Site icon Turkish Forum

SÜMERLER – DÜNYA TARİHİNİN BİLİNEN İLK NİNNİSİ

Dünya tarihinin ilk yazılı kayıtlarda geçen ninnisi Sümerlere aittir. Bu mükemmel eser, oğullarından birinin hastalığı sebebiyle çok üzülen Şulgi’nin karısının ağzından yazılmış bir şarkıdan oluşur. Bu eşsiz çivi yazılı metni Samuel Noah Kramer, değerli Sümeroloğumuz Muazzez İlmiye Çığ’ın büyük katkılarıyla çevirisini yaparak bizlere sunmuştur.Sümerli annenin şarkısının büyük bir bölümü doğrudan çocuğa söylenmiştir. Çivi yazılı tabletlerin kırıklarının fazla olmasından dolayı çeviri ve yorumu güçlükle yapılmış olup, anlaşılan kısımlarıyla şarkı aşağıdaki şekilde başlar. - tablet

Dünya tarihinin ilk yazılı kayıtlarda geçen ninnisi Sümerlere aittir. Bu mükemmel eser, oğullarından birinin hastalığı sebebiyle çok üzülen Şulgi’nin karısının ağzından yazılmış bir şarkıdan oluşur. Bu eşsiz çivi yazılı metni Samuel Noah Kramer, değerli Sümeroloğumuz Muazzez İlmiye Çığ’ın büyük katkılarıyla çevirisini yaparak bizlere sunmuştur.
Sümerli annenin şarkısının büyük bir bölümü doğrudan çocuğa söylenmiştir. Çivi yazılı tabletlerin kırıklarının fazla olmasından dolayı çeviri ve yorumu güçlükle yapılmış olup, anlaşılan kısımlarıyla şarkı aşağıdaki şekilde başlar.

U-a a-u-a
Ururu şarkımda – büyüsün
Ururu şarkımda – kocaman olsun
Irina ağacı gibi sağlam kök salsın
Şakir bitkisi gibi boy atsın

Sonra uykusunun geleceğini söyleyerek oğlunu rahatlatmaya çalışır.

Efendi (belki uyku)
Irmak kenarında sıralanmış, tomurcuklanan elma ağaçlarının arasında,
O (uyku?)..’nun üzerine elini uzatacak,
Yatanın üzerinde elini tutacak,
Oğlum, uyku seni aldı alacak,
Uyku seni bastırdı bastıracak

Uykudan bahseden anne, şimdi doğrudan uykuya, oğlunun uykusuz gözlerini kapatması ve anlaşılmaz sesler çıkarıp uyumasını engelleyen dilini susturması için seslenir.

Gel Uyku, gel Uyku,
Oğlumun olduğu yere gel,
Çabuk (?) oğlumun olduğu yere gel Uyku,
Uykusuz gözlerine uyku ver,
Sürmeli gözlerine elini koy,
Dışarıdaki diline gelince,
Durmayan dilinin uykusunu engellemesine izin verme.

Sonra yine hasta oğluna döner ve Uyku onun kucağını kırmızı buğdayla doldurunca, Şulgi’nin oğlunu iyileştirecek küçük tatlı peynirlerin yanı sıra bahçesinden bol sulu marullar bulacağına söz verir.

O (Uyku)kucağını kırmızı buğdayla dolduracak,
Ben – ben senin için küçük peynir tatlısı yapacağım,
İnsana şifa veren küçük peynirlerden,
İnsana şifa verirler, Ah, efendinin oğlu,
Ah efendi Şulgi’nin oğlu!
Bahçem bol sulu maruldur,
Gakkul marulları iyi yetişmiştir (?),
O marulları yesin efendi.

Yukarıda, ninninin yarısını aktardım. Bu kısım bile annelerin binlerce sene önce aynı duyguları taşıdığını gösteriyor. Üstünden binlerce sene geçse bile aynı kalacaklar.
Saygılarımla,
Ark. Kadir YILDIRIMSAL

Exit mobile version