CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cemaatin ABD’deki çatı kuruluşu olan, Türk Amerikan Derneği ile bir araya geldi.
Toplantıda, ”Biz kitle partisiyiz, herkesi kucaklamak isteriz.” Dedi.
Kitle partisi deyince şunu mu anlayacağız?
Sağcısı, solcusu, bölücüsü, laik olanı, laik olmayanı, sendikacısı, büyük sermaye sahibi kitle partisinde, kendi fikirleri ile var olacaklar.
Hatta başka yerdeki, örgütlülük hallerini bozmadan, kitle partisinin içinde mi olacaklar?
Kitle partisini; her kes kendi düşüncesi ve ideolojisiyle, parti içinde yer alır, diye mi anlayacağız?
Durum bu olunca, bir ülkede bir tek kitle partisi olması gerekmez mi?
En insaflı bakışla,11-12 yüz yıllarında, “Gel… Gel ne olursan ol gel” diyen Mevlana olmaz mıyız? 1207-1270.
Hâlbuki baktığımızda, Türkiye’de 2,5-3 kitle partisi diye tanımlanan parti var.
Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, ”kim olursan yine de gel” deyince, Türkiye’deki tüm kitle partileri, NATO’cu, Amerikancı, Avrupacı oluveriyor.
Yani kitle partisinin içine giren birkaç NATOcu, birkaç piyasacı kitle partisinin içindeki herkesi, Amerikancı, NATO cu yapıveriyor.
Atatürk’ün tekke ve zaviyelerle ilgili vasiyetini bir yere bırakıp, tarikatlar ile kucaklaşıveriyor.
Kitle partisi deyince, partinin bir fikri disiplini yok anlamında mı alacağız?
Laikliğe karşıysan da gel, laiksen de gel; durum bu olunca, sen hangisini savunacaksın?
Kitleselleşmeyi ilkesizleşme çerçevesinde yürütürseniz, parti içinde, ne demokratik disiplin uygulayabilirsiniz, ne de nereden geldiği belli olmayan kişilerin parti yönetimini ele geçirmesini…
Kitle partisi de olsanız, bir programınız, bir gelecek öngörünüz ve bunları hayata geçirmeye uygun kadrolarınız olacak.
Partileri önce ilkesizleştirip, sonra ele geçirme stratejisi; emperyalizmin işbirlikçilerinin uygulaya geldiği stratejidir.
Kitle partisini, ilkesizleşmiş kadrolardan oluştuğunu sanan liderlerin, bu ülkeye verebilecekleri tek şey; bağımlılıktır.
Elbette bir kitle partisine, katı bir ideolojiye sıkı sıkı bağlan denmez.
Denmez ama kitle partisinin de, belirgin tutumu olmaz mı?
CHP’nin en büyük yanılgısı; çoğunluk sağda sağa kayarsan, sağ söylemler edinirsen oradan çok oy alırsın.
Çağımız örgütlenme çağıdır.
Örgütlenme de, bir fikri, bir ideali örgütlemektir. Böyle bir örgütle halka önderlik etmektir.
Partinin içini her fikirden kişilerle doldurursan, partide tutarlı bir yön oluşmaz.
Kurtla kuzuyu, tavukla tilkiyi aynı yere koyup, buna da kitle partisi sıfatını veremezsiniz.
Bir partinin kitleselleşmesiyle, kitle partisini birbirine karıştırmış olursunuz.
Ve işlediğiniz sucu, kitle partisi ifadesiyle bilimsellik seviyesine yükseltemezsiniz.
İlkesi, ilkesine inanmış kadroları olmayan bir partiye halk neden meyletsin ki…
Laik olmayanları kucaklarsan, laik olanları kaçırırsın. Piyasacıları kucaklarsan, planlamacıları kaçırırsın.
Halkı kucaklamak bu kadar mı zor.
Halkı kucaklamak yerine, NATO’yu kucaklarsan, bunun sonucu tarikatları kucaklamaktır.
Kitleselleşmek ilkesizleşmek değildir.