Kıymetli okurlarım, yazılarımı takip edenler fark etmişlerdir. Sumerlere ait tabletlerin büyük bir çoğunluğu İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Philadelphia Üniversite Müzesi’ndedir. Tabletlerin bir parçası İstanbul’da ise onunla eşleşen diğer parça da Philadelphia’dadır. Şimdi diyebilirsiniz ki Amerikalılar (ç)almış götürmüş işte, fakat ilk müzecimiz Osman Hamdi Bey’i unutmayalım, onun sayesinde biz de bir zamanlar kendi topraklarımız olan yerlerden eski eserleri kurtarabilmişiz. Ayrıca bazen şahsıma eleştiriler geliyor, yazılarımda niye değerli hocamız Muazzez İlmiye Çığ’dan bahsedilmiyor diye ama bazı yayınladığım çiviyazılı tabletlerin çevirilerini yapan, o emeği harcayan başka bir bilim insanı, o yüzden Muazzez hocamızdan bahsedilmiyor. Tabii ki Muazzez hocamız da tabletler kopyalamış ve çeviriler yapmıştır. Fakat Sümerler hakkında çok kitap yazıp bizleri bilgilendirdiği için daha çok tanınıyor. O halde bir başka kahramanı daha burada size tanıtayım, belki bilenleriniz de vardır “Hatice Kızılyay”. Hatice hanım da İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Eski Şark Eserleri bölümünde Muazzez hanımla beraber çalışmış, tabletleri kopyalamış ve çevirilerde bulunmuştur. Şahsım adına bu değerli Türk bilim insanları önünde saygı ile eğiliyorum.
Bu yazımda konu, atasözleri ve özdeyişler. Bilindiği üzere ülkemizde atasözleri ve özdeyişler yaygın olarak hala kullanılmaktadır. Fakat günümüzden yaklaşık olarak 3500 sene öncesine ait Sumer çiviyazılı tabletler incelendiğinde onlarda da atasözleri ve özdeyişler olduğu görüyoruz. (Bu bile Türklerin bir kolu olduğunu bence tasdik ediyor). Dünya yazılı tarihinin ilk örnekleri. Tespit edilebildiği kadarıyla İstanbul’daki müzede 80 tane kadar, Philadelphia’daki müzede ise 12 tane kadar tablet bulunmakta ve bunlar da 300 kadar atasözleri ve özdeyişler içermekte. Sizlere fikir edinebilmeniz açısından altta birçok örnek sunuyorum. Lütfen okurken bazı anlamsızlıklardan dolayı tabletlerin çevirilerinin Sumerce’den Türkçe’ye yapıldığını ve güç çevrildiğini unutmayalım. İşte örnekler:
Sevişmeden gebe kalınabilir,
Yemeden semirilebilir mi?
Seni suya koysalar, suyu kirletirsin,
Bahçeye koysalar, meyveler çürümeye başlar.
Ölüme mahkumuz, harcayalım,
Uzun yaşayacağız, biriktirelim.
İlk arpa iyi ürün verecek – nereden bilelim?
Son arpa iyi ürün verecek – nereden bilelim?
Yoksul için, ölmek yaşamaya yeğdir;
Ekmeği varsa, tuzu yoktur,
Tuzu varsa, ekmeği yoktur,
Eti varsa, kuzusu yoktur,
Kuzusu varsa, eti yoktur.
Çok gümüşü olan mutlu olabilir,
Çok arpası olan mutlu olabilir,
Ama hiçbir şeyi olmayan uyuyabilir.
Ben soylu bir küheylanım,
Ama bir katırla birlikte koşuldum,
Bir yük arabasını çekmem,
Kamış ve sap taşımam gerekiyor.
Sümerceyi bilmeyen bir yazman,
Ne biçim yazmandır.
Oturaklı biri için mi, uçan biri için mi,
Kime saklamalıyım aşkımı?
(Açıklama: Sümerli kızların sözü)
Evde huzursuz bir kadın,
Derde dert katar.
Zevki için: evlenmek.
Yeniden düşününce: boşanmak.
Sevinçli bir yürek: gelin.
Kederli bir yürek: güvey.
Çöl matarası insanın hayatıdır,
Pabuç insanın gözüdür,
Karısı insanın geleceğidir,
Oğul insanın sığınağıdır,
Kız insanın kurtuluşudur,
Gelin insanın baş belasıdır.
Dostluk bir gün sürer,
Akrabalık hep devam eder.
Yabani öküzden kaçarken,
Önüme yabani sığır çıktı.
El ele bir insanın yuvası kurulur,
Karın karına, bir insanın yuvası yıkılır.
Donanımca güçsüz devlet-
Karşılarındaki düşmanı kovamaz.
Sen gider düşmanın ülkesini ele geçirirsin,
Düşman gelir senin ülkeni ele geçirir.
Bir efendin olabilir, bir kralın olabilir,
Ama asıl korkulacak adam vergi memurudur.
Daha tilkiyi yakalamadan,
Boynuna takacağı laleyi hazırlıyor.
Sevgili dostlar aslında burada aktarabileceğim başka örnekler daha var ama şimdilik bu kadarını yazıyorum. Umarım beğenmiş ve günümüzdekilere benzer olduğunu görmüşsünüzdür. Bir Türk geleneğini daha Sumerlerde tespit etmiş mi oluyoruz acaba? Başka yazılarımda buluşuncaya dek esenlikle kalın.
Dip.Ark. Kadir YILDIRIMSAL