NECDET BULUZ
Ortaya çıkarılan “rüşvet ve yolsuzluk” olayında adliyeye 71 kişi gönderildi, bunlardan 24 kişi “suç işlediği” gerekçesi ile tutuklandı. Şimdi Başbakan meydan meydan dolaşıyor. “Biz haram yemeyiz” diyor. “Devlet içinde ve dışında haram yiyen babamın oğlu olsa gözünün yaşına bakmayız ve sonu nereye dayanırsa dayansın takipçisi oluruz” diyor. Diyor da diyor. “Bize komplo kuruldu” diyerek her tarafa da saldırıyor.
Çocukları “rüşvet ve yolsuzluk”tan tutuklanıp cezaevine konulan Bakanlar da şimdi konuşmaya başladı. İçişleri Bakanı Muammer Güler de, Ekonomiden Sorumlu Zafer Çağlayan da bir komplo ile karşı karşıya kaldıklarını, aklanacaklarını söylüyorlar. Adeta ortaya çıkan paraları, rüşveti, yolsuzlukları, bilgi ve belgeleri, polisi, savcıyı, hakimi, mahkemeleri “yok” sayıyorlar.
GERÇEKLER SAKLANABİLİR Mİ?
Biz, hiç kuşkusuz önümüze bakmak, doğruları görmek durumundayız. Ortada çok ciddi iddialar var. Bu iddiaların getirdiği tutuklamalar var. Dosyalar, dosyalar bilgi ve belgeler var. Bunları “yok” sayabilir misiniz?
Bu noktada Başbakan adeta “Gerçekleri görmeyin, bana inanın” mantığı ile hareket etmeye, tabanına bunu inandırmaya çalışıyor. Tutar mı, hiç sanmıyoruz. Sanki ortada rüşvet yok, yolsuzluk yok, tutuklanan yok, her şey iç ve dış mihraklarca organize edilen bir komplo olarak anlatılmaya çalışılıyor.
Ortada Başbakan’ın da, Bakanlarının da söylediği gibi bir “komplo “varsa bu komployu ortaya çıkaran bir belgenin olması gerekiyor var mı, “yok”. O halde meydan meydan dolaşıp, komplodan söz etmek hiçbir şey ifade etmiyor.
Başbakan’ın bugünlerde sıkça söylediği ”Bizim de bildiklerimiz var, açıklarsak yer yerinden oynar” sözlerine de açıklık getirmesi gerekiyor. Başbakan varsa bir bildiği açıklamalıdır. Biz, hiçbir şeyin gizli ve saklı kalmasından yana değiliz. Varsa ortada bazı gerçekler bunlar en kısa zamanda kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
OLMASI GEREKEN YAPILMADI
Burada söylemek istediğimiz şudur:
Bugünkü hükümet, ortaya konulan rüşvet ve yolsuzluklar karşısında “Biz, bu konunun üzerine sonuna kadar gideceğiz. Emniyet ve yargının rahat çalışmasını sağlayacak her türlü önlemi sağlayacağız” anlayışı içinde olması gerekirken, tam bunun tersini yapıyor. Neredeyse rüşvet ve yolsuzluklar savunuluyor. Böyle bir anlayışla devlet yönetimi sağlıklı olarak sağlanabilir mi? Hırsızlığı sorgulamak yerine, emniyeti alt-üst etmek, yargıyı suçlamak, önüne gelene fırça atmakla aklanmak sağlanabilir mi? Bu neyin endişesi ve telaşıdır? Eğer, olması gerekenler yapılsa, sağduyulu hareket edilse, bu iktidar partisini tabanında daha sağlam tutabilirdi. Şimdi,tabanda da bir sallantı ve endişe görebilmekteyiz.
Rüşvet ve yolsuzluk var mı, yok mu? Buna bakmak gerekiyor. Başbakan, bu noktada da meydanlarda “Kimin ne hesabı varsa sandıkta hesaplaşsın” diyor. Sandıkta hesaplaşmak “siyasi bir hesap” tır. Yapılan rüşvet ve yolsuzluk hukukidir ve hukuk önünde hesaplaşmak, hesap vermek gerekir. Bunları birbiri ile karıştırmamak gerekir.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ KORUNMALI
İşlenen bir suç ya da suçlar varsa, bunların üstünü örtmek için gösterilen çabalar hukuksuzluğa yol açar. Hukuka savaş açmak, hukuku devlete bağlamak bize göre son derece yanlıştır ve bunun faturası da ağır olur. Böyle bir durumda” Hukuk Devleti”nden söz etmek mümkün müdür? Biz, bu yaklaşımları da doğru bulmadığımızın altını çizelim.
Zaten son operasyonları değerlendirecek olursak, Türkiye’nin bir “Hukuk Devleti” yapısından hızla uzaklaşmaya doğru yol aldığını da görmüş oluruz. Bir siyasi iktidar Anayasası’na ve yasalarına uymuyorsa orada “Hukukun Üstünlüğü”nden söz edebilir miyiz? Hukuka savaş açmak, yargıyı hükümete bağlamak da ayrıca tartışılması gereken bir başka önemli konu olarak önümüzde duruyor.
Özetleyecek olursak, doğruları kamuoyundan kaçırmak, yeni doğruların ortaya çıkmasını önleyici hukuk çiğneyici hareketler içine girmek, toplumsal barışı da yok eder. Bugünkü iktidar, tabanını ikna etmek için çeşitli bahaneler de üretebilir. İçte ve dışta yeni düşmanlar ortaya çıkarılabilir. Ancak, güneşin balçıkla sıvanamayacağı da bir gerçektir. Nereden bakılacak olursa olsun, son olaylarda ortaya çıkan gerçekler, iktidar partisinin tabanını da mutlaka etkileyecektir.
e.mail: necdetes@mynet.com