AVRUPA, AVRUPA DUY SESİMİZİ
Hüseyin MÜMTAZ
Madem bütün âlem bir futbol sahası, o halde bütün olaylara o gözlükle bakalım.
Önce basit bir zaman çizelgesi..
Bir hafta önce Avrupa Birliği, İspanya’dan ayrılarak bağımsız olma mücadelesi veren Katalan bölgesini uyardı. AB, İspanya’dan ayrılması durumunda Katalonya’nın AB üyeliğinden de çıkmış sayılacağını açıkladı.
Uluslararası yorumculara göre AB’nin bu açıklaması Avrupa’daki ayrılıkçı hareketler açısından da emsal olma potansiyeli taşıyor. Çünkü İskoçya da, önümüzdeki yıl İngiltere’den ayrılarak bağımsız olmak için referanduma gidecek. AB Komisyonu’nun İspanyol Başkan Yardımcısı Joaquin Almunia, 15 Eylül’de Barcelona’da yaptığı açıklamada, üye bir ülkenin herhangi bir bölgesinin ayrılması durumunda bu bölgenin AB’nin parçası olamayacağını açıkladı.
E madem öyle, biz bu kadar yıldır bu haltı niye yiyorduk?
Neden hiçbir AB sorumlusu/yetkilisi “4 parçanın 1 parçasındaki” Kürtlere, “Türkiye’den ayrılmaya kalkarsanız AB’yi unutun” demedi?
Demedi de yıllar yılı “4 parçanın 1 parçası” olan Kürtlere “bir takım haklar-bölgesel özerklik-yerel yönetim modelleri” filan önerilmesi neden Türkiye’nin AB üyeliği yolunda en önemli kilometre taşlarından biri sayıldı?
Hâttâ iki gün önce “eski isimlerin kullanılması”nın kılıfını hazırlayan “masum” bir “harita çalışması” bile, AB projesi olarak takdim edilmedi mi?
“Türkiye haritasına AB ayarı…81 ilde 953 ilçe ve 34 bin köyün sınırları yeniden çizilecek. Böylece hem AB’ye uyum sağlanacak hem köyler arasındaki arazi kavgası bitecek.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen çalışma kapsamında il, ilçe ve köy sınırlarını yeniden belirleyecek bir adım atılıyor. Avrupa Birliği’ne uyum sağlanması amacıyla 81 ilde bulunan yaklaşık 953 ilçe ve 34 bin köyün sınırları tamamen değişecek.
Tarla, yayla, orman ve mera gibi alanların sınırları netleşeceği için hem köyler hem de köyde yaşayanlar arasındaki kavgalarda sona erdirilmiş olacak. Mülkiyet değişikliği ise olmayacak. Ankara’nın Çamlıdere ilçesinde pilot olarak başlatılan proje 2014 yılında Türkiye’nin geneline yaygınlaştırılacak. Cumhuriyet sonrası çizilen sınırların baz alındığı dere, tepe, çeşmeler bugün tespit edilemiyor. O dönemdeki hudutnamelerde bir köyün sınırı ‘şu dereden şu tepeye kadar’ olarak çizilmiş. Ancak o tepeye verilen ad kullanılmadığı veya dere kuruduğu için sınır anlaşmazlıkları ortaya çıkabiliyor. Özellikle çalışma ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sıkça yaşanılan arazi anlaşmazlıklarına da köklü bir çözüm getirilmiş olacak.
Halen 1924-30 yılları arasında tamamlanan hudutnameleri kullanan Türkiye, arazideki karşılığı olmayan haritaların tamamını çöpe atacak. İl, ilçe ve köy sınırlarında yaşanılan asayiş olaylarının hangi kolluk gücünce takip edileceği açıklığa kavuşacak. Van Gölü’nde meydana gelen bir olayla ilgili hangi şehrin yetkili olduğu netleşecek. Örneğin göl kıyısında işlenen bir olaya Van mı yoksa Bitlis polisinin mi bakacağı yolunda sık sık yaşanan tartışmalar sona erecek”.
