BAŞBAKANLIK HİKAYESİ

ABD ve İsrail; Ortadoğu’daki çıkarlarına güvenlikli bir bölge oluşturmak ve itikadî hedefleri için milliyetçiliği ve İran’ın nükleer programını küresel tehdit olarak dayattı.
Gülen Cemaati ve AKP liderleri İslam’ın siyasal sistem dışına itilmiş olması halinin toplumsal istikrarı sağlamadığı iddiasıyla onlarla işbirliği geliştirdi.
Görüneni,derini ve tümüyle devleti başkalaştırdılar ve anayasası eksik, altı üst ettikleri yeni Türkiye’yi kurdular.
Yetmedi, İslamcı tasavvurlarıyla peşlerine taktıkları Arap Müslüman Kardeşler Örgütü ve benzerleriyle Osmanlı’nın tarihi organik bağlarının yüklediği sorumluluğun ivmesiyle ve onun medeniyet havzasında ulusal devlet modelinin aşılarak herkese ortak vatan edilmesine koştular.

*
Birlikte bir felâkete yol açtılar!
ABD -giderek, küresel sermayesinin dünyanın her yerindeki dağılımında bireyden ülkelere karşılıklı bağımlılıklar oluşturarak,genel ekonominin ortaklaşa denetimi ya da gerektiğinde uyarıcı siyasi,ekonomik paketler ve askeri usullerle ekonomik güvenlik,istikrar ve büyüme sağlaması halini -özellikle, Suriye’deki krizin komşu ülkelere,bölgeye ve dünyaya yayılma olasılığı karşısında sürdüremeyeceğini gördü.
Üstelik Rusya ve Çin’e göre -bütün bunlardan,ABD’nin bütün gelişmelere “dost-düşman” ya da “kimin müşterisi”düşüncesinden geliştirdiği kapitalist ahlâkı sorumluydu…

*
Böylece ülkelerin birbirlerinin çabalarını gölgelemek yerine birbirlerini tamamlayıcı politikalar geliştirmesine, ayrılıklarını müzakere ve barış görüşmeleriyle çözülmesine yönelindi.
Şimdi, tüm çaba ABD’nin tek küresel sisteminde yeralan ve onun çevresinde ilgileri farklı fakat, birbirine bağlı yapıda -mesela,genel ekonominin gündemi içinde Avrasya’da Rusya’nın kendisine en uygun seçeneğin yükümlülüğünü üstleneceği yeni bir dünya içindir.

*
Ortadoğu’da paylaşım kavgası paylaşımın dengelenmesine dönüşmüştür.
İşte ABD ve Rusya ile birlikte İsrail-Filistin arasında yeni bir barış planı çerçevesinde coğrafyadaki İslamcı cemaatlerin,tarikatlerin,örgütlerin siyasetlerinden türeyen radikalizmin Suriye savaşı ile yayılacağı uluslararası, bölgesel tehditine tedbir almaya ve yeni Suriye’nin kurulmasına,İran’ın nükleer sorununun oluşturduğu tedirginlik düzeyini düşürmek üzere diplomatik çözümün sağlanmasına çalışılıyor.
Başarılı olunursa -sonuçta, ABD füze savunma sisteminde Rusya ile işbirliği yolunda engellerin kaldırılması,silahlanma düzeyinin düşürülmesi ve küresel barış hedefleniyor.

*
YeniTürkiye’den;
Birincisi: tarikatlar,cemaatler ve dini kurumların siyaset hariç her tür dini ritüellerinin toplumsal hayat ve kültürde serbest olacağı,devletin bu toplumu küresel siyasi ve ekonomik kriterler dengesinde tutacağı bir anayasal yapıya dönüşmesi,
İkincisi: BM Güvenlik Konseyi’nin kararıyla Cenevre II Barış Konferansının toplanması, yeni Suriye’nin kurulması esnasında işlenen hukuk ihlallerinden Esad rejimi kadar muhalif tarafların, teröristlerin, bunları destekleyen ülkelerin paylarını üstlenmeleriyle bağlayıcı kararın alınmasını desteklemesi,
Üçüncüsü:Türkiye,Suriye,Irak ve İran coğrafyalarında petrol ve gaz akışının Doğu Akdeniz su yollarından serbest olarak yapılmasına alan hazırlayan ve bu alanlar üzerinde birbirlerinden bağımsız,uzun süreli stratejilerle bulundukları ülkeyi gerek askeri,gerekse iç ve dış politikada devletin kurumlarını,güvenlik güçlerini zor durumda bırakan, ittifaklar kuran ve kendi adlarına Kürdistan Sorununa çözüm arayan Kürtlerin demokratikleşmesine olanak vermesi isteniyor -ki;

*
Bu ABD ve Rusya birlikteliğinde yeni dünyanın gözünde, Başbakan Erdoğan ve Fethullah Gülen ittifak iktidarının “Türkiye topraklarından ve İran’ın batısından, Irak’ın kuzeyine,Suriye’nin kuzeyinden doğusuna ve Akdeniz’e ulaşan koridora kadar genişlemiş İslamcı Orta Doğu Konfederal Devleti ” vizyonunun çökmesi anlamına geliyor.

