Dokuzuncu Haçlı saldırısı ve AKP

Batı, ya da Haçlılar, Orta doğuya 1203 den bu yana, sekiz kez sefer düzenlediler.

Dokuzuncusunu AKP iktidarı ile birlikte düzenliyorlar.

Reuters’in bugün yaptığı haberde, “Suriye saldırısının ana hatları İstanbul’da çiziliyor” diye yazdı.

İsrail Harets Gazetesi ise, Suriye’de kullanılan kimyasalın Cihatçılar tarafından kullanıldığı haber yaptı.

Önce Suriye’deki CIA’ya bağlı Sınır Tanımaz Doktorlar, Esad kimyasal kullanıyor diye açıklama yapmıştı.

Arkasından Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Kararı olmasa da, Yugoslavya’da (Bosna’da) olduğu gibi Koalisyon ülkeleri ile birlikte müdahaleye hazır olduğunu açıkladı.

Haçlılar ile birlikte olmak ve onlara yardım ve yataklık etmek, AKP’ye büyük zevk veriyor. Çürümüşlüğün bu dereceye düşmesi insanlık adına utanılacak bir şey…

Bu durum, Türk halkına büyük bir acı veriyor.

Amerika’nın kimyasal silah histerisi ve sicili bilindiğinden, bu kez “kimyasal kullanıldı” çığırtkanlığını Davutoğlu ve yandaş medya üslendi.

Davutoğlu’nun BM Kararı olmadan müdahale edelim çıkışı; Rusya ve Çin’i devre dışı yapalım, yeter ki bu işin içinde Amerika olsun anlamındadır.

Yani bundan böyle Rusya diye bir komşumuzun da, olmayacağını ilan etmiş oldu.

Rusya düşmanlığı ve İngiltere Fransa işbirlikçiliği, Osmanlının sonunu getirmişti, aynı çizgide giderek Anadolu’yu da elimizden almaya çalışıyorlar.

Öyle anlaşılmaktadır ki, Amerika Uzak Doğuda Çin ve Rusya’nın160 bin askerle yapılan tatbikattan çok korkmuş. Suriye’de bir şeyler yapma ihtiyacında…

Bunun dışında, Amerika’daki savaş sanayinin, stokları tüketmek gibi bir sorunu var.

Eğer Amerika başarabilirse, Suriye’ye yapacağı bir vuruşla, Rusya ve Çin’in Suriye’ye verdiği desteği sonlandıracak.

Müdahalenin sınırlı olacağı gibi ifadeler buradan ortaya çıkıyor. Buna karşılık, oyunun nasıl oynandığını çok iyi bilen Rusya, ilk adımda fazla aktif olmayacağını belirten açıklamalar yaptı.

Her kez sanıyor ki, ABD bir iki vuracak ve planları gerçekleşmiş olacak ve bitecek.

Savaşların böyle olmadığını herkes biliyor.

Konuyu iyi anlamayan ve savaşı evindeki televizyondan izlediği bir film gibi görenler, Amerika’nın şimdiye dek, vurduğu yerlerden en az on yılda çıkabildiğini unutuyorlar.

Haçlılar ile birlikte savaşan Müslüman Kardeşlerin, Suriye’de iktidar olması, savaşın on yıldan da fazla süreceğinin işaretidir.

Batı bilhassa da İngiltere, Doğuya her saldırdığında, bir Müslüman işbirlikçi bulmuştur. Bu kez bu görevi; Müslüman Kardeşler ve ABD ajanlığı tescil edilmiş El- Kaide üslendiler.

AKP’de, Türk halkını işbirlikçiliğe ikna etmek için Haçlı adına savaşan Müslüman Kardeşlerin mağduriyeti üzerinden sözde siyaset yaptı.

Osmanlı hanedanın son günlerinde de Batı ile böyle ipe sapa gelmez birliktelikler yapılmış, her seferinde de Osmanlı bir bölgeyi kaybetmişti.

Tekrar bu güne gelirsek.

Birkaç günlük medya savaşı Eylül’de yapılacak Cenevre Barış Görüşmelerini berhava etti.

Şimdi neyi konuşuyoruz? Amerika’nın Suriye’ye birkaç günlük müdahalesini konuşuyoruz.

Birkaç günlük sınırlı müdahale ifadesiyle, sözde dünya kamuoyunu ve Rusya’yı kandıracaklarını sanıyorlar.

Önce şunu söylemeliyim.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrof şunu dedi, Puşkin bunu dedi ile Rusya yönetilmez. Nasıl ki, Amerika’da son sözü Obama söylüyorsa, Rusya ‘da Putin söyler.

Amerika’nın bir planın varsa, ona karşı duranların da, bir planı olmak durumundadır.

Tüm dünya, Rusya’ya demez mi, neden şimdiye kadar Suriye’ye destek verdin de, şimdi onları ortada bırakıyorsun diye…

Henüz son sözler söylenmedi.

Birisi elimde hıyar var dediyse, hemen tuzu alıp oraya koşmamak lazım.(AKP ve Medya)


Yazıları posta kutunda oku