Yâni Katalan Bölgesi, İspanya haritasındaki yerini “AB müktesebatınca” aynen koruyacak ama yine aynı “müktesebat” uyarınca Türkiye haritasındaki 81 ilde 953 ilçe ve 34 bin köyün sınırları yeniden çizilecek..
Ve derken dün “pat” diye gündeme Avrupa Adalet Divanı’nın kararı düştü. Avrupa Adalet Divanı emsal bir davada Türk vatandaşlarının hizmet almak için vizesiz AB’ye seyahat edemeyeceklerine hükmetti.
Bu resmen bir “rüyanın” sonudur.
Konuya yakından bakan bazı “bakan”larımız acaba bir şeyler mi sezmişlerdi de geçen hafta hafiften kamuoyu oluşturmaya/hazırlamaya çalışmışlardı?
Önce Bağış Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde katıldığı 10’uncu Yalta Avrupa Stratejisi (YES) toplantısında, “Belki de muhalefet ve önyargılardan ötürü Türkiye hiçbir zaman AB üyesi olamayacak. Uzun vadede Norveç gibi olabilir, Avrupa standartlarına yükselir, AB’ye yaklaşır, ama üyesi olmaz” dedi.
Bu nasıl bir itiraftır?
Sabah şerifler hayırlar olsun beyim.
Sonra Zafer Çağlayan, Gümrük Birliği anlaşmasının mevcut haliyle Türkiye’nin aleyhine işlediğini belirterek, “Gümrük Birliği anlaşması bu şekilde devam edecekse, Avrupa bu konuda bir ilerleme, bir samimiyet göstermeyecekse, o zaman oturup biz de AB ile Gümrük Birliği yerine STA yapalım” dedi.
Bu itiraf için de size akşam şerifleri hayırlar olsun o zaman.
95 Çiller zamanından beri zorla bu Gümrük Birliği rüyası gördürülmüyor mu bize? Çiller Ankara’da gündüz vakti havai fişek gösterileri ile karşılanmamış mıydı?
Manisalı’nın Gümrük Birliği kitaplarını kimse okumadı mı?
Peki Barosso AB yetkilisi değil mi?
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, “Rum tarafındaki ekonomik krizi Kıbrıs sorununun nihai çözümü için gerçek bir fırsat olarak gördüğünü” belirterek “halkın gerekli uzlaşılara hazırlanması ve sivil toplumun müdahil edilmesinin sağlanması gerektiğini” açıklamış.
Yâni AB, bir kere daha “harita” çizecek.. “Halkı hazırlayın” diyor..
Katalan ve İskoçlar için lâfı bile edilmeyen “harita” çizimi, Türkiye ve Türklerle ilgili olunca pekala, üstelik “AB kuralı” şeklinde gündeme gelebiliyor..
Madem giremeyeceğiz; bu kadar sene “gireceğiz” umudu/aldatmacası ile kaybettiğimiz mevzileri nasıl/ne zaman alacağız?
Hadi yine tribünlerin sesine kulak verelim..
“Avrupa, Avrupa duy sesimizi”. 25 Eylül 2013
Güncel not 1: Obama BM Genel Kurulu’na hitap ederken “Suriye’ye müdahale ABD’nin çıkarlarına uymadı” dedi.
Peki “müdahale” kimin çıkarına?
Güncel not 2: Girne’den bir Galatasaray’lı, Terim’in gönderilmesi ile ilgili olarak; “2000 yılının rövanşını aldık” yorumunu yapmış.. Unutanlar için; 2000 UEFA Şampiyonluğunun ardından, şampiyonluğu sıcağı sıcağına kazanca tahvil etmek için Fenerli Emre Belözoğlu, Beşiktaşlı Okan Buruk ile Terim Galatasaray’dan “hiç vakit geçirmeden” ayrılmamışlar mıydı?
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