*
İttifak sarsılmıştır; “Geniş kitleleri etkileyebilen Hizmet hareketinin partilere siyasetleri bazında destek vermesi ve gerekirse bunu geri çekmesi toplumsal sigorta mekanizması gibi düşünülmelidir”diyen Fethullah Gülen yeni Türkiye’ye eşdeğer hükümet-dışı kurucu iradedir -bu yüzden, tümden bertaraf edilemez bir noktada bulunuyor.
O yüzden Başbakan Erdoğan, cemaate karşı hükümetini hedef alan çevrelere tepki gösteriyor,”Meclis, iradesini Meclis dışındaki güç odaklarına teslim edemez.Medya,baskı grupları,sermaye,çeteler,mafyatik örgütler,karanlık suç örgütleri kendisini Meclis’in üzerinde göremez,millet adına karar veremez” diyor.
Kendine menkul demokrasi algısında demokratik hiç bir nitelik yer almıyor -çaresiz, “sandık” fetişine sarılıyor!

*
O sırada Washington’da, sigortası cemaatin elinde olan Yeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve heyeti, Gülen’e yakın kuruluşlarla da ayrı ayrı toplantılarda AB,Ortadoğu, Ermenistan ve Kürtlerin demokratikleşmesi ile ilgili politikalarına vize aramaktadır.

*
YeniCHP cumhuriyetin kuruluş ideolojisinde özellikle Atatürk Milliyetçiliği ve Lâik ilkeyi;Sosyal Demokrasinin;Özgürlük,Eşitlik, Dayanışma,Barış,Emeğin Yüceliği, Hukukun Üstünlüğü,Doğanın ve Çevrenin Korunması haklarına indirgemiştir.
Mesela, “Yeni Anayasa’da etnik kimlik tanımının yapılmamasını ve üst kimlik olarak Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlığını yeterli olacağını,”
“Güneydoğu’da sorunların çözümünün başında Lozan Antlaşması’nın olduğu, etnik kimliklere,inançlara saygı ile bu sorunların toplumsal uzlaşmayla ve Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkarak çözüleceğini” ya da,
Mevcut Anayasanın 24.maddesi hilafına,”Bireyin modern bir toplumun üyesi sıfatıyla isterse bir cemaatin üyesi olabileceği”ne vurgu yapılıyor.

*
Yeni CHP bireyin teşebbüsünü ve faaliyetlerini esas tutmak fakat milletin bütün ihtiyaçlarının ve bir çok şeyin yapılmadığını göz önüne alarak memleketin iktisadını devletin eline almasından gelişen Kemalizmin iktisadi anlayışını da,
“Hayatta kalan uyum sağlamıştır ve en iyisidir” anlayışında Darwinizm kaynaklı, tüm ahlâkî ve beşerî değerleri mülkiyet anlayışı üzerine oturtan,serbestinin mutluluk getireceğine inanan,piyasaperest,düşük maliyet ve yüksek kazanç odaklı liberalizme indirgemiştir.
Saydamlık ve temiz siyaseti oluşturmak,siyasi etik ve dokunulmazlık yasaları için mücadele, çoğulcu demokrasinin tesis edilmesi ile yurttaşların birlikteliğini teminen temel hak ve özgürlükleri geliştiren sosyal politikalarda yoğunlaşılacağı anlatılıyor.

*
Büyük olasılıkla Kemal Kılıçdaroğlu yeni Başbakan adayı olarak yeni Türkiye’ye dönerken, Başbakan Erdoğan grubunda,”Milletin vesayete ve vasilere hiç ama hiç ihtiyacı yoktur.Hatırlayın,bu ülkede bir dönem tek parti,yani CHP hiçbir eleştiriyi,öneriyi dikkate almadan ülke yönetmiştir ” diye bağırmaktaydı…

5.12.2013

5.12.2013 - Basbakanin araci