NECDET BULUZ
Gülen Cemaatinin desteği ve bilgisi ile yapıldığı iddia edilen “Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu”nun boyutları büyüyor. Emniyette ve yargıda başlayan operasyonlar, şimdi TRT’ye uzandı. Kilit noktalardaki isimler görevden alınıyor, ya da görev değişliğine gidiliyor. Hükümetin, ilerleyen zaman içinde bu operasyonları genişletebileceğine de dikkat çekiliyor. Ortada şu an itibarı ile kıran kırana bir savaş yapılıyor ve taraflar bütün kozlarını oynuyorlar.
Burada dikkati çeken şu konuyu sizlerle paylaşalım:
Daha önce bir gazetede çıkan 2004 yılındaki MGK toplantısında Gülen Cemaati ile ilişkisi olanların fişlenmesi olayı bugün gündemin tepesine oturdu. Özellikle emniyet içinde cemaat yanlılarının bir gecede değiştirilmesi hiç kuşkusuz daha önce hazırlanan bir listenin de varlığını gösteriyor. Bu ne demektir? Bu,2004 yılında alınan MGK kararları doğrultusunda cemaat mensuplarının fişlendiği demektir.
GÜLEN’DEN BUDDUALI AÇIKLAMA
“Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu” ile bugün AKP-Cemaat savaşı iyice kızışmaya başladı. Kılıçlar çekildi. Her iki taraf da bu mücadelede ellerindeki imkân ve fırsatları ortaya dökmeye başladı. Bu işin, burada kalmayacağını da görüyoruz. Çünkü emniyet, yargı ve TRT’deki operasyonlar üzerine cemaat “Geri adım atmayacağız “ mesajları veriyor.
Son olayları değerlendiren Fethullah Gülen’in son açıklamalarının da Hükümet için tehdit niteliği taşıdığını görmekteyiz. Daha açık bir ifade ile “Hoca Efendi gemileri yaktı” diyebiliriz. Üstelik “beddua” içerikli bu açıklamaların ses getireceği de görülüyor. Bu açıklamaya kısaca göz atalım:
“Yoksa Doktor İkbal gibi, Hazreti Pir-i Muğan gibi, tel’ine, bedduaya “amin” dememek, onları etmemek genel şiarımızdır. Fakat eğer hakikaten bu olumsuz şeylerin üzerine giden arkadaşlar.. Kimse onlar tanımıyorum, binde birini bile tanımıyorum.. Bu işin üzerine ‘Hukukun ve aynı zamanda sistemin, dinin ve aynı zamanda demokrasinin gerektirdiği şeyler bunlardır.’ deyip arınma adına, yıkanma adına, temizlenme adına, kirlerin öbür tarafa kalmasına meydan vermemek adına bir şey yaparken dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlara, bize de nisbet ediyorlar, dolayısıyla ben bizi de onların içinde görerek diyorum, dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa, yaptıkları şey Kur’an’ın temel disiplinlerine aykırıysa, Sünnet-i Sahiha’ya aykırıysa, İslam’ın hukukuna aykırıysa, modern hukuka aykırıysa, günümüz demokratik telakkilere aykırıysa, Allah bizi de onları da yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Ama öyle değilse, hırsızı görmeden hırsızı yakalayanın üzerine gidenler, cinayeti görmeyip de masum insanlara cürüm atmak suretiyle onları karalamaya çalışanlar, Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin.”
YEREL SEÇİMLER ETKİLENİR Mİ?
Bu savaş bitmeyecek gibi görünüyor. Bu noktada, gözler Mart ayında yapılacak yerel seçimlere çevrildi. Kafalardaki soru şu: “ Cemaat, AKP’den desteğini çekerse ortaya nasıl bir tablo çıkar?” Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler de değerlendirmeye alınıyor.
Yapılan araştırmalarda cemaatinin oyunun % 10 olduğu söyleniyor. Hükümet kanadı ise bunu % 3-4 olarak değerlendiriyor. Bu oranın da yerel seçimleri söylediği kadar pek etkilemeyeceği belirtiliyor. AKP kurmayları “Oylarımızda belki % 2-3’lük bir oynama olabilir” diyorlar. Cemaat kanadı ise ”Desteğimizi çektiğimiz an, AKP çöker” görüşündeler.
Burada, tepki oylarının da göz önüne alınması gerektiğini anımsatalım. Rüşvet ve yolsuzluklarla ortaya çıkan olaylar, AKP seçmeninin de etkiler. Daha önce iktidar partisinden yana oy kullananların bu noktada tercihlerini iktidar partisinden yana kullanmayacaklarını söyleyenlerin sayısındaki artış da göz ardı edilmemelidir.
Hükümet kanadından kıran kırana yapılan operasyonlara baktığımızda, Başbakan Erdoğan’ın cemaatten kurtulma pahasında her şeyi göze aldığını görüyoruz. Cemaat, bu operasyonlara karşı hangi silahlarını ortaya koyacak, bunu da ilerleyen zaman içinde göreceğiz. Gelen bilgileri değerlendirdiğimizde, Erdoğan’a karşı başlatılan bu operasyonlarda cemaatin yalnız olmadığı, dıştan da bazı destekler aldığı görülüyor. Zaten Başbakan da açıklamalarında bu operasyonları dış kaynaklı kirli oyunlar olarak değerlendirmiyor mu?
e.mail: [email protected]