Cumhuriyet döneminde İzmir’de beş İktisat Kongresi düzenlenmiştir. İlk Kongre, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifi doğrultusunda Cumhuriyet’in ilanından önce (I. İktisat Kongresi) 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında yapılmıştır.
İzmir’de toplanan 1135 delege, kurulacak yeni Cumhuriyet’in izleyeceği ekonomi politikalarını tartışmışlardır.
Kurtuluş Savaşı’ndan galip olarak çıkan Türkiye’nin ekonomik savaştan da başarılı çıkması gerektiğini düşünen Atatürk, 17 Şubat 2013 tarihindeki açış konuşmasında şunları söylemiştir:
“Gerçekten Türk tarihi araştırılırsa bütün yükselme ve düşme sebeplerinin bir iktisat meselesinden başka bir şey olmadığı anlaşılır. Efendiler, tarihimizi dolduran bunca başarılar, zaferler veyahut yenilgiler, yok olmalar ve felâketler, bunların, tümü; gerçekleştikleri devirlerdeki iktisadî durumlarımızla ilişkili ve ilgilidir. Yeni Türkiye’mizi hak ettiği yere ulaştırabilmek için, mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü zamanımız tamamen bir iktisat devresinden başka bir şey değildir… Bu medenî sabanla kılıç mücadelesinde sonunda muzaffer olan sapandır…
Efendiler, kılıç kullanan kol yorulur, sonunda kılıcı kınına koyar ve belki kılıç o kında küflenmeye, paslanmaya mahkûm olur. Lâkin saban kullanan kol; gün geçtikçe daha fazla kuvvetlenir ve daha çok kuvvetlendikçe daha çok toprağa sahip olur… Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner…
Bu geniş ve verimli toprakları işleyebilmek, işletebilmek için eksik olan el emeğini, mutlaka fenni aletler ile karşılamak zorundayız. Memleketimizi bundan başka tren ile ve üzerinde otomobiller çalışır yollarla şebeke haline getirmek mecburiyetindeyiz. Çünkü garbın ve cihanın vasıtaları bunlar oldukça, trenler oldukça bunlara karşı merkepler ve kağnı ile yollar üzerinde yarışmaya çıkışmanın imkânı yoktur.”
Kongre’de ortaya konulan görüşler ve alınan kararlar, Türkiye ekonomisini yeniden inşa etmede büyük katkı sağlamıştır.
İkinci İzmir İktisat Kongresi 2-7 Kasım 1981 tarihlerinde Atatürk’ün doğumunun 100. Yıldönümünde İzmir’de toplanmıştır. Kongre, içe dönük sanayileşmenin yarattığı sıkıntıların giderek büyüdüğü ve Türkiye ekonomisinin yeniden yapıldığı bir dönemde düzenlenmiştir.
Kongre’de dışa açık büyüme stratejisinin gereği belirtilerek, bu kapsamda uygulanması gereken politikalar ortaya konmuştur.
Bu dönemi hiç unutmuyorum.
O yıllarda insanların temel ihtiyaç maddelerini bulmakta zorlandığı, petrolün döviz darboğazı sebebiyle ithal edilemediğinden araçların yakıt bulamaması sebebiyle yollarda kaldığı, Ankara’da bürokratların soğuktan korunmak için palto ile çalıştığı bir ortam vardı.
24 Ocak kararları yeni alınmıştı. Bu kararlar ile ilgili olarak Eskişehir Ticaret Odası’nda bir toplantı düzenlenmişti. Bu toplantıya kıymetli meslektaşım Prof. Dr. Taner Karahasanoğlu ile birlikte katılmış ve 24 Ocak Kararlarını savunmuştuk.
Zamanın Eskişehir Sanayi Odası temsilcisi ise bu kararların Türkiye ekonomisine katkı sağlamayacağı görüşünde idi. Çünkü o zamanki Eskişehir Sanayi Odası’nın görüşü, liberal serbest piyasa ekonomisinden değil, korumacı ekonomi politikalarının izlenmesinden yanaydı.
Bu sebeple o zamanki ismiyle Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (Avrupa Birliği) girilmesine ve Gümrük Birliği’ne de karşı bir duruşu vardı.
Eskişehir Sanayi Odası, Katma Protokol ile hızlı bir sanayileşmenin mümkün olamayacağı görüşünde idi. ( Eskişehir Sanayi Odası, Türk Sanayii ve Katma Protokol Yayın No. 5, Eskişehir 1971, s. 25; Türk Toplumuna Dönük Sanayici Bildirisi, Eskişehir Sanayi Odası Dergisi No. 2, Aralık 1970, s. 2-11; Ali Sait Yüksel, Katma Protokol Karşısında Türkiye’nin Sanayileşme Sorunları, Eskişehir Sanayi Odası Yayın No. 6, Ankara, 1971)
Bu karşı duruş uzun süre devam etmiştir.
Nitekim zamanın ESO Başkanı Yavuz Zeytinoğlu 1 Nisan 1987 tarihinde “AET’ye cihat yaparak girilmesine karşıyım” demiş ve şunları eklemiştir: “Biz AET’ye girilmesine karşı değiliz. Ancak koşullar eşitlemeden girmek yıkım olur. Bu uyarıları yapmak felaket tellallığı değildir.” )
İkinci Kongre’nin amacı, Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’ü anmak ve Türkiye ekonomisinin 24 Ocak Kararlarından sonra hangi noktada bulunduğunu, geleceğinden ne beklediğini belirtecek görüşleri belirlemek idi.
