Marmaray Projesi, Gebze’den Halkalıya bir bütündür ve asla parçalanmaması gerekir. 1984 yılında İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’ın, yaptırdığı “İstanbul Ulaşım Planı” içinde, çift hatlı Boğaziçi Tüp Geçit Avan projesi yer almıştır. Aynı yıl Ulaştırma Bakanlığı bu Avan Projeyi uygulamaya koymak için bir “Müşavirlik İhalesi” açar. İhaleyi, Yüksel Proje-De Cosult- Lois Berger Ortak Girişimi alır. Firma, 1986-1999 yılları arasında çalışır, Marmaray’ın komple Avan Proje ve ihale dokümanlarını tamamlar ve işveren olan Ulaştırma Bakanlığına teslim eder.
Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, 2001 yılında ihaleyi açmak ister ve Uluslararası Müşavirlik firmalarına, Marmaray Projesinin yapım ihale dosyası için hazırlanmalarını duyurur. Fakat Müşavirlik teklifleri alınmadan 2002 yılında hükümet değişir ve AKP hükümet olur. AKP hazır projeyi önünde bulur.
Marmaray Projesinin gerçek tarihi budur. Siz isterseniz bu projeyi Sultan Abdülmecit’e veya Sultan Abdülhamit’e, isterseniz Hazreti Âdem’e kadar dayandırın, gerçek yukarda yazıldığı gibidir. İnanmayan devletin resmi kayıtlarını incelesin!
Sonuç olarak ülkemiz bir eser kazanmıştır. Henüz proje tamamlanmadığı için net bir şey söylemek mümkün değil. Proje hakkında, uzmanlar tarafından yapılan çok ciddi eleştiri ve uyarılar vardır.
Yine de, Marmaray’ın bu hale gelmesinde emeği geçen herkese, TC vatandaşı olarak teşekkürlerimi sunarım. Kim bu aziz vatan için hayırlı bir iş yapmışsa Allah ondan razı olsun…
Asrın Projesi sözü size ne hatırlattı bilmiyorum ama bana “Asrın Soygunu” adlı Deniz Feneri yolsuzluğunu hatırlattı! Unutmuş olanlar için hatırlatmak gerekirse Alman Adaleti, bu yolsuzluğu tespit etmiş, delillendirmiş, dava açmış, yargılamış, sanıklar “Evet bu paraları biz yürüttük, ama esas patron
‘Hırsızlar İmparatoru’ Türkiye’de, paraları biz ona götürdük” diye suçlarını kabul etmişlerdi. Alman Adaleti de bu davayı “Asrın Soygunu” olarak ilan etmişti.
Sahi, ne oldu o dava, bilen var mı? Savcıların “Hırsızlar İmparatoru” adını taktıkları kim acaba? Bu “Hırsızlar İmparatorunu” bir yakalarsam, onun anasından emdiği sütü, burnundan getireceğim.
Yakında bu konuda size güzel haberlerim olacak!..
Başbakan Erdoğan, 29 Ekim 2013 tarihinde hiç istemeden öyle bir hayırlı iş yaptı ki, bence esas “Asrın Projesi” bu iş idi. Erdoğan bu güne kadar ki uzlaşmaz-kırıcı-küfürlü söylemleri ve Türklüğe-Türk Milletine- Cumhuriyetin kurucularına- Türkiye’ye hizmet etmiş insanlara- vatan için canını seve seve veren aziz şehitlerimize ve Türk Ordusu mensuplarına öyle hakaretler etti, onları öylesine incitti ki, sonuçta tüm Türk Milleti, Cumhuriyetin etrafında toplandı, tek vücut oldu.
Türkiye’nin tüm şehirlerinde milyonlarca insan “Hükümet İstifa” diye bağırdı.
Türk Milleti, ellerinde şanlı Türk Bayrağı- Atatürk’ün posterleri ile hem bayrağımıza, hem Cumhuriyetimize, hem de Ata’mıza sahip çıktı.
Esas Asrın Projesi budur.
Türk Milleti “Asrın Projesini” onaylamış ve ihale tarihi olan ilk seçimlerde, gereğini yapma kararı almıştır. Erdoğan ve ekibi artık gidicidir. Gidecekleri yer, yeniden bağımsız hale getirilecek olan Türk Yargısının şefkatli kucağıdır.
Ayrıca bu olacaklara kızmak kimsenin haddi değildir. Nasılsa Yargı karar verecek değil mi? Aklanıp gelirsiniz, siz de rahat edersiniz, Türk Milleti de…
Acı Badem takımı, tam da Asırlık Seçmeceler gibi! Her şeyleri “Asrın Büyüğü.”
Yolsuzluklar “Asrın Yolsuzluğu” , yalanlar “Asrın Yalanları” , ihanet
“Asrın İhaneti.” Yargılanma safhaları da “Asrın Mahkemesi” olacak. Göreceksiniz.
ASRIN PROJESİ
Konu Hakkında okumaya devam et: marmaray