Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın konuşmasından ders çıkarmak

KKTC’de, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün TBMM’de yaptığı konuşmayı kaç politikacı izledi bilmiyorum. Hatta Salı Günleri Ankara’daki meclis konuşmalarını ya da TC Başbakanı’nın örneğin Cumartesi Günü Diyarbakır’da yaptığı konuşmayı canlı dinleyen KKTC’li politikacılar var mı, onu da bilmiyorum. Belki bir kaç kişi vardır.

Ancak dinlemesi ve ders çıkarması gerekenlerin dinlemediklerinden eminim.

Bence büyük hata!

Şimdi ben bu şekilde yazıyorum diye bazıları yine bana kızacaklarına Türkiye’yi takip etseler çok daha iyi olur.

Her fırsatta Ankara’ya karşı “laf atma” sevdasında olanlar ve Ankara’yı dev ihaleler nedeniyle “ihaleleri kazanmış yatırımcılar” üzerinden cezalandırmak gibi “sağlıksız” yöntemlere “başvuracakları” tehdidi savuranlar acaba günümüz Türkiye’sini gerçekten tanıyorlar mı?

Örneğin Ercan’da bir Türk Şirketi’ne “takmış vaziyette olanlara” en güzel cevap Frankfurt’tan geldi. Acaba haberleri var mı? Sunuyoruz: Dünyada 12 havalimanı işleten Fraport Firması temsilcisi Schmitz’in dün Frankfurt’ta gazetecilere yaptığı açıklama Türkiye’nin bu sektördeki gücünü kanıtlamakta. İstanbul’a yapılacak 3’üncü havalimanının kendilerine rakip olacağını belirten Schmitz, “Frankfurt ve İstanbul, rakip olacaktır. Frankfurt olarak biz zaten kapasitemizin üzerindeyiz. İkincisi doğal bir de gerçek var. Dünyanın ekonomik ağırlığı Avrupa’dan Doğu’ya doğru kayıyor. Dolayısıyla Türkiye büyüyen bir ülke, İstanbul da burada merkez ve THY de dünyadaki önemli havayollarından biri. Dolayısıyla Doğu’ya olan transferlerdeki ekonomik ağırlık oraya doğru kayacaktır. İstanbul doğal bir aktarma merkezi olacaktır.” derken bize de ekleyecek bir şey bırakmıyor.

Gücünü, “yapabileceklerini”, “ulaştığı seviyeyi” ve “yeni Türkiye’nin” KKTC’yi ne kadar mükemmel bir şekilde takip ettiğini ne ölçüde izleyebilmekteler?

“Oldukça kötü ve vasat” olsa gerek bu sorumun cevabı!

Aksi takdirde “Kıbrıs’ta Çarşı, Ekonomik Programa Karşı” ya da “Kıbrıs’ta Çarşı, dev yatırmları yapanlara karşı” tarzı sloganlar atarak (hoş pratikte söyledikleri ile çelişerek de) vakit kaybetmezlerdi.

Geçmişte THY’dan koparmakla “gurur duydukları” KTHY eğer hala THY ile uçuyor olsaydı bugün “batmamıştı” özeleştirisini yapmak acaba çok mu zor?

KIB-TEK’in özelleştirilmesi önerilerine onca zaman kulak tıkadıkları için bugün “dünyanın en pahalı elektriğini halka dayattıklarını” bir hata olarak kabul etmek üstelik yarın yeterli de olmayacak.

“Ekonomik Programa” karşı sendikaları sokağa çıkarıp “Türkiye’ye karşı mitingler yapın, para koparmamız kolayaşsın” diyen “kafa yapısı” eğer daha ilk imzaladığı günden Ankara’yı oyalamak ve “verdiği sözlerin” tersini yapmak yerine atılması gereken adımları atsaydı KKTC bugün çok daha farklı bir konumdaydı.

İşte bazılarının o “açık olarak söylemeye cesaret edemediğinde kapalı kapılar ardında duyulmadığını sanarak hakkında atıp, tuttuğu” AK Parti Hükümeti’nin Türkiye’deki başarısı.

İşte modern, sosyal, demokratik ve güçlü Türkiye!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçmişte Türkiye’nin yıllarca korkular üretilerek yönetildiğini söyledi. Haklı. 2002 öncesinin “kemalist oligarşisi” sadece Türkiye’de değil aynı zamanda KKTC’de de aynısını yapmamış mıydı?

