NECDET BULUZ
Geçenlerde Mersin’deydik. Taşucu’na kadar uzandık. Burada, yavru vatan KKTC’ne su götürecek olan ve “asrın projesi” olarak adlandırılan su temin projesi ile ilgili çalışmaları da yakından izleme fırsatımız oldu. Böylesine bir projeyi uygulayan ve hayata geçirenlere öncelikle teşekkür ettiğimizin altını çizelim. Projeye olan hayranlığımızı da sizlerle paylaşalım. İyi düşünülmüş, yavru vatanı ayağa kaldırabilecek kapasitedeki bu proje kısa zaman sonra hayat bulacak.
Konu ile ilgili daha önce birkaç kez yazdık. Denizin 250 metre altında askıda kurulacak olan 80 kilometre uzunluğundaki su hattı, KKTC’nin kaderini değiştirecek. Anamur-Dragon Çayı üzerinde inşası süren Alaköprü Barajı’ndan alınacak yıllık 75 milyon metreküp su deniz altındaki boru hattı ile KKTC ‘ndeki Girne yakınlarındaki inşa edilen Geçitköy Barajı’na aktarılacak. Bu arada söyleyelim, yakında Girne Geçitköy Barajı’na geçecek ve çalışmaları izleyeceğiz. Buradaki çalışmalarla ilgili izlenimlerimizi de sizlerle ayrı bir yazıda paylaşacağız.
DÜNYA’DA BİR İLK
Teknik olarak bu proje dünya bir ilk olarak da gösteriliyor. Biz, daha önce proje ile ilgili teknik bilgileri aktardığımız için, burada yinelemek istemiyoruz. Özetle şu noktayı aktarmakla yetinelim:
Deniz altından su geçiş hattı güzergâhı, boru başlangıç ve bitiş koordinatlarını korumak, deniz tabanındaki elverişsiz kısımlardan, dik eğimlerden ve heyelan bölgelerinden kaçınmak için mümkün olduğunca düz bir hat izlemek gibi önemli kıstaslar dikkate alınarak seçildi. Jeolojik araştırmalarla bölgedeki sismik aktivite incelendi ve deprem katalogları oluşturuldu. Denizin akıntı ve dalga rejimini belirleyebilmek için oşinografik araştırmalar yapılarak 12 aylık veri toplandı. Yüksek yoğunluklu polietilen boruların su altında deniz etkileri sebebiyle bozulmaya uğrayıp uğramadığını tespit etmek üzere tam ölçekli 11 adet boru ile deney yapılarak 6 aylık aralıklarla iki yıl boyunca ölçüm gerçekleştirildi. Son 30 yılın önemli fırtına kayıtları toplanarak bilgisayar üzerinde dalga modeli oluşturuldu. Oşinografik araştırmalar ile toplanan veriler kullanılarak model kalibre edildi.
KKTC HER ALANDA ZENGİNLEŞECEK
Buradaki en önemli noktaya gelince:
Türkiye’den KKTC’ne gönderilmeye başlanacak olan su 50 yıllık bir ihtiyacı karşılayacak. Yıllık 75 milyon metreküp suyun yarısı içme/kullanma amaçlı, diğer yarısı ise tarım alanlarında kullanılacak. Su sıkıntısı çekilen yavru vatanda bu su “hayat suyu” olacak. Zenginlik, bolluk, bereket getirecek. KKTC’ni, Kıbrıs Rum kesimi karşısında ekonomik ve siyasi yönden güçlendirecek. Ambargo altında ezilen ve sıkıntısı giderek büyüyen yavru vatan, bu su ile bu kabuğu da kıracak. Konuya bu açıdan bakmakta fayda görüyoruz.
Şimdi gelelim diğer önemli noktaya:
KKTC’nde siyasi ortam, istenilen düzeylere gelmedi, gelemedi. Kısır çekişmeler, iyi yönetememek, siyasi ve ekonomik ambargonun verdiği eziklik bugün yavru vatanı sıkıntılı bir döneme soktu. İki toplum arasındaki müzakerelerde de sonuç alınamaması bu siyasi krizi daha da derinleştirdi. Ama artık, önümüzdeki dönem, KKTC için geleceğe güvenle bakma, zenginleşme, siyasi ve ekonomik açıdan dirilme dönemi olacaktır. Buna imza atacak olanlar da KKTC’nin yöneticileri, siyasi kadrolarıdır.
“Asrın Projesi”olarak değerlendirilen ve KKTC’ne her açıdan büyük zenginlik getireceğine inandığımız su projesinin çok iyi değerlendirilmesi ve artık yavru vatanda kısır siyasi çekişmelerden uzak, kendi kendini yönetebilen ve göbek bağı ile hiçbir şeye bağlı olmayan bir oluşumun hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bunu yapacak olanlar da yöneticiler ve siyasi kadrolardır. Biz, şuna inanıyoruz: KKTC’nin kaderini, yönetenler belirleyecek ve değiştireceklerdir.
UYANMA VE ŞAHLANIŞ ZAMANI
Türkiye, aslında bu proje ile KKTC’ne çok büyük bir katkı sağlamış oluyor. Konuyu sadece “anavatandan gelecek su” olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bu su, çok iyi ve birçok alanda koz olarak kullanılırsa, siyasi, ekonomik, tarım alanlarında yavru vatan patlama yapabilir. KKTC, bu suyu her alanda kullanabilmelidir. Göreceksiniz, suyun adaya gelmesi ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde bile bir yumuşama olacaktır.
Bütün bunlar siyasi bütünlüğe, uyum göstermeye, dayanışmaya bağlıdır. Geçmişte yapılan hataların yinelenmemesi, KKTC’nin geleceğinin her zaman ön plana alınması, kısır çekişmelerin artık bir kenara bırakılması ile mümkündür. Açık ifade edelim, bu güç yavru vatandaki vatandaşlarımızda vardır. Biz, KKTC’nin geleceğinin parlak olacağına inananların başında geliyoruz. Bu millet, ambargoyu da kıracak, siyasi alanda kaybettiklerini de kazanacak, geleceğe güven içinde bakacak güce sahiptir. İşte, bu su proje, uyanmanın, şahlanışın ve her alanda kazanmanın bir sembolü olacaktır.
e.mail: [email protected]