NECDET BULUZ
Suriye’deki iç çatışmaların giderek artması ve iç barışın sağlanamaması nedeni ile özellikle Türkiye’ye akın eden Suriyeli sığınmacı sayısının 600 binin üzerinde olduğu söyleniyor. Hatta kayıt dışı olanlarla bu sayının 1 milyona yükseldiğini iddia edenler de var. Türkiye dışında Lübnan ve Ürdün’e sığınanlar da var. Ancak, şu anda Suriyeli mülteci yükünü çeken ülkenin Türkiye olduğunu söylemeliyiz.
Bu akın, bu noktada durur mu? Ya da, Türkiye, Lübnan ve Ürdün’e sığınan Suriyeliler bu ülkelerden ayrılıp, Avrupa kapılarını zorlar mı? Şimdi, bu sorulara yanıt arayalım.
AVRUPA’YI KORKU SARDI
Türkiye’ye sığınan ve paralı oldukları ifade edilen bazı Suriyelilerin, Avrupa kapılarını zorlamaya başladıklarını görüyoruz. Çeşitli yollardan Avrupa’ya geçmek için hareket eden bazı grupların sınır kapılarında yakalanması bunun bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Özetle, sığınmacılar yeni arayışlar içine giriyor. Bu durum da Avrupa ülkelerinde endişe yaratmaya başladı.
Geçenlerde Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande bu konuyu gündeme taşıyarak, Avrupa’nın endişelerini de dile getirmiş oldu. Fransa Cumhurbaşkanı Suriyeli mültecilerin bulundukları kampları terk edip, Avrupa’ya gelmeyi denemeye başladıklarını, bunun da kısa zamanda sığınmacı akının başlayacağından söz ederek buna önlem alınması gerekliliğini anımsattı.
AB ülkeleri, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine gelmesinin önüne kesmeye çalışacaklar. Bunun için yapılması gereken tek yol, sığınmacı akınına uğrayan Türkiye, Lübnan ve Ürdün’e yardım etmek olacaktır. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı da AB Zirvesi sonrası yaptığı konuşmada bu konuyu gündeme taşıdı ve kısaca şunları söyledi:
HOLLANDE’NİN SÖZLERİNE DİKKAT
“ Görülüyor ki, Suriyeli sığınmacılar Avrupa kapılarını zorlayacaklardır. Bunu önlemenin tek yolu, Suriye’ye komşu olan Türkiye, Lübnan ve Ürdün’e yardım etmektir. Yoksa kısa zaman sonra kapılarıma Suriyeli mülteciler dayanacaktır. Bu ülkelere yardım edilmeli ki, mültecilerin kampları terk ederek bize kadar gelmeyi denemeleri sonucuyla karşı karşıya kalınmasın. Suriyeli mültecilerin, kampları terk edip Avrupa ülkelerine gelmeleri halinde ise uygun şekilde ağırlanmaları için gerekli önlemler de şimdiden alınmalıdır.”
Hallande bir yerde “Kesenin ağzını açın” diyor, uyarıyor. Bunun sağlanamaması halinde ise, geleceklere kucak açmak zorunda kalacaklarının altını çiziyor.
Avrupa ülkeleri ekonomik açıdan zor durumdalar. Türkiye’ye, Lübnan ve Ürdün’e ne kadar yardım yapabilirler? Yapsalar bile bu yardımlar ne kadar işe yarar? Sayıları 1 milyonu aşan, gelecekte daha da aşması beklenen Suriyeli sığınmacıların giderek daha çok sorun olmaya başladığını da görüyoruz.
SIKINTI GİDEREK BÜYÜYOR
Avrupa’nın bazı etkin gazeteleri konuyu sürekli sıcak tutuyorlar ve gündeme taşıyorlar. Bu konuda yazılan yorumlarda ortak görüş şöyle:
“AB ülkeleri Suriyeli mültecilere kapılarını açarsa, çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalır. Ne kadar denetlenirlerse denetlensinler, aralarında teröristlerin de olabileceği gözlerden uzak tutulmamalıdır. Birçok bölgede huzursuzluklar yaşanır. Zaten, Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin bu ülkede sabotajlar başta olmak üzere, kaçakçılık ve birçok istenmeyen olaylara karışmaları bölgedeki huzuru yok etmiştir. Eğer, aynı huzursuzlukları Avrupa yaşamak istemiyorsa, bu akını durduracak başka alternatifleri devreye sokmak durumundadır. “
Bazı Avrupa ülkeleri Suriyeli mültecileri kesinlikle kabul etmeyeceklerini daha önceden açıklamışlardı. Biz de o dönemlerde yazdığımız yazılarda “Bizi Suriye batağına çekenler, kaderimizle baş başa bıraktılar. Suriyeli sığınmacıların bütün yükü üzerimizde kaldı” demiştik.
Daha önce Hatay ve çevresine yerleşen Suriyeli sığınmacılar, şimdi İstanbul, Ankara ve İzmir, Adana, Mersin başta olmak üzere bütün yurda yayılmaya başladılar. Bu da o illerde yaşayanları rahatsız etmeye başladı. Bu sıkıntının ilerleyen zaman içinde daha da artacağını görüyoruz. İşte bütün bu nedenlerden dolayı bugünkü AKP Hükümeti’nin, uyguladıkları yanlış politikalar nedeni ile bu yükün altında kaldığımızı söyleyip duruyoruz.
e.mail: necdetes@mynet.com