Sizlere bugüne kadar çiviyazılı tabletlerden alınma metinlerle Sumerler’i tanıtmaya çalıştım ve daha da tanıtmaya devam edeceğim. Umarım yazılarımla sizlere yardımcı olabilmişimdir. Belki bu arada Sumerler hakkında bilgisi olanların yanında, bilmeyenler veya tam olarak bilmek isteyenler vardır. Bu yüzden sevgili hocamız Muazzez İlmiye Çığ dururken bu konuda yazmak bana düşmez diyerek, onun bu konuda vermiş olduğu bilgiyi aşağıda ilgilerinize sunuyorum. İşte o yazı:
**********
Sümerleri Kısaca Tanıyalım
Sumerler, M.Ö. 4000 yıllarında Mezopotamya’nın güneyinde Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezi’ne yaklaştığı ve denize döküldüğü yerlere gelip yerleşen ve orada güçlü bir uygarlık kuran bir halk. Bu halkın adı Sumer değil. Onlar kendilerine “kiengi”, “kengir”, “kenger” diyorlardı. Sumer ise onların oturdukları bölgeye Akadlar tarafından verilen bir ad. Rahmetli Prof. Vecihe Hatipoğlu bu söz için, Asya’nın kuzeyinden güneyine inen Subarlar, Subartular, Subariler, Subirler ile aynı kökten gelen “su adamları” veya “sudan gelenler” anlamına gelen Subar b/m değişmesi ile “Sumer” olmuş diyordu.
Olcas Süleyman da Az İ YA adlı kitabının 242-251. Sayfaları arasında Sumer adının nereden geldiği üzerinde durmuş. Türkçede olan “yer-sub” kelimesinden “sub-yer=Sumer yapıyor. sulu yer. Bazıları ise, Tevrat’taki “Sinear” ile eşleştirmek istiyor. S.N. Kramer The Sumerian adlı kitabında, Arno Poebl’in Sumer –veya metinlerdeki yazılış şekliyle Şumer- adını, Nuh’un oğlu Şem ile bağdaştırmak istediğini yazıyor ve bunun üzerine yaptığı bir tartışma sonucu –eğer bu kabul edilirse- Musevilerin Sumerleri kendi ataları olarak kabul etmek isteyeceklerini, bunun da Sumerlerin eklemli dilleri bakımından hiç olmayacağını yazıyor.
Yapılan araştırmalara göre, bugünkü uygarlığın temelini atanlar Sumerler. Onların en büyük buluşları; dillerine göre bir yazı icat etmeleri, okullar açarak bu yazıyı her istediklerini yazacak şekilde geliştirmeleri ve kolay kolay bozulmayan kil üzerine geçirerek zamanımıza kadar kalmalarını sağlamalarıdır. Yazıları oluşturan çizgilerin çivi şekline benzemesi yüzünden çiviyazısı adı verilen bu yazı ile Sumerlerin yazdıkları bu belgelerde onların günlük yaşantılarını, matematik, astronomi, tıp bilgilerinde nasıl temel oluşturduklarını okuyoruz. Onlar matematikte “onlu, altılı” sistemi geliştirmişler ve bu rakamlarla en büyük ve karışık hesap ve geometri işlemlerini yapmışlar. Güneş’in ve Ay’ın görünüşüne göre zamanı yıla, yılı aylara, ayları haftalara, haftaları günlere, günleri saatlere bölmüşler; 5 gezegeni, burçları saptayarak adlandırmışlar. Bugün de onların burçlara verdiği bu adların çevirilerini kullanmaktayız. Hastalıklar için hayvanlar, bitkiler ve madenlerden yararlanarak çeşitli ilaçlar yapmışlar. Bunları da ya bira ile içmişler ya da bal ile karıştırıp yemişler (veya sürmüşlerdir). Mimarlıktaki kubbe, kemer sistemi, künklerle temiz ve kirli suların taşınması, nehir sularının kanallarla tarım alanlarına götürülmesini, tekneler, yelkenliler ile ulaşımı sağladıklarını onlarda görüyoruz.
Muazzez İlmiye Çığ
**********
Bir de bana gelen yazılarda Sumerlerin Türk mü veya Türklerin bir kolu mu olduğu soruluyor. Bu konuya daha sonraki yazılarımda değineceğim fakat daha önce sizlere bir fikir vermesi açısından şunu belirtmekte yarar var. Araştırmacıların belirttiğine göre, Türkçe ile karşılaştırılan 400’den fazla Sumerce kelime var. Sümerce kelimeler üzerinde yaptığım çalışmamda bunları ben de tespit etmiş, acaba olabilir mi diye düşünmüştüm. Fakat dil üzerinde çalışma yapan bilim adamları, bunların aynı kökten türemiş veya benzer olduğunu açıkça belirtiyorlar. Buna ek olarak gramer de çok yakınlık gösteriyor. Sumer dilinde de –Türkçe de olduğu gibi- kelimeler, sözcük köklerine ekler konarak oluşturuluyor. Ses uyumu var, kelimelerde dişi-erkek ayrımı yok. Cümlelerde özne başta, eylem sonda. Zamirlerde çok açık benzerlik var. Sizlere fikir vermesi açısından aşağıda benzer kelimelerden küçük örnekler bulacaksınız.
Aba (Sumerce): ab, a-ba, ab-gal, abba
(anne, büyük anne, muhterem,
muhterem kadın)
İlk Türkçe: apa
Eski Türkçe: aba
Osmanlı Türkçesi: aba
Azeri Türkçesi: aba
Altayca: aba
İlk Mongolca: abu
Ural-Altay: apa, appa, apa
Türkmence: aba
DINGIR (Sumerce)
Anlamı: Tanrı, Gök
Türk Dil Ailesi: TENGIR (TEGRI,DANGIR, DENİR,
TENİR) tanrıgök (Umum Türk)
UZUK (Sumerce)
Anlamı: Uzun, Yüce.
Türk Dil Ailesi: UZUN uzun (Umum Türk)
UZAK uzun (Kazak)
UD (Sumerce)
Anlamı: Ateş
Türk Dil Ailesi: UT (UD, OT, OD) ateş (Umum Türk)
GUD (Sumerce)
Anlamı: Öküz
Türk Dil Ailesi: UD öküz, boynuzlu hayvanlar
(E. Türk) GUDAA geyik, öküz
GAŞ (Sumerce)
Anlamı: Kuş. Ayrıca (KUŞ,KUS) kuş
Türk Dil Ailesi: GAŞ suda yüzen kuş (Umum Türk)
Birleşik sözlerde: GAŞ, GAY, mesela
Karlıkuş (kırlangıç), Toragay serçe,
Karga (karakuş)
Yüzlerce örnekten sadece birkaç tanesini aktarabildim. Umarım sizlere bir fikir verebilmiştir. Bir sonraki yazıma dek esenlikle kalın.
Ark. Kadir YILDIRIMSAL