CTP-BG Kurultayı ve “İ. Küçük” Süreci

CTP-BG Kurultayı ve “İ. Küçük” Süreci

Ne demiş atalarımız: “Gülme komşuna, gelir başına!”

CTP-BG Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’da şimdi tam bu halde. UBP Kurultayları hakkında demeçleri patlatırken sanırım günün birinde kendisinin de “İrsen Küçük” gibi bir “Başbakan” olacağını hesaplamamıştı.

Aslında her şey seçim sonrası başladı. Özkan Yorgancıoğlu’da “ah bir başbakan olsam” rüyasını gerçekleştirme şansını yakaladığı için çok mutluydu. Hatta o derece “ille de ben Başbakan olacağım” sevdasına tutulmuş olmalı ki parti içinden gelen “alarm” seslerine kulaklarını tıkadı.

Partiden ve kamuoyundan gelen “listede ancak üçüncü olabildin, liste birincisi zaten Başbakan olarak çok sevildi, bırak o başbakan olsun” önerilerini “bir tür saygısızlık” olarak tanımladı. “Batışının başlangıcıydı” oysa bu hata!

Ardından DP-BG ve UBP ile koalisyon hükümeti kurma konusunda tercih yapma şansını yakaladı. Ama kullanamadı.

Parti içinden gelen “biz bu dönem iktidar ortağı olmayalım ve muhalefette kalalım” sesi aslında onun için tam bir “kurtuluş” olabilirdi. Ancak “ille de ben Başbakan olacağım” hırsı ile belki de “çok kısa Başbakanlık dönemini daha sonra olabilecek uzun bir dönem şansını teperek” tercih etti.

Oysa KKTC ne çekşiyorsa bu yanlış hırslarda çekmiyor mu?

Özkan Yorgancıoğlu aslında ders çıkarabilirdi: iki 70 yaş civarındaki politikacının “ille de ben Cumhurbaşkanı” olacağım kavgasının ve o kavgaya alet olan “bir bakanın” “ille de ben Başbakan olacağım” inatının nelere mal olduğunu gözlemleyen kendisiydi.

Ankara’dan gelen bir telefonun bile çirkin bir şekilde basına “servis edildiği” DP-UG ile koalisyon hükümeti kurulması “inadı” ise “ille de ben Başbakan olacağım” tutkusunun insana “ne hatalar yaptırdığını” tüm kamuoyuna izlettiği bir olay oldu. Nerdeyse “illede gene ben Cumhurbaşkanı olacağım” diyen biri ile “bu fırsatı bir daha yakalayamam, şimdi Başbakan olmalıyım” diyen diğerinin, “aman bu fırsatı değerlendireyim dört bakanlığım olsun” fırsatını kaçırmayanla işbirlikleri ise CTP-BG geleneklerinin tümünün ayaklar altına alındığı büyük bir hayal kırıklığı oldu.

“İllede ben Başbakan olacağım” tutkusu, Ankara ile “didişmeyi” profil yapma amaçlı istismar etmekten kaçınmayan Serdar Denktaş’ın hiç bir ülkede “kabul edilemeyecek” bir uygulama ile dört önemli bakanlığı kartvizitine yazmasına neden olurken aslında kurulan hükümetin “ömrünün kısalığı da” belirlenmiş oldu. Çünkü bu durum dünyanın hiç bir ülkesinde kabul görmeyecek bir “pratikdi”.

Ardından CTP-BG içinde tüm dengelere inat ve onlara anlayış göstermeksizin sadece kendisine “yakın olduklarına inandığı” şahıslardan bir kabine oluşturmak da aslında “sonun yaklaştığının” bir başka habercisi oldu.

Peşinden “şeffalık” kelimesinin tam bir “komedi filmi” ve “Mr Bean Hükümeti” tarzı kamuoyu tarafından tebessümle izlendiği “skandallar dizisi”. başladı. Başbakan Yorgancıoğlu’nun o meşhur “Ankara mektubunun” içeriğini tam olarak hala bilmiyor kamuoyu. Yine aynı şekilde “Ekonomik Programa karşıyız, biz çarşıyız” hükümeti olarak ortaya çıkan hükümetin Başbakanı bu konuda da “güven” vermedi. Elektrik zammı konusunda demeçleri ise kamuoyu için “Kemal Sunal fimlerinin” tadında bir “acı şov” oldu. Çünkü vatandaşın bu zamla canı “fena yandı”.

Şimdi ise Özkan Yorgancıoğlu tam bir “İrsen Küçük Süreci” rotasına girmiş bulunuyor.

Asım Akansoy aday olduğunda kendisine “ben Başkan siz de Başbakan olun” önerisi yaptı. Özkan Yorgancıoğlu için aslında bu işten “kazasız belasız” kurtulmak için son şanstı, Ancak red etti.

Bu durumda “ille ben Başbakan olacağım” projesi artık sona yaklaşmakta.

Özkan Yorgancıoğlu’nun son operasyonu ise aynı “elektrik zammı açıklaması” kalitesinde bir çıkış oldu: “Seçilmezsem Başbakanlıktan istifa ederim” derken sanırım CTP-BG delegelerine “İrsen Küçük dilinden” bir mesaj iletti. Komik! Kendisini seçmeyecek olanlar zaten onun “Başbakanlığı beceremediği” inancında olduklarından seçmeyecekler. “İstifa ederim ha! Ona göre” çıkışı bu açıdan bir “bumerang”.

Bence eğer Sayın Yorgancıoğlu şanslı ise “seçilmez”. Çünkü eğer az bir farkla “Başkan” olursa “ille de Başbakanlığı” pek uzun sürme şansına sahip olacağa benzemiyor.

CTP-BG sanırım kabine toplantılarında Serdar Denktaş’ın “Bitlisliler Kıraathanesi” tarzı “sandalyemi Başbakan’ın yanına çekerim, var mı bana yan bakan” tarzı tüm gelenekleri ayaklar altına alanlara tebessüm eden bir “Başbakan” ile yola devam etmek istemiyor. Eğer “kazayla” buna rağmen Başkan Yorgancıoğlu olursa aynı “İrsen Küçük” olayında yaşadığımız “süreci” izleyeceğimizden en ufak bir şüphem yok.

Neredeyse partisinin yarısı tarafından “istenmeyen”, parti teşkilatınca hiç “sevilmeyen”, vekilleri tarafından “hakkında bahsettiklerinde fıkra anlatlır” hale gelmiş olan bir “Başkan” ve “Başbakan” bu durumda bırakalım CTP-BG’yi, KKTC için de pek yararlı olma şansına sahip olmayacaktır zaten.

CTP-BG Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’da şimdi tam bu halde. UBP Kurultayları hakkında demeçleri patlatırken sanırım günün birinde kendisinin de “İrsen Küçük” gibi bir “Başbakan” olacağını hesaplamamıştı. - rauf denktas1