NECDET BULUZ
AKP Hükümeti’nin dershaneleri kapatma aşamasında olması nedeni ile, Gülen Cemaati ile iktidar kavgası da kızışmaya başladı. İktidar, cemaatin çok önemli gelir kaynağı olan dershaneleri kapatırsa, para musluklarını kesmiş olacak. Cemaate yakın öğretmenler işsiz kalacak. Öğrenciler mağdur olacak. Böylece cemaatin ekonomide ve siyasetteki etkinliğinin ortadan kaldırılması hedefleniyor.
Cemaat-iktidar kavgasına dikkat edilecek olursa Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan doğrudan girmiyor. Milli Eğitim Bakanı ve Hükümet sözcüleri konuşuyor. Bir de her iki tarafın medyası kavgaya tutuşuyor. AKP, kendisine yakın gazeteler ve televizyonları kullanıyor. Tartışma programlarına kendisine yakın gazetecilerin çıkmasını sağlayarak kavgaya taraf olmadığını göstermeye çalışıyor.
REFORM MU, GERİ GİDİŞ Mİ?
Kavga öylesine kızıştı ki, cemaatin yayın organı Zaman Gazetesi, hazırlanan Dershaneler ile ilgili yasa için “Böyle bir yasa darbe döneminde bile uygulanmadı” manşeti ile çıktı. Hükümet taslak iç “Reform”derken, cemaat “Dershane taslağı reform değil, geri gidiş”görüşünü öne sürüyor.
Geçmişe bir göz atalım:
İktidar-cemaat kardeşliği Ergenekon ve Balyoz Davaları ile zirve yapmıştı. Başörtüsü serbestliği ile de devam etmişti. Ancak, bu süreçte sıkıntılar da yaşandı. Bugün emniyet ve yargı içinde cemaate yakın isimlerin büyük oranda olması, MİT ile gelişen sorunlar iktidar ile cemaatin arasını açan konular arasında yerini aldı.
Konuyu biraz açalım:
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a Oslo görüşmeleri nedeni ile cemaate yakın savcıların dava açmaya kalkışması unutulmasın. Erdoğan acele ile MİT Müsteşarını korumak ve Meclis’ten bir yasa çıkarmak için acele etmemiş miydi? Başbakan daha sonraki açıklamasında da “Bu dava bana karşı bir darbe girişimidir” demişti. Şimdi önünde dershaneler fırsatını iyi değerlendirerek cemaatin ekonomik ve kadro açısından kolunu kanadını kırmak istiyor.
CEMAAT TASFİYE EDİLEBİLİR Mİ?
Görülüyor ki, cemaat Başbakan’ın yakasından düşmüyor ve düşmeyecektir. Bu kavganın nedenlerini çoğaltmak mümkün. Yerimizin darlığı nedeni ile bunları şu an için sıralayamıyoruz.
Bize göre, Başbakan cemaati ayağına dolaşan bir bağ olarak görüyor. Tasfiye etme girişimini bu yüzden başlatmış olabilir. Bunun için de para musluklarının kesilmesi, cemaati güçsüz bırakacaktır. Dershaneler aynı zamanda para musluğu olmanın dışında genç kadroların da yetişmesinde etkili oluyor. Buralardan yetişen kadroların emniyet ve yargı içinde yer edinmesi de Erdoğan’ı rahatsız eden konular arasında bulunuyor. Daha önce yaptırdığı bazı kamuoyu araştırmalarında cemaatin hükümeti sarsacak oranda bir oya sahip olmadığını da gördü. Partisi içinden yükselen “Dışarıdan biri tarafından yönetilmek ve gösterilen istikamette hareket etmek bizi artık hem rencide ediyor, hem rahatsız ediyor” söylentilerine de bir nokta koymak istiyor.
ORTADA PAYLAŞIM KAVGASI VAR
Şimdi, dershanelerin kapatılması ile ilgili olarak Başbakan kamuoyunun da desteğini almaya çalışıyor. Kendisine yakın medyada bu konunun da öne çıkmış olması, bu kavganın daha da büyüyeceğini gösteriyor. Aynı şekilde cemaatin de hem AKP içindeki destekçilerinden, hem kamuoyundan destek çağrılarına da dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. AKP içindeki cemaate yakın bazı isimlerin “Dershaneler bir gereksinimden doğdu, kapatılırsa boşluk doğar, sıkıntı yaşanır” şeklindeki açıklamaları da önemsenmelidir.
Hükümet sık sık emniyet ve yargıda tasfiyeye yönelik değişiklikler yapıyor. Çünkü özellikle emniyet ve yargı kanalından basına servis edilen bazı belgelerin Başbakan başta olmak üzere ekibinde çok büyük rahatsızlıklara neden olduğu da biliniyor.
Özetleyecek olursak, ortada bir rant kavgası, paylaşmada “Sen çok alıyorsun, bana az kalıyor” tartışması var. Kendilerini hükümet ortağı olarak gören cemaatçiler, alınan her kararda söz sahibi olmak istiyor. Bir noktada AKP Hükümeti bir koalisyon hükümeti görüntüsü veriyor. Sanıyoruz, Başbakan Erdoğan, bu görüntü ve söylentilere son vermek için önemli bir hamle yapmak istemektedir.
e.mail: necdetes@mynet.com