“Kürdistan” ifadesi Meclis’e de girdi. Meclis Başkanlığı, 2014 Bütçe Kanunu Tasarısı’nı BDP’li komisyon üyelerinin “Kürdistan” şerhiyle birlikte bastırdı ve dağıttı. Tasarıda “Kürt halk önderi Sayın Öcalan” ifadeleri de yer aldı.
Bütçe Kanunu Tasarısı’na da girdi.
Meclis Başkanlığı, Bütçe Tasarısı’nı, BDP’li komisyon üyelerinin “Kürdistan’da eşitsiz gelişim ve ekonomik sömürü” başlıklı muhalefet şerhiyle birlikte bastırdı ve dağıtımını yaptı.
Hurriyet Gazetesi’nin haberine göre Meclis Genel Kurulu’nda Salı günü görüşülecek olan Bütçe Tasarısı ve Plan-Bütçe Komisyonu Raporu’nda 17 kez Kürdistan ifadesi geçiyor.
Tasarıda ayrıca “Kürt halk önderi Sayın Öcalan”, “Türkiye Kürdistanı”, “Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanı” ifadeleri de yer aldı.
=======================================================
MHP’li Halaçoğlu’ndan Meclis kitapçığındaki “Kürdistan” ifadesine sert tepki
- Cuma, 06 Aralık 2013 23:34 tarihinde oluşturuldu
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Bütçe Kanunu Tasarısı’nda BDP’nin muhalefet şerhiyle “Türkiye Kürdistan’ı” ifadesinin yer almasına ilişkin, “Biz bu dokümanı geri iade ederiz. Böyle bir tabir Türkiye’de yoktur. Bu anayasaya aykırıdır, suçtur ve bunun hakkında da suç duyurusunda bulunuruz” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, “TBMM Başkanlığı’nın bize gönderdiği bütçe kanunu ile ilgili bu kitapları kendilerine bir başvuru ile iade ediyoruz. İade ettiğimiz sebepler başvurumuzda yer almaktadır, umarız ki bunlara riayet edilir, anayasaya ve kanunlara uygun şekilde basılır. Basılmadığı taktirde bununla ilgili önümüzde alacağımız cevaba göre kararlar alacağız” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında 2014 bütçesi için TBMM Başkanlığı’nın bastırdığı bütçe ile ilgili raporlarda Türkiye’de bazı konuların anayasaya aykırı bir hürriyet taşıdığı gerekçesi ile gündeme taşıyan Yusuf Halaçoğlu, Anayasa’nın 126. maddesine, 5442 sayılı İler Kanunu’nun ilgili maddelerine, Anayasa’nın başlangıç maddelerine aykırı olacak şekilde bir takım tabirler ve ifadelerin söz konusu edildiğini belirtti. “TBMM Başkanlığı umarım ki gözden kaçmak suretiyle bu tabirleri fiili olarak kitaba basmıştır” diyen Halaçoğlu, bu tabirlerin anayasa maddelerine ve 5442 sayılı Kanun’a aykırı ifadeler olduğunu söyledi. Halaçoğlu, “Birçok sayfasında özellikle ‘Türkiye Kürdistan’ı’ gibi tabirlerin yanı sıra ‘Dersim, Rojova’ gibi bir takım tabirlerin, Türkiye’de olmayan bölgelerin sanki varmış gibi bu kitapta yer alması, Türkiye’de yasa ile belirlenmiş yer adlarının değiştirilmesine ve bir oldubittiye getirilmesine yönelik bir hareket olduğunu değerlendiriyoruz ve bunun MHP tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını özellikle belirtmek isterim” diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Bütçe Kanunu Tasarısı’nda BDP’nin muhalefet şerhiyle “Türkiye Kürdistan’ı” ifadesinin yer almasına ilişkin, “Biz bu dokümanı geri iade ederiz. Böyle bir tabir Türkiye’de yoktur. Bu anayasaya aykırıdır, suçtur ve bunun hakkında da suç duyurusunda bulunuruz” dedi.
Halaçoğlu, TBMM’de gazetecilerin, “Demokratikleşme paketiyle terör örgütü mahkumlarının ya da suçlularının da siyasi partilere üye olabileceği ifade ediliyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, bunun Başbakan’ın Diyarbakır’da “hayalim” dediği şeyin aslında gerçek olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Başbakan’ın bir söylediğinin, diğerini tutmadığını iddia eden Halaçoğlu, şöyle devam etti:
“Yüz kızartıcı suçlardan, terörden, ülkeyi yıkmaya, parçalamaya çalışan insanlardan eğer TBMM’yi dolduracak olursanız, TBMM gibi Türkiye’nin en üst, yasama organı olan bir kurumunun ne idüğü belirsiz birtakım insanlarla dolduğunu gözönüne aldığınızda, bu bütün değerleri yok eden hükümetin böylece TBMM’nin etkinliğini veya değerini sıfıra indirdiği anlamına gelir. Böyle bir şeyin kabul edilmesi mümkün değil. Bunun demokrasiyle falan da alakası yok. Başkalarının hak ve hürriyetlerini kısıtlayan birtakım unsurların ortadan kaldırılması anlamına gelir. O zaman siz demokratikleşme paketi adı altında aslında tam aksine demokrasiyi ayaklar altına alıyorsunuz, yok ediyorsunuz demektir. Siz bütün ülkeyi yıkmaya çalışan, bir sürü insanın 40 bin insanın katline sebep olan kişileri serbest bırakacaksınız, ‘siyaset yolu açtım’ diyeceksiniz. Bu demokrasi değil. İnsanlığı da, hukuka da, herşeye aykırıdır. Bunun kabul edilmesi mümkün değil.”
“BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNE KATILMAMA DAHİL OLMAK ÜZERE PEK ÇOK KONUDA TEDBİRLER ALACAĞIZ”
TBMM Başkanlığı tarafından kendilerine gönderilen kitapçıkları iade edeceklerini söyleyen Halaçoğlu, kitapçıkların anayasaya uygun bir şekilde basılmadığı taktirde gereken tedbirleri alacaklarını söyleyerek, “Hem Anayasa’nın 126. maddesi hem de 5442 sayılı İller Kanunu’nu çiğnemiş olmaktadır. Bir oldubitti ile TBMM’nin yazılı kaynaklarının içine böyle bir ifadenin girmesini kabul etmemiz mümkün değildir. TBMM Başkanlığı’nın bize gönderdiği bütçe kanunu ile ilgili bu kitapları kendilerine bir başvuru ile iade ediyoruz. İade ettiğimiz sebepler başvurumuzda yer almaktadır, umarız ki bunlara riayet edilir, anayasaya ve kanunlara uygun şekilde basılır. Basılmadığı taktirde bununla ilgili önümüzde alacağımız cevaba göre kararlar alacağız. Gerekirse bütçe görüşmelerine katılmama dahil olmak üzere pek çok konuda tedbirler alacağız. Umarız ki, TBMM bu anayasaya aykırı hareketi ortadan kaldırsın” ifadelerini kullandı.
Bu şekilde meşrulaştırmaya gitmenin Türkiye’nin bölünmesine sebep olacağının altını çizen Halaçoğlu, “Sayın Başbakan grup toplantısında ve Diyarbakır’da Kürdistan’dan söz etmişse de daha sonra kendisi de Atatürk tarafından kullanılan bu kelimenin Süleymaniye ve Erbil bölgesi olduğunu ifade etmiştir. Bunu bu şekilde meşrulaştırmaya gitmenin Türkiye’nin bölünmesine sebep olacağı görüşündeyiz. Bu konuda kesin tavrımızı ortaya koyuyoruz. TBMM’de bir takım sıkıntılara yol açacaktır” şeklinde konuştu.
“HÜKÜMETİN BUNU BİZE AÇIKLAMASI GEREKİR”
“Meclis Başkanlığı’na biraz sonra doğrudan doğruya bir başvuru yapacağız ve gelen ciltleri iade edeceğiz. Düzeltilmemesi halinde gerekli tedbirleri parti kararıyla uygulamaya koyacağız” diyen Halaçoğlu, kitapçığın birinci cildinde 595. sayfadan itibaren ‘Kürdistan’da eşitsiz gelişim ve ekonomik sömürü” adıyla başlatıldığını ifade ederek, “Türkiye’de Marmara vardır, Güneydoğu, Doğu, Ege, Karadeniz, Akdeniz vardır ama Kürdistan diye bir bölge ne kanunlarda ne literatürde geçmemektedir. 600. sayfada ‘İmralı’da Kürt halk önderi ve PKK lideri Abdullah Öcalan ile devlet yetkililerinin başlatmış oldukları çözüm ve barış görüşmeleri aşamalı olarak hayata geçirilecek ve süreç yasal bir zemine oturtulurken, PKK gerillaları Türkiye Kürdistan’ının sınırlarının dışına çekilecektir’ diye ifade ediliyor. Hükümet ile BDP veya PKK arasında, İmralı arasındaki görüşmelerde Türkiye Kürdistan’ı tabiri zaten yoktur. Eğer varsa hükümetin bunu bize açıklaması gerekir. Kuzey Kürdistan denilen yer neresidir, Türkiye Kürdistan’ı denilen yer neresidir? Tarihe baktığınız zaman Türkiye Kürdistan’ı diye bir yer söz konusu değildir” açıklamasını yaptı.
Halaçoğlu, BDP’li Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin şerhiyle, 2014 Bütçe Kanunu Tasarısı’na “Türkiye Kürdistan’ı” ifadesinin girdiğinin belirtilmesi üzerine, “Bunu kabul etmemiz asla kabul edilmez. Biz bu dokümanı geri iade ederiz. Böyle bir tabir Türkiye’de yoktur. Bu anayasaya aykırıdır, suçtur ve bunun hakkında da suç duyurusunda bulunuruz” dedi.
“Genel Kurul’da görüşmeleri nasıl etkileyecek?” sorusuna da Halaçoğlu, “Parti kurulumuzun alacağı karar doğrultusunda bununla ilgili göreceksiniz” yanıtını verdi.