İkinci İzmir İktisat Kongresi, 7 komisyon halinde çalışmış, tartışmalar komisyonlarda yapılmıştır. Komisyonlar şunlardır: Kalkınma Politikası Komisyonu, Dış Ekonomik İlişkiler Komisyonu, Sosyal Geliştirme ve İstihdam Komisyonu, Altyapı, Enerji ve Ulaştırma Komisyonu, Tarım Komisyonu, Sanayi Komisyonu ve İç Ticaret ve Hizmetler Komisyonu.
Bu Kongre’ye “Türkiye’de İhracatı Arttırma Politikaları” başlıklı bir bildiri sundum. O dönemde 24 Ocak 1980 kararlarından sonra Türkiye ekonomisi dışa açılmaya başlamıştı.
Üçüncü İzmir İktisat Kongresi, 4-7 Haziran 1992 tarihlerinde İzmir’de “21.Yüzyıla Doğru Türkiye” teması kapsamında yapılmıştır.
Kongre’de ekonomik ve sosyal yapının 1980 sonrası gösterdiği değişimler analiz edilmiş, ileriye yönelik politika önerileri geliştirilmiş, makroekonomik istikrarın gereğine ve küreselleşme sürecinde ekonomik entegrasyonların önemine vurgu yapılmış, kamu açıklarının azaltılması, enflasyonsuz büyümenin sağlanması, sosyal altyapının geliştirilmesi, serbest piyasa rejimi ve özelleştirmelerin önemine dikkat çekilmiştir.
Bu Kongre’ye “Karadeniz Ekonomik İşbirliği Projesi Bölgesinde Yer Alan Ülkelerde Yeniden Yapılanma Politikalarının Türk Ekonomisine Etkileri ve Bölge İçinde Ekonomik İşbirliği İmkanları” başlıklı bir bildiri sundum.
Dördüncü İzmir İktisat Kongresi 5-9 Mayıs 2004 tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirilmiştir.
Türkiye’nin uzun vadede bilgi toplumuna dönüşmesi ve AB’ye üyelik perspektifi Dördüncü Kongre’nin ana teması olmuş, yüksek ve istikrarlı büyüme hızının sağlanması, girişimciliğin ve rekabet gücünün artırılması, bölgesel gelişme dinamiklerinin harekete geçirilmesi, gelir dağılımının iyileştirilmesi, yoksullukla mücadele ve iyi yönetişim diğer önemli temalar arasında yer almıştır.
Bu Kongre’ye “Avrupa Birliği’nin Genişleme Perspektifinde Türkiye’nin Yeri” başlıklı bildirim ile katıldım.
Böylece, 1923 yılında yapılan ilk Kongre’den sonra düzenlenen üç Kongre’ye de bildiri sunarak katılan tek öğretim üyesi oldum.
Beşinci Kongre 30 Ekim-1 Kasım 2013 tarihleri arasında İzmir’de düzenlenmiştir. Kongresi’nin ana teması, “Küresel Ekonomik Yeniden Yapılanma Sürecinde Türkiye Ekonomisi”dir.
Kongre öncesinde İzmir’de bir basın toplantısı düzenleyen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, “Türkiye’nin, 2023 vizyonunda 2 trilyon dolar büyüklüğe ve kişi başı milli gelirinin de 25 bin dolara ulaşması beklenmektedir. İhracattaki hedefimiz ise 500 milyon dolar” demiştir.
Dünyanın 2008 yılından bu yana küresel krizle boğuştuğunu dile getiren Bakan, Kongre’de krizden sonra dünya ekonomisinde oluşacak yeni yapılanmada Türkiye’nin yerinin de tartışılacağını şöyle ifade etmiştir:
“Küresel krizin dünya ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri, alınan önlemlere rağmen devam etmekte ve ekonomilerdeki yavaşlama eğilimi sürmektedir. İdeal politikalar uygulanması halinde Türkiye, yakın bir gelecekte dünyanın gelişmiş ilk 10 ekonomisi arasına girmeye ve kalkınma performansıyla gelişmekte olan ülkelere örnek olmaya aday bir konumdadır…
Kongre’de yüksek ve istikrarlı büyüme, sanayileşme, girişimcilik, nitelikli insan kaynağı, bölgesel gelişme, rekabetçi ve yaşanabilir kentler, işgücü piyasası ve istihdam, sürdürülebilir kalkınma, uluslararası rekabet gücü, uluslararası ticaret ve benzeri konu başlıkları altında politika önerileri ele alınacaktır…
Küresel ekonomide bir dönüşüm var, bunu anlayalım ve okuyalım. Bu ekonomimizi nasıl etkileyecek diye iyi tartışalım. Türkiye, satın alma gücüyle bakarsanız dünyanın 16. büyük ekonomisi arasında yer alıyor. Dünyanın büyük ilk 20 ekonomisi arasındayız.”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim’in de katıldığı Kongre’de 35 panel düzenlenmiş, 21’i yurt dışından olmak üzere 241 panelist görüşlerini açıklamış, 151’i yabancı olmak üzere 2 bin 363 davetli Kongre’yi izlemiştir.
Kongre’de görüşülen konuları ve tartışmaları bir başka yazımda ele alacağım.
Yazıları posta kutunda oku