Tüm yöneticiler, tüm seçilmişler ve elinde yetki olan tüm kişiler elbette askerliği kısaltmak veya tamamen kaldırmak isteyebilir. Ne var ki, Kıbrıs adasının kendine özgü siyasi, demografik ve coğrafi koşullarında sadece istemek yeterli olmuyor bu konuda.
Askerliğin kısalması için veya da askerlik süresini kısaltabilmek için ülke gerçeklerini, siyasi durumu, bizler üzerinde direkt ve endirekt etkisi olan faktörleri çok iyi bilmek ve analiz etmek gerekmekte.
Ülkedeki mevcut, iş yapabilme yaş sınırları içinde olan insanların sağlık ve bilgi durumları da askerlik süresini etkileyen faktörlerden bir tanesi, eğer askerliği kısaltmak için profesyonelliğe geçiş planlanıyorsa… Bunların nereden ve hangi kalemden ödenecekleri ise bir başka etkin ve üstesinden gelinmesi çok zor bir faktör.
Öncelikle şu gerçeği bilmekte fayda var; Ülkemizin mevcut nüfusu, askerlik süresini kısaltmak için yeterli değil. Askerlik sürenin kısaltılması hesaplarının yapılabilmesi için öncelikle nüfusun belli oranda artmasını beklemek gerekiyor. Geçen seneler içinde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın (GKK) ilan ettiği 350 kişilik profesyonel asker münhalına başvuru sayısı 550 olmasına rağmen, profesyonel askerlik için gerekli olan asgari kriterlere uyabilen kişi sayısı -kadınlı erkekli- sadece 274’de kaldı.
İkinci etken ise askerlik kısaltıldığı takdirde alınması gereken profesyonel askerlerin KKTC bütçesinin hangi kaleminden ödeneceği. Bütçenin artık AB normlarına uygun olarak yıllık değil periyodik olarak yapılması nedeni ile 2016 yılına kadar bütçeden bu konuda 1 tek kuruşun bile çıkması olanaksız.
Askerlik süresinin kısaltılması ile ilgili olarak Milletvekillerinin genç seçmenlere şirin görünmek için yasa yapıp Meclise vermelerinin hiç bir kıymeti ve geçerliliği yok. 2016 yılına dek Bakanlar Kurulunun da bu konuda yasa taslağı hazırlayıp Meclise göndermesi olanaksız. Mali kaynağı olmayan hiç bir yasa, Mecliste görüşülmez bile…
Askerliğin kısalması konusunda bir diğer handikapta şudur; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile aramızda bulunan ara bölgenin sınır uzunluğu 229 kilometredir. Bunun 194 kilometresini Türk Barış Kuvvetleri (TBK), 35 kilometresini de Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) korumaktadır. Rumların ısrarla “Türk askeri gitsin” demelerinin nedeni, biz Kıbrıslı Türklerin bu nüfus yapısı ile sınırın tümünü boydan boya koruyamayacağımızı çok iyi bilmelerinden ve asker sayımızın onlarınkinden çok daha az olacağını hesaplamalarındandır. Türk askeri gittiği anda sınırlarımızı delik deşik edip stratejik olarak uygun gördükleri her yere kolayca saldırıp ele geçireceklerinin hesabını çoktan yapmış durumdadırlar. Şu anda bunu yapamamalarının tek gerekçesi Türk Askerinin adadaki varlığı ve 1974 hezimetini de unutmamış olmalarıdır.
Anayasamızdaki Geçici 10. madde üzerinde spekülasyon yapmak ve polisin Başbakanlığa bağlanması talebi ise bir başka temelsiz popülizm örneğidir.
Geçici 10. maddenin iptal edilmesi için Anayasadaki 117. maddenin geçerli olmasını gerektirecek koşullarının yerine gelmesi lazımdır. 117. maddenin işlerlik kazanabilmesi için de öncelikle 1974 Mutlu Barış Harekatı sonrasında BM’nin yaptığı Ateşkes çağrısına uymaktan öteye Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türklerin bir “Ateşkes Antlaşması” imzalaması arkasından da BM genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmış bir çözümün adaya gelmiş olması gerekmektedir.
Anayasamızın 117. maddesi “Yurdun Güvenliğinin sağlanması” görevini KKTC Silahlı Kuvvetlerine vermektedir. İç güvenlik polisimiz, sınır güvenliğimiz kara kuvvetlerimiz, deniz güvenliğimiz Sahil Koruma ve göklerimizin güvenliği de Hava kuvvetlerimiz tarafından karşılanacaktır 117. madde yürürlüğe girdiği vakit. Polis Başbakanlığa bağlansın diyenlerin tüm bu güçleri neyle ödeyeceklerinin hesabını yapıp yapmadıklarını sormak gerekir.
Askerlik süresini kısaltmanın tek yolu, ABD’nin 1960’lı yılların sonundan itibaren uygulamaya koyduğu yöntemi uygulamaktır. GKK’de KKTC vatandaşı olmayan kişilerin askerlik yapmasını özendirmek, askerlik süresinin kısaltılmasının kapılarını açacaktır. 2 yıllık askerlikten sonra “beyaz kimlik” verilmesi, 3 yıl beyaz kimlik kullandıktan sonra da sabıkası yoksa vatandaş yapmak yöntemini ABD yıllardır başarı ile uygulamaktadır…
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
23 Aralık 2013