Böyle bir ifadenin Diyarbakır’da Başbakan tarafından da kullanıldığının hatırlatılması üzerine Halaçoğlu, şunları kaydetti:
“Başbakan, ‘Atatürk de bunu kullanmıştı’ diyor. Osmanlı döneminde Kürdistan diye belirlenen bölüm ki Atatürk’ün Meclis 2. gün konuşmasıdır. Bütün geçmiş dönemdeki olayları da özetleyen bir nutku vardır. Bu nutukta o tarih için Süleymaniye Erbil bölgesinde Kürdistan tabiri kullanılır. Tarihin her döneminde de orada Kürdistan vardır ama Türkiye’de yoktur. Başbakan’ın konuşmasında sanki Atatürk ‘Türkiye, Anadolu’ için kullandı gibi ifade etmiştir. Ama daha sonra bunun oraya ait olmadığını da kendisi açıklamak zorunda kalmıştır. Türkiye’de Kürdistan tabirinin kullanılması söz konusu değildir. Ne Kürdistan milletvekili vardır, ne başka bir şey vardır. Dolayısıyla oradaki çarpıtmalar, aldatmacalar Türkiye için kullanılamaz ve bunu oldu bittiye getirmeye kimsenin de hakkı yoktur.”
“SEYİT ONBAŞI KİM, AHMET KAYA KİM?”
Gazetecilerin Malatya’da bir sokaktan Seyit Onbaşı isminin kaldırılarak Ahmet Kaya isminin konulmasını sorması üzerine Halaçoğlu, “Aslında nelerin nasıl düşünüldüğünü, neyin hedeflendiğini ortaya koyan çok önemli delillerden bir tanesidir. Seyit Onbaşı hepimizin bildiği gibi Çanakkale Savaşı’nda 250 kiloluk mermiyi sırtlayarak topun ağzına koyan ve düşman gemilerini batıran bir kişidir. Ahmet Kaya ‘o şerefsizlerin ülkesinde arabamı bıraktım’ diyen insandır. Hangisini tercih edeceksiniz? Bütün milli değerlerimizi ayaklar altına alan bir idare ile karşı karşıyayız” dedi.
“BU ÇALIŞMALARIN SONUCU ABDULLAH ÖCALAN’A KADAR ULAŞACAKTIR”
Meclis’e sunulan demokratikleşme paketi içinde yer aldığını iddia ettiği ‘teröristlerin eline silah almamış olanlarının serbest bırakılması veya dağlara çıkmamış olanların serbest bırakılması ve siyaset yapması’ ile olarak Halaçoğlu, “Yüz kızartıcı hareketlerde bulunanlarda dahil olmak üzere Meclis bir curcunaya dönüşecektir. Kimin milletvekili olacağını kanunlar belirlemiştir. Abdullah Öcalan’a da bu yolun açılıp açılmayacağı konusu gündeme gelmektedir ki, aslında hedef budur. Pek çok sefer Abdullah Öcalan’ı nasıl serbest bırakacaklarına dair bir takım girişimler söz konusu olmuştur. Bunlardan birisini ben deşifre etmiştim, İmralı’ya bir bağımsız doktorlar heyeti istenecek ve bu heyet Abdullah Öcalan’a kanser teşhisi koyacak ve 1 sene sonra serbest bırakılacak demiştim. Gerçekten İmralı’ya bir bağımsız doktorlar heyeti gönderildi ama ben deşifre ettiğim için bir kanser teşhisi konmadan dönmek zorunda kaldılar. Şimdi de KCK’lıların serbest bırakılması sonucu yapılan bu çalışmaların sonucu Abdullah Öcalan’a kadar ulaşacaktır. Bu demokratikleşme paketi içinde buna yer verilmesi, teröristleri Meclis’e sokmaya çalışmaları Türkiye’nin nereye sürüklendiğinin bir göstergesidir. Böyle devam edecek olursa bunun sonucu Türkiye’de iç çatışmaya gider. Siz ülkeyi yıkmaya çalışan 40 bin insanın katiline sebep olan kişileri serbest bırakacaksınız, siyaset yolu açtığınızı söyleyeceksiniz. Bu demokrasi değil, insanlığa da, hukuka da her şeye aykırıdır. Bunun kabul edilmesi mümkün değil” derken, BDP’nin bütçedeki muhalefet şerhinde “Kürdistan” ifadesi kullanmasına da tepki gösterdi. Halaçoğlu, “Bunu asla kabul etmemiz mümkün değil. Bu dökümanı geri iade ederiz. Böyle bir tabir Türkiye’de yoktur. Bu anayasaya aykırıdır. Suçtur. Bunun hakkında da suç duyurusunda bulunuruz” diye konuştu.
Halaçoğlu sözlerini şöyle tamamladı:
“İnşallah Allah ülkemize, milletimize zeval vermesin, ülkemizde barış hakim olsun. Ama bu barışı sağlayacağız diye de ülkemizin bölümlere ayrılması parçalanmasına neden olacak kararlar almayalım.” –