Askerlik Nasıl Kısalır

Gerçekte Askerlik, diğer adı ile de “Vatan Görevi” çok önemli bir konu. Sadece günlerle aylarla tanımlanabilecek bir olgu olmadığı gibi, KKTC’de insanların gönlünde farklı bir konumu, farklı bir algılanması var, bizim dönemimizde “mücahitlik” dediğimiz askerliğin…

 

1974 Mutlu Barış Harekatından önceki yıllarda Kıbrıslı Türklerin ada üzerindeki sayısının Rumlara kıyasla daha az ve her an Rumların saldırılarına açık olmamız nedeni ile Mücahitlik görevi aylarla değil 5’li, 10’lu yıllarla tanımlanmaktaydı. Türklerin yaşadığı ve doğal olarak da savunulacak Türk bölgelerinin küçük küçük kantonlar olmasından ötürü sürekli nöbet tutacak ve savaşa hep hazır konumda olacak erkek sayımız da çok kısıtlıydı. Bu nedenle “Vatanı Savunma Görevi”, diğer adıyla da Mücahitlik süresi uzundu.

 

1960’lı yılların sonu ve 1970’li yılların başı olan benim tertip mücahitlerin hizmet süresi 36 aydı. 1974 Mutlu Barış Harekatından sonra adaya Türk askerinin gelmesi ve silah üstünlüğünün de bize geçmesinden sonra yapılan ilk iş, Kıbrıs adasında Kıbrıslı Türklerin varlığının devamını sağlayan, insanımızı, bölgemizi, topraklarımızı, mal varlıklarımızı ve geleceğimizi Rum saldırılarından başarı ile koruyan “Türk Mukavemet Teşkilatı”nı, örgüt veya teşkilat yapılanmasından çıkarıp, “Güvenlik Kuvvetleri” adı altında düzenli orduya dönüştürmek oldu. Mücahitlik görevinin adı da “Askerlik”e dönüştü.

 

Askerlik süresi düzenli orduya geçişin ve adadaki Kıbrıslı Türklerin Cenevre Anlaşmasından sonra adanın kuzeyinde ” bir bütün haldeki tek parça toprak” içinde toplanmasından sonra aşama aşama, hem Türk askerinin varlığı, hem de sınırların belirginleşmesinden dolayı kısalmaya başladı. Önce 30 aya düştü, sonra da sırası ile 24 aya, 18 aya, 15 aya ve en sonunda da 12 aya düştü vatani görev süresi…

Bu düşüşler yapılırken tüm askeri gereksinimler göz önüne alınarak, aksamasız ve eksiksiz bir ülke savunması sürdürülebilmesi amacı ile aylarca başta Başbakan olmak üzere devletin tüm yetkilileri Güvenlik Kuvvetlerinin ilgili birim ve personeli ile görüşerek bir sonuca ve karara vardılar.

 

Hatırlatalım; KKTC’nin tüm güvenlik ve savunma giderleri yani askeri, sahil güvenliği, polisi, itfaiyesi ve çevik kuvvetlerinin tüm giderleri Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılanmaktadır. KKTC halkının verdiği vergiler şimdilik bu kurumlarda görev yapan kişilerin aldıkları maaşları, emeklilik ikramiyelerini, emeklilik maaşlarını ödemeye ve çağdaş araç, gereç, elektronik aygıt, top, tüfek, tank, sahil koruma botu gibi elzem ve kaçınılmaz savunma malzemelerinin alımına harcanmamaktadır. Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılanmaktadır.

 

Zaman zaman askerliğin kısaltılması konusunda konuşmalar yapan ve öneriler üreten kişilerin konuyu derinlemesine incelemedikleri inancındayım. İncelemeden ve tüm olasılıklar gözden geçirilmeden söylenen sözler inandırıcı olmaktan çıkıp havada kalmaktadır. Zaten KKTC Meclisinde bu konu ile ilgili konuşma yapılıp öneri sunulunca Başbakan Yorgancıoğlu “KKTC ve TC’nin nüfus ve askerlik çağı nüfusu açısından aynı olanaklara sahip olmadığını bu nedenle de KKTC Güvenlik Kuvvetlerinin, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki gibi rahat davranma şansına sahip olmadığını” söylemek zorunda kaldı. Doğru olan da buydu zaten.

 

Askerlik Yasası’nın 10. maddesi, personel kaynağının olması ve sürekliliği durumunda görev süresinin kısaltılabileceğini belirtmektedir. Bu maddeden yola çıkılarak yapılan hesaplar, günümüzdeki askerlik süresinin KKTC’de yaşayan halkın sayısı temel alındığında “optimum noktada” olduğunu göstermektedir.  Optimum noktayı aşmanın tek çaresi KKTC’de yaşayan fiili nüfusun artmasıdır. Nüfus artmadıkça, sürenin kısaltılabilmesi da ancak mükelleflerin yerine profesyonellerin alınması ile gerçekleştirilebilecektir.

 

Günümüzdeki askerlik süresinin kısaltılması durumda bundan sadece yaklaşık 300 mükellef faydalanabilecektir. Mükellefler tam gün kışlada mesai yaptıklarından yerlerine 900 profesyonel alınması gerekmektedir. Askerlik süresinin kısaltılabilmesi için alınacak 900 profesyonel askerin maaşlarını, emeklilik ikramiyelerini ve emeklilik maaşlarını kimin ödeyeceği, sorunlardan bir diğeridir. Ne bizim ne de bir başka bütçede 2014-2016 için böyle bir ödenek yoktur.

 

Ortaya gerçeğe dayalı hesaplar yapılmadan somut bir çözüm koymadan, kürsülerden yapılan her “Askerlik kısalsın” söylevleri maalesef sadece “İç tribünlere” yönelik olmakta ve havada kalmaktadır…

 

Ata ATUN

e-mail: [email protected]

9 Aralık 2013

Gerçekte Askerlik, diğer adı ile de "Vatan Görevi" çok önemli bir konu. Sadece günlerle aylarla tanımlanabilecek bir olgu olmadığı gibi, KKTC'de insanların gönlünde farklı bir konumu, farklı bir algılanması var, bizim dönemimizde “mücahitlik” dediğimiz askerliğin… - ata atun wuerzburg usak uni konferansi