Sevgili arkadaşlar :
Madem ki yeri geldi, bilinen bir öyküyü şuracıkta anlatayım: Temel’dir, İstanbul sokaklarında dolaşırken önünde giden güzel bir kadıncağız ayağı kayaraktan sırtının üzerine öyle bir düşmüş ki, zavallı kadıncağızın bacakları gökyüzüne doğru açılmakla kalmamış, af buyurun, her bir yanı da Temel’imize ayan olmuş. Aniden kendini toparlayan kadıncağiz zıp diye ayağa kalkmasıyla, şaşkınlıkla bakan Temel’e dönüp, “Gördün mü CEVVALİYETİMİ ?” diye sordukta Temel’dir, “Uyy..Cördüm cördüm, her bir şeyi cördüm de ..lakin ööle mi diyorlar ona sizin buralarda daa ?” diyesi var.
İçinizde Jüpiter gezegenimizi görmek isteyenler var
ise, bir zahmet sabah 5:00 sularında kalkıp güney
semalarında ufuktan 27 derece kadar yükseğe
bakıversinler. Neler vardır içinde ah bir bilseniz..
Büyük ana Kösem Sultan nam, Rum Anastasya’nın “Etrak-ı
bi-idrak içre (idraksız Türkler içinde) hiç kimesneye
mührü hümayun emanet eylemesiz” uyarısına karşın,
avcı 4. Mehmet, Hz. İsa’nın doğumundan 1676 yıl sonra,
sadrazamlık mührünü soyu sopu Türk olan Merzifon’lu
Kara Mustafa paşaya verdikte, kızlar ağası zenci Yusuf
ile başemirhor Boşnak Süleyman ve de Enderun şürekası
karalar bağlayıp, sarayda matem estirmemişler miydi?
Tam bu sırada ise, aksilik bu ya, AB’nin Paris
şehrinde yine yıl 1676′yi gösterir iken, Giovanni
Cassini nam gök bilimci, çağının Jüpiter uzmanı olup,
gezegenin İo tesmiye edilen uydusunun bir tur fır
dönüşünün 42.5 saat olduğunu yaz aylarında
hesaplamışsa da, 9 Kasım 1676′da gökbakıcılarını
Jüpiter’e çeviren Ole Röemer ve yandaşları Cassini’nin
hesabınca İo’nün saat 5:47′de gezegenin arkasından
sıyrılıp cemalını göstermesini bekleyedursun, hay
Allah’tır, İo uydusu bir türlü görünmemiş,Cassini ise
“yok canım buluttandır, yok yok rüzgardandır” demesine
kalmadan, İo’dur saat tam 5:57′yi 49 saniye geçtikte
Jüpiter’imiz arkasından “ce” diyerekten bir çıkmıştır
ki, rivayet oldur, Cassini ossaat altına kaçırıp, mos
mor kesileyazmıştır.
Röemer ise,dahiyane bir görüşle,
“Yok arkadaş, Kasım ayında Jüpiter sevgili dünyamızdan
madem ki şu kadar daha uzaktadır, İo’nün ışığı da bu
nedenle 10 dakika 49 saniye gecikmeyle görüldüğünden,
ışık hızı da saniyede -az bir hatayla da
olsa-280,000 kilometredir” sonucunu çıkarıp, “gelin bu
hızı Temel’in de anlıyacağı gibi “cevvaliyet” ,ya da
“celeritas” anlamına “c” ile gösterelim” . “Hemi de
pek sevaptır, 250 yıl sonra belkim Hz.Einstein diye
biri çıkar, em ce kare formülünde de kullanır”
demişse de, kilisenin gürültüsünden garip Röemer bu
lafını, davulcunun yellenmesi misali, kimselere
duyuramamıştır.
Haliyle de, bu olayı hiç duymayan Merzifon’lumuz ise, Hacıoğlu Pazarında orduyu başı boş bırakıp avlanmaya sıvanan avcı Mehmet’in elinden Sancak’ı Şerif’i kapmasıyla ordunun başına geçip 12 Ağustos 1678′de Çehrin kalasını Rusların elinden çekip
alıvermiştir.
Yıl ise 1683′e geldikte, Merzifon’lumuzun Viyana’yı
kuşatması tüm Evropayı Türk’e karşı birlik etmiş (zamanın Avrupa Birliği), heyhat ki ne heyhat, her ne kadar Merzifon’lu ordumuzu
Belgrad’a geri çekmişse de, bir defa kurulmuş olan bu
birlik günümüze kadar süregelmiştir.
4.Mehmet önce Merzifon’luyu teselli etmiş, ardından da
Endrun’lu dönmelerin fitnesiyle, Belgrat’taki otağına
iki adet cellatını gönderivermiştir. Cellatlar, Mühr-ü
hümayunu ve de emanetleri almaya geldiklerini
söylediklerinde, Merzifon’lu, “Bize ölüm var mıdır ?”
diye sorup da, “Ölmek gerek, Allah imandan ayırmasın”
cevabını aldıkta, iki rekat namazını eda edup,
kavuğunu, kaftanını çıkarmış, cesedi toprağa düşsün
diye otağın halısını katlamış, sakalını kaldırırak
başını yiğitçe dikleştirip, cellatlarını yanına
çağırıvermiştir; “İpi bir hoş usulüyle takın bakalım”
Edebiyat hocamız sayın ve sevgili Haydar Göfer’in sevgi dolu
azarlamasıyla uyanıp, geçen hafta yediğimiz haltı
düzeltmek için, Fikret’e ait beyite “ki” ekini
katıyorum.
“Sen zanneder misin ki benim hep elemlerim
Heyhat ben nevaib-i eyyamı inlerim.”
Yine Haydar hocamın yakıştırmasıyla, Namık Kemal ise
bu konuda aynen şöyle demiştir:
“Bais-i şekva bize hüzn-u umumidir Kemal
Kendi derdi gönlümün billah gelmez yadına”
Ekte ise, sevabımıza, Jüpiter’in İo uydusunun bir
suretini göndermekteyiz; alın da hayrını görün.
Gözleriniz hep yükseklerde olsun
Timur Sumer
www.timursumer.com
Yazıları posta kutunda oku