68. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmaları için New York’ta bulunan T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos’un görüşmeleri ve kendi aralarında vardıkları mutabakat Kıbrıs Müzakerelerinde yeni bir sayfa açtı.
KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun Özel Temsilcisi Osman Ertuğ ile Rum yönetimi müzakerecisi Andreas Mavroyannis’in karşılıklı olarak Yunanistan ve Türkiye’yi ziyarete edecek olmaları yeni ve beklenmedik bir gelişme.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos, bugüne değin kendisinin ve kendisinden evvel Dışişleri Bakanlığı yapmış kişilerin duymadığı veya da kendilerine iletilmemiş olan Kıbrıs Türk tezlerini şimdi birinci ağızdan Özel Temsilcisi Osman Ertuğ’dan duyacak.
Aynı şekilde T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bugüne değin belki de duymadığı Rum tezlerini birinci ağızdan Rum yönetimi müzakerecisi Andreas Mavroyannis’in ağzından işitecek.
Bunlar çok önemli gelişmeler.
1974 Barış Harekatı sonrasında Kıbrıs konusunda Rum tezlerini duyduğum vakit adeta donakalmıştım. Bu nedenle de Türkiye ve Yunanistan’ın dış işlerinden ve siyasetinden birinci dereceden sorumlu olan kişilerin, 46 yıl sonra Kıbrıs konusunda, birinci ağızdan karşı tezleri duymalarının çözüm sürecini hızlandıracağı ve çözüme katkı koyacağı kesin.
Bu mutabakat aynı zamanda Rum lider Nikos Anastasiades’in müzakerelere başlamamak için gösterdiği isteksizliği ve ipe un sermek için ortaya koymaya çalıştığı ön koşulları da zayıflattı, adeta yok etti.
Bu görüşmenin ortaya koyduğu bir başka gerçekte Türkiye’nin ve Yunanistan’ın Kıbrıs konusunda birinci dereceden söz sahibi olduklarıdır.
Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum Müzakerecilerinin çaprazlama olarak Türkiye ve Yunanistan’ın Dışişleri Bakanları ile görüşmelerinden sonra yeni bir süreç, yeni koşullarla, yeni gelişmelerle ve yeni bir yol haritası ile başlayacak.
Bu yeni yol haritasının omurgası gerçekte doğalgaz. Doğu Akdeniz’de doğalgaz bulunmasaydı müzakereler bir 45 yıl daha giderdi veya bir savaş çıkana ve taraflardan birinin adanın tümünü ele geçirene kadar sürerdi.
Ama artık doğalgazın vanalardan akış tarihi de belli oldu. Doğu Akdeniz’de varlığı tespit edilen doğalgazın çıkarılması, borularla Avrupa’ya aktarılması ve Avrupa Birliğindeki konut ve işyerlerinde kullanılabilmesi için gerekli olan alt yapının en geç 2015 yılı içinde inşasının başlaması gerekiyor.
2015 yılında bu alt yapıya başlayabilmek için de Kıbrıs sorununun, geçiş süreci ile birlikte en geç 2014 sonunda veya da 2015 yılının ilkbaharında bitirilmiş olması, bu sürecin en önemli ve olmazsa olmaz koşulu. Bitmediği takdirde, endirekt olarak Avrupa Birliğinin Münhasır Ekonomik Bölgesi içinde bulunmuş olan doğal gazın Avrupa’ya ulaşması olanaksızlaştığı gibi çok pahalıya mal olacak.
Davutoğlu, Venizelos görüşmesinin arkası çorap söküğü gibi gelecek. Bu ikiliye önce büyük bir olasılıkla Kerry arkasından da AB temsilcisi de katılacak. Çok ciddi bir “Al-Ver” döneminden sonra da hem Kıbrıs sorunu çözülecek, hem de Türkiye-AB Katılım Müzakerelerinin bitiş tarihi belli olacak….
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
27 Eylül 2013