Adamın biri gasp-tecavüz-hırsızlık-dolandırıcılık-rüşvet-ihaleye fesat karıştırma suçlarını işlemiş ve gece evine yapılan polis baskınıyla yakalanmış.
Evinde yapılan aramada 4,5 Milyon Dolar (yeni parayla 9 Milyon TL, eski parayla tam tamına 9 Trilyon TL) kasalar-para sayma makinası bulunup, zapta geçirilmiş. Emniyetteki sorgusunda kendisine işlediği suçlar ve evinde bulunanlar sorulunca;
“Benim Allah’ım var, ben Allah’ıma sığınırım, adalete güveniyorum” demiş.
Kıt kanaat geçinen ve üniversitede okuyan oğlunun eğitim masraflarını ailesinin desteğiyle karşılayabilen bir komiser, içinden ya sabır çekip şunları söylemiş; “Ulan, sen Allah’a inansan bu pislikleri yapabilir misin? Senin sırtındaki paltonun parası, benim iki aylık maaşım kadar. Gözünüz doymadı mı? Senin Allah’ın var mı?
Güneydoğu’da bir dağ karakolunda “Vatan Görevi” yapan Astsubay Kartal, soğuktan donmak üzere olan ayaklarını soba karşısında ısıtırken, televizyonda “AKP’li Bakan Çocuklarının” rezilliklerini ve bunları müdafaa etmeye çalışan hırsız siyasetçileri görünce, kendini tutamayıp şöyle bağırmış;
“Ulan şerefsizler, ben ve benim gibi vatan evlâtları, sizin paltonuzun yarı fiyatındaki aylıkla hainlerin kurşunlarına göğsümüzü siper ediyoruz. Yazıklar olsun! Gözünüzü toprak doyursun. Sizin Allah’ınız var mı?
Yapabilseler, İslam’ın beş şartının içine “hırsızlığı da” koyacak olan Bakanların, Başbakanı Erdoğan Samsun ve Ordu’da “Bizim Allah’ımız var” diye bağırıyordu!
“Böyle bir hırsızlık yapıldı ise, biz tek kuruş haram yiyeni yanımızda tutmayız” diyeceğine, hem hırsızları yakalayan polisleri darmadağın ediyor, hem hırsızları koruyor, hem de oğlu ile birlikte rüşvet aldığı iddia edilen omuzdan kafalı Bakanının, görev yapan zavallı polisleri ezmesini zevkle seyrediyordu!
Eyy Erdoğan, sen Türk Milletini kör ve aptal mı zannedersin?
Bilmez misinki Türk Milleti, elini harama uzatan, görevini hırsızlık için kullanan kişilerden nefret eder? Niçin hırsızlığı ve hırsızları korursun?
Sıranın kendi çocuklarına gelmesinden mi korkarsın?
Yoksa tüm bunlar senin bilgin dâhilinde mi yapılıyor, bunlarla ortak mısın?
Televizyonlara çıkıp, mertçe her namuslu bir insan gibi şunu söyleyebiliyor musun?
• “Yolsuzluk ve Rüşvet” adı verilen bu operasyonda adı geçen Bakanlar- çocukları-danışmanlar-bürokratlar, iş adamları suçsuzdurlar. Hepsi çirkin bir komplonun kurbanı olmuşlardır, Yasin El Kadı gibi bunlara da kefilim!”
Bunu diyebiliyor musun? Diyemiyorsan, orada bir dakika durma ve istifa et.
• İktidarının 12’inci yılındasın. “Askeri Vesayeti” kaldıracağız diye, Türk Ordusunun komuta heyetinin yarısını sahte dijital delillerle içeri attıran çeteyi (Devlet içindeki yapılanmayı) kim kullandı?
• Onlara devletin en hassas makamlarının kapısını kim açtı?
• İnsanlar yargısız infazlarla linç edilirken, hasta olup cezaevinde ölürken, üzerine atılan iftiralara dayanamayıp intihar ederken, suçsuz insanları savunan Avukatları bile tutuklarken, devletin içindeki çetelerle kol kola olan kimdi?
• Hırsızları, katilleri, PKK’lıları, yeğenini satan pezevenkleri “Gizli Tanık” yapıp, Türk Ordusunun kahramanlarını zindanlara tıkarken, bu çetelerle işbirliği içinde olan kimdi?
• Referandum oylamasından sonra, “Okyanus ötesine teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunarım” diyen kimdi?
• Ne oldu da, Okyanus ötesindeki kişi sizin için “Hırsızları bırakıp onları yakalayanlarla uğraşanların “Allah evlerini yaksın” diye beddua eder hale geldi?
• “Onların inlerine gireceğiz” dedin. “İn’de” yaşayanlar kimlerdir?
• Devlet kadrolarına yerleşmiş başka hangi Cemaat-Tarikat var? Onların da inlerine girecek misin?
Eyy Erdoğan;
Türk Milleti sana en uzun süre Başbakanlık yapma onurunu verdi. Kıymetini bilemedin. Cumhurbaşkanlığı hayali bitti, Başbakanlık ta tehlikede. Şimdi hesap verme zamanı yaklaşmakta. Bu hesabı temize çıkaracak adam daha anasından doğmadı. Hapishanede başlayan siyasi hayatın yine hapishanede sona erecek.
Normal görevini yapıp, köşene çekileceğine “Sultan” veya “Halife olmaya soyundun.
Her şeyi eline yüzüne bulaştırdın. İktidarının 12. Yılında TC Başbakanı olarak Mısır’a gidemiyorsun, Suriye’ye gidemiyorsun, Irak’a gidemiyorsun, İran’a gidemiyorsun, Libya’ya gidemiyorsun, Tunus’a gidemiyorsun, seni eşbaşkan yapan Obama artık telefonlarına çıkmıyor. Yardım göndereceğim diye 9 vatandaşımızın ölümüne sebep olduğun Gazze’ye dahi gidemiyorsun.
Bir de yanındakileri korumak uğruna, dürüst adam-namuslu adam olmayı kaybedersen, inan ki insan içine bile çıkamazsın.
Sen garip bir çalgıcısın, neyine gerek senin gümüş zurna be delikanlı.
Sen iktidara geldiğin zaman, çok havalı-havalı konuşunca sana “Böbürlenme delikanlı, önemli olan işin sonunun hayırlı olmasıdır demiştim, dinlemedin!
Görünen, başının çok kötü derde gireceğidir.
Bu günler iyi günleriniz, keyfini çıkarmaya bak…
Sağlık ve başarı dileklerimle.
Rıfat SERDAROĞLU