkün olmayacaktır.

Erdal Sarızeybek

 

Exit mobile version