”
NECDET BULUZ
Başbakan Erdoğan geçen hafta sonu Muğla’da çeşitli açılışlarda bulundu ve açılışlarda konuşmalar yaptı. Erdoğan’ın Muğla gezisinin hazırlıkları bir ay öncesinden yapılmaya başlandı. Valilikte toplantı üzerine toplantılar düzenlendi. Başbakan’ın Muğla’ya yapacağı ziyaret nedeni ile de birçok yasaklar getirildi, bunlar açıklandı. Hatta öylesine yasaklar getirildi ki, Erdoğan’ın gitmeyeceği yerlerde de bile önlemler alındı.
Polis, jandarma, özel güvenlik, AKP İl Başkanlığı’nın oluşturduğu güvenlik önlemleri ile Muğla adeta ablukaya alındı. Pankart taşımak, toplu olarak yürümek, pankart ve afiş taşımak, bilbortlara mesajlı bildiriler asmak yasaklandı. Muğlalılar bir sıkıyönetim yaşadılar. Çok açık ifade edelim, biz buna bir anlam veremedik.
MUĞLA SIKIYÖNETİM GÖRDÜ
Ancak burada Muğla’lılardan Başbakan’a çok önemli bir mesajın verildiğinin altını çizelim:
Hükümetin en çok çekindiği nokta, Yatağan işçilerini özelleştirilmeye karşı çıkmaları nedeni ile Başbakanı protesto etmesi idi. Tüm güvenlik önlemlerine rağmen işçiler protesto gösterilerini yaparak hak aramada hiçbir engel tanımayacaklarını ortaya koydular. Direneceklerini ve direnmelerinin önündeki engelleri aşmaya kararlı olduklarını gösterdiler.
Bir başka mesaj da, AKP İl Başkanlığı 50 bin kişilik bir kalabalık hesabı yapmış, birçok noktalardan da alana insanlar taşınmıştı. Teşkilattan görüştüğümüz bazıları 100 bin kişilik kalabalıktan ir da söz etmişti. Başbakan’ın ancak 5-6 bin kişilik kalabalığa konuşma yapmak zorunda kalması, Muğla’dan verilen en önemli mesaj olarak okunmalıdır.
BASKI VE TEHDİTE “HAYIR”
Kalabalığa dikkat edilecek olursa bir heyecan, bir coşku Başbakan ve ekibine bir moral yumağının olmadığı görülecektir. Zaten, aynı gün televizyonlar da kalabalıktan çok Başbakan’ı ekranlara taşıyarak adeta boş meydanı gölgelemeye çalıştılar.
Bunun anlamı şudur:
Muğla, tehdide, baskıya, zora, sıkıntıya alışık değildir ve bunların karşısındadır. Başbakan’ın gelişi ve gidişi ile ilgili görüntüler bunun en vurucu örnekleri olmuştur. Muğla halkı, özgürlüklerini çiğnetmeyeceğini, tehdide, baskıya ve zora kesinlikle boyun eğmeyeceğini, taviz vermeyeceğini de ortaya koymuştur. Rengini belli etmiştir.
İlgililer öylesine anlamsız önlemler aldılar ki, Muğla bunun altında kalmayacağını gösterdi. “Bomba var” kuşkusu ile güvenlikçilerin ortalarda dolaşanları bile gözaltına alması, karakollarda bu kişileri bekletmesi, adeta komediye dönüşen bir görüntüyü vermesi açısından da önemsenmelidir.
Bir gözlemimizi daha:
Valilik böylesine anlamsız bulduğumuz sıkıyönetimi aratmayacak önlemleri almamış olsa, Başbakanın mitingi hedeflenen kalabalıkla yapılabilirdi. Daha coşkulu, daha heyecanlı bir kalabalığın oluşması da sağlanabilirdi. Erdoğan’ı seven de sevmeyen de meydanı doldururdu. Adeta sıkıyönetimi aratmayan önlemler bunun önünü kesmiştir.
GEZİ FİYASKO İLE BİTTİ
Anayolların kapatılması, park yasaklarının getirilmesi, park eden araçların çekilmesi, Muğla halkı üzerinde adeta terör estirilmesi nasıl küçümsenebilir? Ne oluyor, burası Türkiye’nin dışında, her alanı tehlike kokan bir yer midir? Burada yaşayanlar potansiyel terörist midir? Tehlikeli insanlar mıdır? Alınan bu önlemlere baktığımızda bunların dışında bir şey düşünemiyoruz.
Yine dikkat ediniz, yandaş medyada ve TV’lerde Muğla ile ilgili Başbakan’ın gezisinden olumlu yansıyan haber ve fotoğraflar göremezsiniz. Muğla gezisi bize göre fiyasko ile sonuçlanmıştır. Valiliğin aldığı olağanüstü önlemler sadece Muğla halkının tepkisine neden olmuş ve bu tepki de gerektiği şekli ile ortana konulmuştur.
e.mail: necdetes@mynet.com