( Bayramlık)
Rahmetli bestekâr Selahattin Pınar bir yandan beste yaparken diğer taraftan üç-beş kuruş kazanmak için bazı zengin çocuklarına musiki dersi verirdi.
Öğrencilerden biri bir gün,
– ”Hocam, sabahları aç karnına çiğ yumurta içmenin sesime çok faydası varmış. Ben bir haftadır bunu yapıyorum. Sesimdeki değişikliği fark ettiniz mi?” diye sorar.
Selahattin Pınar,
– ”Oğlum, der.. İç… Hiçbir zararı yoktur!” Bir süre sonra oğlan,
– ”Hocam, annem de çiğ yumurta sayesinde sesimin çok güzelleştiğini söyledi. Siz de farkındasınız, elbette..” Selahattin Pınar çaresiz… Bet sesli oğlanı atsa olmayacak, ekmek parası…
-”Oğlum.. der. Yumurtanın zararı yoktur… içebilirsin…”
Bir süre sonra oğlan yine aynı konuya girince, dayanamaz rahmetli…
-”Ulan, eşşekoğlu eşek… der. Yumurtada keramet olsaydı, tavuk götü bülbül gibi öterdi!”
***
Mollanın biri Bektaşi’ye:
– Sana günde beş lira vereceğim, ama, her gün namaz kılacaksın…demiş.
Anlaşmışlar…
Ancak Bektaşi’nin aptes almadan namaz kıldığını gören molla sormuş:
– Erenler, neden aptes almadan namaz kılıyorsun?..
Bektaşi:
– İmanım, o senin dediğin sulu namazdır, beş liraya kılınmaz…
KIVIRMA SANATI
Amerika’da bir süpermarkette, müşteri yarım kivi satın almak istiyor. Tezgâhtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kavga çıkıyor. Tezgâhtar koşa koşa müdüre çıkıyor:
“Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor” der demez şöyle bir
arkasına dönünce ne görsün: müşteri arkasından gelmiş, ensesinde duruyor…
Tezgâhtar hemen müşteriyi işaret ediyor:
“Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim…” diyor
Müdür durumu anlıyor, adama yarım kiviyi mecburen verip gönderiyorlar.
Müdür bir saat sonra tezgâhtarı çağırtıyor:
“Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. Nerelisin sen?
“Brezilyalıyım efendim…”
“Amerika’ya niye geldin?”
“Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya fahişe, ya da futbolcu… Oluyorlar.”
Müdür; “Biliyor musun, benim karım da Brezilyalı…
“Yaaaaaaaa öyle mi, Yenge hangi takımda futbol oynuyor ?”
***
Cemaatten abinin birini gaza getirmeye çalışırlar sen bir kıza laf atamazsın diye.
Biraz uğraşırlar bizim abi yer gazı ,gider otobüs durağına. Kızın birine seslenir:
GIIIIZ SEN SÜPHANEKEYİ BİLİYON MU? 🙂
***
Adamın birinin ineği hastalanmış adam dua etmiş ‘Allah’ım eğer ineğim iyileşirse 15 gün oruç tutacağım”
demiş. İnek iyileşmiş. Adam verdiği sözü tutup 15 gün orucunu tutmuş ama 16. gün inek ölüvermiş.
Adam ellerini açmış;” Allah’ım bu garip kulunu kandırdığını sanma sakın. Bende ineği kurbana sayarım, orucu da ramazandan düşerim” demiş.
***
Bir gece vakit gece-yarısına doğru Alabama Otoyolunun kenarında duran bir zenci kadın gördüm. Bardaktan boşanırca yağan yağmura rağmen, bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkati çekmeye çalışıyordu. Geçen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. 60’lı yıllarda bir beyazın bir zenciye, hem de Alabama’da, yardıma kalkışması pek olağan şeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm. Bir taksi durağına bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi, verdim.
Bir hafta sonra, kapım çalındı. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armağanda…
‘Geçen gece otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunç yağmur sadece elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti. Kendime güvenimi yitirmek üzereydim, siz çıka geldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan kocamın yatağının başucuna zamanında ulaşmayı başardım. Biraz sonra son nefesini verdi. Tanrı bana yardım eden sizi ve başkalarına karşılık beklemeksizin yardım eden herkesi kutsasın…
En İyi Dileklerimle,
Bayan Nat King Cole.’
( Kadife sesli şarkıcı ününe sahip zenci şarkıcı Nat King Cole 1950-60ların en ünlü isimlerinden biriydi. Bayramınızı kutlarım.)
Dr. M. Galip Baysan
Yazıları posta kutunda oku