KKTC’de görev yapan komutanlar karşısında “hep hazırolda duranlar” acaba Başbakan Erdoğan’ın dediklerinden kendilerine ders çıkardı mı?

KKTC’de “askerin emrinde olmaktan gurur duyan o bildiğimiz bazı politikacılar ve gazeteciler”, Başbakan Erdoğan’ın “1960’ta 1980’de değiştirilen yer isimlerini sanki bin yıllıkmış gibi millete sunuyorlar. 80 yıllık andı sanki bin yıllıkmış gibi millete sunuyorlar. MHP ve CHP milletvekilleri gitsinler ilk meclis zabıtlarını okusunlar. Bugün karşı çıktıkları Kürdistan kelimesini , Anasır-ı İslam kavramını o zabıtlarda görecekler. Biraz daha geriye Osmanlıya gittiklerinde doğu ve güneydoğunun Kürdistan Eyaleti olduğunu görecekler.” sözlerini dinlediler mi?

Sadece MHP ve CHP milletvekilleri ve CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu okumamalı bence eski meclis zabıtlarını.

KKTC’den turlar düzenlenmeli ve geçmişte “körü körüne kemalist oligarşiye hizmet eden” bazı KKTC politikacıları da okumalı o zabıtları. O bugün “Ergenekon Duruşmaları’nda” hesap veren, suçu kanıtlanan ve de Türkiye’ye karanlık uzun yıllar yaşatan 2002 öncesi Türkiye’nin “kemalist oligarşisinin” mensuplarının tüm anti-demokratik uygulamalarını kopyalayan ve de geçmişte “gerekli, gereksiz her yerde bundan gurur duyduğunu” açıklayanlar bugün sanmasınlarki o günler ve “kopya icraatler” unutuldu.

“Albayım emrinizdeyim” diyerek “Girne’de askeri bir mekana gidip” meslektaşlarını “vatan haini” ya da “Rumla çalışıyor” diye “gammazlayacak kadar aşağılık faaliyetlerde” bulunan aralarında Türkiye kökenli gazetecilerin de bulunduğu kimileri bence çok iyi okumalı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını!

Hele “Ahmet Kaya” ile ilgili söyledikleri hem Türkiye hem de KKTC’de “çok muhataba” sahip.

Hatırlatılım Başbakanımızın tarihi sözlerini “ …Türkiye tabulardan korkacak bir ülke değildir. Dilden korktular dili yasakladılar, şarkıdan korktular şarkıları yasakladılar, kılık kıyafetten korktular, büyük devletlerin böyle korkuları olamaz. Biri türkü söyledi diye ülke bölünmez, biri farklı birşey söyledi diye ülke bölünmez, bu ülkenin birliği varlığı pamuk ipliğine bağlı değildir. bu ülkenin güneyi kuzeyi batısı köprü altında ensesine kurşun sıkanların durumunu anlamaya çalışsın…”

Özellikle geçmişte BRT’de aynı yasakları uygulatanlar bugün ne düşünüyor acaba?

Neyse biz devam edelim Başbakanımızın konuşmasını aktarmaya: “Ahmet Kaya’ya ödül töreninde, biliyorsunuz o gün orada saldırdılar. Kimler saldırdı? Hani Gezi Parkı’nda bize saldıranlar kimlerse, onlar orada da Ahmet Kaya’ya saldırdı. Aynı, aynı… Şimdi o gün Ahmet Kaya’ya saldıran sanatçıların bir kısmı diyor ki “o esnada tuvaletteydim”, biris diyor ki “ben o esnada dışarıdaydım”. Ulan hepiniz oradaydınız be, hepiniz oradaydınız. Hepinizin artık kaybedilemeyecek o kamera kayıtlarından resimleriniz biz izliyoruz, görüyoruz. Millet de görüyor. Dürüst olun, dürüst. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Sizin de artık mumunuz söndü. Hepinizi görüyoruz. Ne olduğunuz meydanda. Ama bu milleti aldatamayacaksınız.”

Aynen öyle değil mi?

Bence 19 Kasım 2013 tarihinde Başbakanımızın TBMM’de yaptığı konuşmayı dikkatle okuması gerekenler KKTC’de de sayıca “az” değiller.


Yazıları posta kutunda oku